Çoğu zaman hayatın nasıl gelip geçtiği ve nereye gittiğini bilmekmek kafanızı kurcalayabilir. Özellikle işiniz çok yoğun ise yaşadığınızın farkında bile olmayabilirsiniz.
Ordan oraya koşuşturmak beni çok fazla yorsa bile işimi seviyordum. İnsanlara yardım ederek rahatlıyordum, bilmiyorum belki de patronumun işimi sevmemdeki katkısı çok büyük olabilir.
4 senedir bu şirkette çalışıyordum ve Bay Jay Heechul bana bir kere olsun sesini yükseltmemişti. Onun asistanı olmak ne kadar yorucu bir hayat yaşatsa da dün ölüm haberini almış olmamız tüm şirketi yasa boğmuştu.
Son kez odasında etrafı gezerken onunla geçirdiğim 4 seneyi gözden geçiriyordum. Ne kadar yaşı çok büyük olsa da asla davranışları altmışlarında olan biri gibi değildi. Kiminle konuşursa onunla aynı yaştaydı her zaman. Bu yüzden kimse ona kin beslemezdi.
Şimdi oğlu bu şirketi satıp yerine başka bir oto galeri yapmaya karar vermişti, şirketteki çalışanlar yine aynı kalacaktı fakat ben emin değildim. Bana baba yokluğunu şu 4 senede arattırmamıştı ve babam gibi gördüğüm biri artık yoktu, ona cidden çok alışmıştım.
Masasına doğru yaklaşarak sürekli baktığı çerçevesini elime aldığımda ailesine ne kadar değer verdiğini düşündüm. O çok iyi bir eş ve çok iyi bir 2 çocuk babasıydı. 2 sene önce eşi hayatını kaybetmişti, başlarda onu çok üzgün görsekte çabuk toparlanıp eski enerjisine geri dönmüştü.
Çerçeveyi bırakıp gözlerimi sildim ve derin bir iç çektim, o sırada kapının açılma sesini duydum gelen oğluydu.
"Ah, Jimin burada mıydın?" sesi titriyordu, buraya gelmekte zorlanmış gibiydi.
"Vedalaşmak istedim."
"Annemden sonra, onu kaybetmek... Cidden, nasıl dayanacağım?" gözleri dolmuştu, ağıyor muydu?
Ona doğru yaklaşırken sarılmalı mıyım diye düşündüm fakat ben daha hamle yapmadan bana sarıldı.
Ağlıyordu.
"Güçlü olacaksın Kwansoo."
Sırtını sıvazladıktan sonra gözyaşlarını silmek için geri çekildi. "Bunca yıldır babamın yanında olmasaydın ne yapardık Jimin. Her şey için çok teşekkür ederim."
Bugün neden bu kadar ağlamak zorundaydık ki.
Gülümsedim, "Buralar artık sana emanet." yavaş yavaş son defa odaya bakarak kapıya yöneldim. "Artık burada çalışamayacağım, üzgünüm."
"Ne zaman istersen burada bir ailen olduğunu unutma, kendine iyi bak Jimin."
Kwansoo yıllardır ağabeyim gibiydi, çok fazla dertleşmiştik bunca yıl. O hep buradaydı ve ne zaman isterse yanında olacaktım.
Kapıyı açıp kendi odama yöneldim, toplamam gereken eşyalar vardı ve bundan sonra ne yapacağımı bilemiyordum. Çalışmak bana iyi geliyordu fakat bundan sonra başka bir yere bu kadar alışabilir ya da bağlanabilir miydim?
Adımlarımı hızlandırarak kendi odama girip dolabın yanındaki yeşil kutuyu masanın üzerine koydum, masamın üzerindeki her şeyi dikkatlice yerleştirmeye başlarken hâlâ olayların nasıl bu kadar hızlandığını merak ediyordum.
Bay Jay Heechul geçen hafta balığa gideceğimize söz vermişti...
Derin bir iç daha çekerek son olarak civciv desenli kalemliğimi de kutuya yerleştirdim, artık hazırdım. Kenardaki sırt çantamı da alarak odadan çıktım.
Şirket binasından çıkarak temiz havayı ciğerime gönderdiğimde buna ne kadar ihtiyacım olduğunu fark ettim. Busan havası bir başkaydı.
Binanın önünde duran taksiye binerek şoföre annemle yaşadığım evin adresini söyledim, yolculuk sırasında buralardan biraz uzaklaşmam gerektiğini düşündüm.
![](https://img.wattpad.com/cover/255574270-288-k35718.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asistan | Vmin
FanfictionYemeğe ilgisi olmasına rağmen kariyerine odaklanmış Park Jimin ve yemek şirketi sahibi Kim Taehyung'un aşk hikayesi...