giriş

332 27 0
                                    

Rüya, orta boy ve kiloda, sarı saçlı, kahverengi gözlü bir kadındı. Nezih bir aile tarafından yetiştirilmiş, dönemin şartlarında alabileceği en kaliteli eğitimi almıştı. Ve başarılı bir psikolog olmuştu. Ailesinin isteği üzerine.

Rüya'nın ailesi ile arası kötü olmasa da asla iyi de olmamıştı. Anne ve babası ile yabancı gibi yaşamasına rağmen mesleğini severek yapıyor ve saygısını asla eksik etmiyordu. Ayrıca bu zamana kadar bir ilişkisi olmuş ve ruh eşini bulmuştu Rüya. Yakışıklı bir psikolog, genç kadının kalbini çalmış ve onu evlenmeye ikna etmişti.

Uzaktan görenler ailesini sevip sayan, her anlamda başarılı bir kadın olarak tanımlıyordu, Rüya'yı.

Rüya ise kendisini bir ana kadar başarılı sayıyordu. Bir hastası ile yakınlaşana kadar.

Çok zor bir çocukluk geçirmesine rağmen çok iyi yerlere gelmiş, kendisini kimsesiz olarak tanımlayan bir hastası, bir kadın, yetişkin bedende kalan küçük bir ruh onun bu düşüncesini yerle bir etmişti.

Rüya'nın en yakın arkadaşı bu kadın olmuştu, yaptıkları seanslar boyunca. Her hastasına sahte bir dostlukla yaklaşmasına rağmen Kutsal Hanımın kırgınlıkları paylaşıldıkça ikisi arasında, Rüya kadına günden güne yaklaşıyordu.

Birkaç sene geçti, günler günleri kovaladı. Rüya'nın düğün günü yaklaşırken bu iki kadın da yaklaştı.
Sevilmenin getirisi olarak Kutsal da iyileşiyordu.

Bir akşam nikah günü hakkında konuşurken Rüya yakındı. Erkan başka kendisi başka bir tarih istiyordu. Kutsal, bir ricada bulundu.

"Benim doğum günüme ne dersiniz? En yakın arkadaşımın mutluluğu en güzel hediyem olur. Hem ikinizin de istediği tarihin ortası gibi."

"Ben bunu Erkan'a bir sorayım ama söz vermeyeyim olur mu canım?"

Kutsal kafasını salladı. Erkan kabul ederdi. Sevdiği kadınla ufak da olsun tartışmak canını sıkıyordu, genç doktorun.

Nikah günü geldi, geçti.

Kutsal ortalıkta görünmedi. Aradı ama ulaşamadı, Rüya.

Bir şey olmuş olabilir miydi? Saçmalıyorsun, dedi kendi kendine. O meşgul bir kadın, acil bir işi çıkmış olabilir diye düşündü.

Akşam olurken yavaş yavaş misafirler dağıldı. Rüya ve Erkan da balayına geçmek için evlerine toparlanmaya geçtiler. Eşyalar paketlenirken kapı çaldı. Rüya yavaş adımlarla ilerlerken Kutsal gelmiştir diye düşünüyordu. Kapıyı açtı, etrafta kimse yoktu. Kapıyı kapatacakken gözleri önünde duran küçük kutuya takıldı.

Yavaşça dizlerini kırdı. Kutuyu alıp doğruldu. İçeri geçti. Koltuğa oturup kutuyu açarken görmeyi beklediği birkaç mektup ve bir sözleşme değildi.

"Tanrı seni yaratırken bütün yeteneklerini kullanmış. Kusurlu bir dünyada kusursuzluğun kanıtısın."


gölgelerimin içinden|gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin