2

115 27 10
                                    

Tabip Steve, berber Clint'in dükkanına girdi. "Hoş geldin." diyerek müşterisini karşıladı Clint. Steve berber koltuğuna otururken sordu.

"Neler yaptın görüşmeyeli?"

"E-e-evlendim. Ü-üç ay ol-d-u. A-a-ma ko-ko-camı gö-gö-gö"

Steve, Clint'in konuşmayacağını anlayıp lafını tamamladı. "Göz? Gözleri?"

"Ö-ö-öy-le değil. Gö-gö-gö-gö..."

"Clint ayıp oluyor ama."

"Göt de-demeyecektim. Göremiyorum diyecektim." kekelemeden konuşmuştu. Sevinerek "Gör-gördün mü hiç ke-ke-kelemedim. Ha-hay sı-çayım böy-böyle işe. Ko-ko-konuşmuştum ne gü-güzel." söylenip Steve'i tıraş etmeye devam etti. "La-la-net bi-bi-bir büyük hanım var. İ-zin ver-vermiyor, ko-ko-kocamı gör-gör-göreyim."

"Kızlar bu kuş ötüyor. Konuşmuyor ötüyor, götü büyük Maria, burnumda tütüyor." Kuşçu Nick şarkı söyleyip duruyordu.

"Kuşçu Nick," diyerek yanına geldi Tony. "Senin için kanatları var diyorlar, doğru mu?"

Nick güldü "Sen iste, kendimi bir sıkar. Kanat çıkarırım."

Tony "Ay yok kalsın." diyerek bir altın çıkardı. "Eh bir kuş azat et."

"Bu altına üç cariye azat edilir be!"

Tony "Ben acısını çıkarırım." diyerek güldü.

Nick, kuş kafesini indirirken sordu. "Kaç kocan oldu Tony? Yumurtaları patlatmadan nasıl idare edersin onları?" kuşu bırakırken numaradan ağladı. "Kuşum gitme! Babanı sev, babanı unutma!"

Birkaç dakika geçti, Tony konuştu. "E bu kuş gitti, gelmedi. Müşteriden sonra gelmeyi nasıl öğrettin?"

"Söylemem. Meslek sırrı." dedi Nick.

"Eh, ben de söylemem o zaman." bunları deyip berber Clint'in dükkanına doğru yürümeye başladı. Tony dükkanın önünde dururken, Steve dışarı çıkıyordu. Gözleri kesişti. Tony, Steve'in mavi gözlerine bakıp derin bir iç çekti.

"Tony'im? " diyerek yanına geldi Clint. Tony toparlanıp Clint'e baktım.

"Clint'im." sesini inceltip konuştu. "Ne yapıyorsun?"

"Öy-öyle iş-güç. Bu-bugün na-na-nasıl gel-geldin?"

"Büyük hanıma söylendim, söylendim. En son dedi ki 'Hadi git biraz dolaş gel.' Ben de hemen yanına geldim."

Clint "İ-i-iyi et-ettin." dedi ve Tony'i izledi.

Tony "Ah, ah." diyerek üzgün üzgün baktı. "Of of."

"N-n-ne ol-oldu?"

"Yok bir şey." diyerek etrafa baktı Tony.

"Söy-söyle Tony'im."

"Konaktaki herkesin bileziği var benim yok. O cadı büyük hanım alay ediyor benimle. 'Kapı gibi kocası var, bir bilezik alamıyor.' diyor."

"B-ben al-al-alırım." dedi gaza gelen Clint.

"Ben de öyle dedim. Kapı gibi kocam var alır bana dedim."

"Ne ka-ka-dar?"

Tony "İki altın." deyip güldü.

"I-i-iki al-al-altın mı?"

"Merak etme, bir altını biriktirdim ben."

Clint, bir altın almak için evine gitti. Tony ise dükkanın önünde durmuş, mavi gözlü adamı düşünüyordu. Tabip Steve. Ne güzel adı vardı.

"Ne işin var bu uyuzun dükkanın önünde?" bekçi Thor, yanına geldi.

"Babamın usturalarını biletmeye gitti."

"Heh iyi. Ne konuşuyordunuz?" sinirle sordu Thor.

Tony birkaç saniye düşündü, verecek cevap bulamayınca "Ey vatan! Ey millet! Şu yiğide bakın!"

Egosu okşanan Thor, keyifle güldü. "İzinler kalktığı yanına gelecektim. Ama gelemiyorum."

"Niye?" Biraz rahatlarım diye düşündü Tony.

"Hapishaneden firar etmişler."

Thor'un cevabı üstüne Tony "Eyvah! Kesin Loki de kaçmıştır." diye düşündü. Thor ile vedalaşıp eve yürürken aklında sadece Tabip Steve vardı.

....

Nick fav alxnoakals

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝟕 𝐤𝐨𝐜𝐚𝐥𝛊 𝐓𝐨𝐧𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin