Yazar Notu:
Merhaba meleklerim, The Untamed fandomında ilk ficim ve evet üzücü bir fic. Bu Jade adında tatlı birinden ilham alınarak yazıldı onu twitterda lilbunnyzhan olarak tanıyor olabilirsiniz. Onun şiir ausu buna ilham oldu. Bu hikayenin ağır temalarla ilgilendiğini hatırlatmak isterim, bu nedenle içerik uyarısı, yas ile alakalı çok fazla şey var ve bilginiz olsun ben bir yas danışmanı değilim bu yüzden söylenenleri yürekten almayın. Neyse acı için üzgünüm, lütfen keyfini çıkarın.
Ayrıca okurken ağlayacak güzel şarkılar arıyorsanız; Jealous (Labrinth), You are my Sunshine ve 1000 Sundowns'ı önerebilirim.
Çevirmen Notu:
Yazarın bahsettiği kullanıcının twitter hesabı gözükmüyor. Sanırım silinmiş. Ve yazarın önerdiği şarkılar dışında size Pim Stone'un The Life We Could Have Had şarkısını önerebilirim. Ben bu şarkıyı dinleyerek çevirdim. İyi okumalar.
Şimdi düşününce komik geliyordu. Aynı kişi olduklarını fark etmeden, Hanguang-Jun'un peşinden bu kadar uzun süre umutsuzca koşarken aynı zamanda asansörde tanıştığı Lan Zhan için acı çekiyordu. Bu durum Wei Wuxian'ı bugün hala güldürüyordu, aptal enerjisi yaydığını biliyordu ama tanrım o gerçekten aptaldı.
Ama artık önemli değildi. Umutsuz aşık, edebiyat meraklısı Wei Wuxian en sevdiği şairinin kalbini kazanmıştı. En güzel şiirleri yazan, en nazik gülümseye sahip olan; Wei Wuxian'a bulutların arasından bakan güneşi hatırlatan kişinin kalbini kazanmıştı. Wei Wuxian'ın Lan Wangji gibi birini baştan çıkarması ve etkilemesi şaşırtıcıydı ama Wei Wuxian her zaman imkansızı başaran biri olmuştu. Ve buradaydı işte, olabildiğine mutluydu.
Buradaydı işte, hayatının aşkıyla ve elinde onun kitabıyla.
Buradaydı işte, Lan Zhan ile evlencekleri günün bir hafta öncesindeydi.
Buradaydı işte, başarmışlardı.
Wei Wuxian, Lan Zhan'ın kendisi için özel basılmış kitabını -onun Lan Zhan'ının kitabını- gözden geçirirken gülümsüyordu. Lan Zhan'ın aşkla ve emekle yarattığı kitabı. Bu kitabı tüm dünya görmek üzereydi ama Wei Wuxian'ın kendisinden başka kimsenin göremeyeceği özel basım olan bir kitabı vardı.
Sayfaları acele etmeden karıştırıp, çizimlere ve notlara hayranlıkla bakıyordu ki... onlar kurumuş göz yaşı lekeleri miydi? Wei Wuxian bunu daha önce hiç fark etmemişti. Sayfadaki hafif kırışıklığı okşamak için parmağını yaklaştırdı ve kalbi sarsıldı. Lan Wangji bunu onun için yaratırken ağlamış mıydı?
Wei Wuxian boğazında bir yumru hissetti, bu adamı çok seviyordu. O kalbinde gerçek bir şairdi, kalbinde her zaman çok fazla duygu ve bir o kadar da fazla tutku taşıyordu ve hepsi Wei Wuxian içindi. Lan Zhan, şu anda, bugün, yarın ve sonsuza dek onun sevmesi için buradaydı. Güldü ve yanına baktı, Lan Zhan çoktan ona bakarak usulca gülümsüyordu ve Wei Wuxian kendi hakim olamadı ağzından kaçırdı. "Seni seviyorum."
(Bunu daha önce binlerce defa söylememiş gibi.)
Ama hala her seferinde, yeni gibi hissettiriyordu. Lan Zhan sadece gözleri aşkla parlarken ona gülümsedi; Wei Wuxian bu gözlerde kaybolabileceğini hissediyordu, gözlerinin içinde boğulmak istiyordu ta ki hatırlayacağı tek şey Lan Zhan—LanZhanLanZhan olana kadar.
Lan Zhan'a sataşmak, ona surat asmak ve söylediği şeye karşılık vermesini talep etmek üzereydi —belki bir öpücük de isteyebilirdi; sonuçta Wei Wuxian bunu hak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Disappear into the Sun | Wangxian [Çeviri]
FanfictionWei Wuxian bunu hayat dolu renklerde görebiliyordu, bir anlığına bile olsa, hayatları nasıl olurdu- Aşklarını ve mutluluklarını her gün kutlarlardı. Her gün böyle olurlardı. O böyle olurdu-Wei Wuxian Lan Zhan'ı gülümsetiyor, kahkaha attırıyor ve onu...