1 . bölüm

42 4 1
                                    

Eylül 21 yaşında güzel genç bir kızdı, Bulut ise Eylülün 9 yaşından beri sevgilisi olan 23 yaşında bir delikanlıdır .
Eylül ve Bulut birbirini canını verecek kadar severken Eylül'ün ailesi onu Bulut ' a vermek istemiyor. Çünkü Eylül ' ün maddi durumu iyi değil ve babası Yılmaz Bey onu zengin birine vermek istiyor bu kişinin Bulut olamayacağı apaçık ortadadır çünkü Bulut zaten Eylül ile çocukluktan beri aynı mahallede yaşıyor yani maddi durumları arasında bir fark yok ikisininde ailesinde hep kadınlar ev hanımı beyler ise inşaat işçisidir. Eylül 'ün abisi Serhat Eylül ile Bulut birlikte mutlu olsun istiyor ancak onunda elinden gelen birşey yoktur çünkü babaları Yılmaz Bey kızını vermek istemiyor ve Eylül babasına asla karşı gelemeyen biridir çünkü onların düşüncesine göre o kızdır ve onun o ailede karar verme hakkı yoktur . Yılmaz Bey ne derse o olur
Bulut Eylül 'ü arar ve Diyarbakır 'da yaşıyorlar Dağ kapı yakınlarında bir parkta buluşmak istediğini söyler Bulut bankta otururken Eylül 'ün geldiği fark eder ve elindeki sigarayı söndürüp atar hemen cebindeki gülü çıkarıp Eylül 'ün kulağına takar
-hoş geldin sevdiğim
-hoş buldum iyiki buluşmak istedin sana söylemek istediğim şeyler vardı Bulut
-buyur gülüm ne diyeceksin
-Bulut'um benim babam yine bir talip bulmuş bu kez beni vermekte kararlı bir an önce gel beni iste
-ben gelirim gülüm gelmesine ama Yılmaz amca seni bana vermez bundan eminim
-sen gel iste Allah büyüktür
-tamam sevdiğim gelip isteyeceğim seni
-seni çok seviyorum şimdi bir çay içelim sonra benim hemen eve gitmem lazım bizimkiler kızmasın sende ailenle konuş ve bana haber ver
-tamam gülüm
Çaylarını içerler ve mahalleye dönerler
Bulut konuyu babası Sabri Beye açmak ister ama biraz çekinir. Önce annesi Sevgi hanıma söyler annesi bunu duyunca çok sevinir
- oğlum ben sizde birşeyler seziyordum çocukluktan beri ama birlikte olduğunuzu bilmiyordum buna çok sevindim çünkü Eylül pırlanta gibi bir kız kaç senelik komşumuz ben gidip babana anlatayım bu durumu
-tamam canım anam
Sevgi Hanım eşi Sabri Beye olayı açıklar ve odadan gider onları baba oğul başbaşa bırakır.
-Bulut ben babayım anlarım ufaklıktan beri birbirinize Eylül kızımla nasıl aşkla baktığınızı görüyorum ama Yılmaz 'ı hepimiz biliyoruz o kızını zengin bir adama vermek istiyor
- baba ben Eylül 'e yandım ne yap ,ne et o kızı bana al ben onsuz yapamam ki
- tamam oğlum kıza söyle yarın gidip isteyelim
Bulut bir heyecanla evden fırlar karanlık bir akşam ve Bulut 'un içi içine sığmaz durumda hemen kahvehaneye koşar ve Eylül 'ün abisi Serhat ın oturduğu masaya oturur Serhat ve Bulut çocukluktan beri çok iyi arkadaşlar
-hayırdır kardeşim bu ne heyecan nefes nefese kalmışsın bir su iç
-suyu boşver Serhat git babana söyle yarın Eylül 'ü istemeye geliyoruz
-ne diyorsun sen ?şaka mı bu?
- yok ben sonunda bizimkilere anlattım yarın geliyoruz
- çok mutlu oldum hayırlısı olsun ben babamla konuşurum sonra seni ararım kardeşim
-tamam kardeşim ben şimdi Eylül 'e haber veriyim eyvallah ben gidiyorum eve
-tamam eyvallah Sabri amcaya ve sevgi teyzeye selam söyle
-aleykümselam
Bulut sevdiğini arar ve herşeyi söyler
-aşkım ben babamla konuştum yarın geliyoruz serhat 'a söyledim o babana anlatacak
-ayy sevdiğim çok mutlu oldum seni seviyorum kendine iyi bak yarına hazırlık yapayım bende
-tamam canım bak iyi hazırlan ben öyle herşeyi beğenmem haa
- hadi hadi saçmalama kendine iyi bak öptüm
Bulut hemen eve koştu
-anne Serhat Yılmaz amcaya söyleyecek
-hadi hayırlısı olsun oğlum annesi çay yapmıştı aldı çayı birde sigara yaktı ve balkonda oturdu
- "Allah' ım ben sevdim sen kavuştur " dedi
Balkon kapısı açıldı Bulut 'un ablası Gülsüm balkona geldi
-canım kardeşim Allah mutlu etsin çok sevindim inşallah Eylül 'ü bu evde gelin görürüz
-amin ablam
Sarıldılar
-sen benim tek kardeşimsin
-sende benim biricik ablam abla bak ben eve gelin getiriyorum ama sen hiçbir eve gelin gitme
-bende seninle tam bu konuyu konuşacaktım kardeşim
- buyur abla yoksa bir eniştemi var
- evet var biri...
- kimmiş bu şanssız kişi
- alacağın olsun madem şansız ozaman söylemeyeceğim
- şaka yaptım abla hem ben şansız derken senden dolayı değil benim gibi bir kayınçosu olacak diye dedim
-hım ama oda senin kayinçon oluyor
- abla sen iyi misin? O benim eniştem oluyor
- şöyle ki Bulut benim sevgilim senin aynı zamanda kayinçon
-abla yoksa bu kişi Eylül ün abisi Serhat mı?
- evet o senin enişten sende onun eniştesinin
-abla ne diyeceğimi bilemedim ben Serhat 'a çocukluğumdan beri Eylül ' ü sevdiğimi hep anlatıyorum sevgili olduğumuzu ilk ona söyledim peki o neden bana hiç bahsetmedi onu geçtim sen niye yeni söylüyorsun?
- Bulut siz bir Eylül 'le mutlu olun sonra sıra bize gelir
- bak ne diyeceğim berdel mi yapsak? Seni verip Eylülümü alayım
- şakanın sırası değil söylediğime pişman etme
- tamam tamam kızma
-Hadi ben yatıyorum yarın kız isteyeceğim
- tamam iyi uykular
Bulut ve Eylül birbirini severken meğer kıyıda köşede buluşup aşk yaşayan birde Gülsüm ve Serhat varmış
Bu ailelerin çocukları boydan boya birbirine aşık ama Yılmaz amca çok inatçı
Neyse Serhat kahveden çıkmak üzere
- eyvallah beyler ben müsadenizi istiyorum
-eyvallah müsade senin
Serhat bir yandan Bulut ve Eylül e sevinirken bir yandan Gülsüm ve kendi ne olacak onu düşünüyor evin kapısından içeri giriyor ve önce Eylül e göz kırpıyor annesini öpüyor ve babasının yamacına oturuyor
- baba Eylül 'ü yarın istemeye geliyorlar
-kimmiş? Zengin mi bari ,tanıyor muyuz?
- zengin değil, evet tanıyorsun mahalleden biri
- tamam sus söyle gelmesinler ben kaç kez dedim mahalleden kimseye kız vermem
-daha kim olduğunu bile bilmiyorsun Bulut 'a verelim işte iyi çocuk çalışıyorda küçükte olsa bir dükkanı var ekmeğini ordan çıkarıyor
-bana Sabri 'nin oğlunu savunma
Serhat sinirleniyor ve sesini yükselterek
-tek iyi sen misin ? Bir dön kendine bak ya ,Sabri amcamı kötü olan ?
- uzatma Serhat hayır dedim
Bunları duyan Eylül ağlayarak odasına koşuyor .
-Kız yüz vermiş demekki bu kadar istediğinize göre kırarım kız bacaklarını hiç bir erkeğe bakma erkek olan yoldan bile geçme
Serhat "-yazıklar olsun senin gibi babaya "dedi
Ve Eylül 'ün yanına gitti
-ağlama gülüm ağlama Allah büyüktür
- abi nasıl bir babamız var ya bide Sabri amcaya laf ediyor ağlamamda ne yaparım Bulut çok heyecanlıydı bunu duyunca yıkılır
- evet birde o var Bulut 'a nasıl söyleyeceğim
-abi Gülsüm abla Bulut'a sizden bahsetmiş
- Ne diyorsun sen ? İyi yapmış yapmasınada bu haberi nasıl söyleyeceğim senmi söylersin, benmi söyleyeyim?
-abi Gülsüm abla sizi söylediği için Bulut şimdi senden bir açıklama bekliyordur sen git açıklamanı yap ve babamın dediklerinide söyle
- tamam kardeşim sen şimdi uyu sabah olunca gider söylerim
- tamam abi
Serhat kendi odasına gitti ve uyudu
Bulut herşeyden habersizdi heyecandan uyuyamıyordu Eylül ise üzüntü ve kederden uyuyamıyordu
Serhat ise ne yapacağını bilmiyordu bu yüzden uyuyamıyordu
Bulut kalktı yataktan yaktı sigarasını ve çıktı dışarı
Serhat üstünü giyendi elinde Gülsüm 'ün tokası ile çıktı dışarı saat çok geçti 02.24 ü gösteriyordu saatler
Serhat ve Bulut gecenin karanlığı ve soğuğuyla birlikte Diyarbakır sokaklarında dönüp dolaşıp duruyordu mahallenin yakınlarında bir sokakta karşılaştılar
-hayırdır Bulut bu saatte
- abi asıl sana hayırdır niye söylemedin Gülsüm 'ü
- doğru zamanı bekledim
-öyle olsun eee ben heyecandan uyumadın döküldüm sokaklara sen ablamı düşüyorsun herhalde ne işin var senin bu saatte dışarda
-Bulut ben babamla konuştum hiç gelmesinler dedi
-ne diyorsun sen Serhat
-ne diyorsam doğru diyorum
- babam hayır dedi bizim elimizden birşey gekmezki kardeşim
-bak Serhat Eylül'ü ne kadar çok sevdiğimi en iyi sen biliyorsun yok mu bunun bir çaresi?
-nasıl bir çare olabilir ki
- aracı olacak biri yokmu?
- yok işte Bulut
- tamam kardeşim hava soğuk sen eve git istersen
-gidiyorum Allah yardım etsin kardeşim
- eyvallah
Serhat Bulut'a anlattığı için birazda olsa içi rahat etmişti
Bulut Serhat 'ın yanında belli etmesede yıkılmış durumdaydı
Yaktı sigarasını baktı yola ve açtı Taylan Kaya 'dan karanlık sisli bir İzmit gecesi şarkısını dinledi yandı kavruldu
-ya Allah sen yardım et
Eve döndü ve sabaha kadar uyumadan düşünüp durdu
Sabah oldu herkes ayrı bir kafayla uyandı Bulut zaten hiç uyumadı bile
-oğlum madem uyanıksın ne oturuyorsun kalk hazırlan bugün kız isteyeceğiz
-hanım gitme oğlanın üstüne gün uzun hazırlanır
- ana baba size birşey diyeceğim
- annen kurban olsun söyle bakayım
-gitmiyoruz
Babası atıldı
- ne diyosun oğlum sen demedin mi? Çok seviyorum dedin
Gülsüm "- hayırdır kardeşim ne olduda böyle dedin " dedi
-ben Ne yapayım Yılmaz amca hiç boşuna gelmesinler veremiyorum kızı demiş
-bu Yılmaz küçüklüğunden beri böyle para göz Allah içine merhamet versin
-bilmiyormuki sevenleri ayırmanın günah olduğunu
Bulut üzgün suratı ile yine yaktı sigarasını ve çıktı dışarı
Eylül 'ü aradı
- sevdiğim baban istemiyor
-evet Bulut
- ağlıyor musun sen gülüm?
- seni çok seviyorum ağlayıpta ne yapayım?
-kaçalım mı ?gelip kaçırayim mı seni güzelim?
-Bulut olmaz işleri daha zora sokarız
-en fazla ne olur ki ?senden ayrı düşmekten daha iyi
-Bulut hayır dedim olmaz birkaç kez deneriz en sonunda verirler
-tamam sen nasıl istersen ama fikrin değişirse ara gelip alırım seni
- seni seviyorum kendine iyi bak
-sende
Yılmaz Bey eve geldi
-Kız Eylül hazırlan akşama görücü var
Eylül duyunca çok şaşırdı .Hiç birşey söyleyemedi odasına gidip ağladı .Annesi Nuray hanım odaya gitti
-kızım ağlama zaten siz Bulut 'la olmazdınız ki
-niye anne ayrıca gelen adamlarla ayrı dünyaların insanlarıyız, Bulut ise aynı mahalleden şimdi sen söyle anne hangisiyle olamayız ?
-kızım ben ne diyeyim ki baban birkez adama gelin demiş ben ne derim şimdi
Eylül ,Bulut 'u aramayı düşündü ama olayları daha kötü bir yere götürmemek için aramadi ama Serhat 'ı aradı
- abi ya babam yine birini bulmuş akşama geliyorlar
- tamam sakin ol ben eve geliyorum
-abi Bulut 'a birşey söyleme
- tamam Eylül
Serhat eve geldi
- baba anlamıyor musun? Bulut ve Eylül birbirini seviyor gel sevenleri kavuşturalim
- kes sesini seviyormuş akşam geliyorlar onların yanında böyle ileri geri konuşmayın sakın
Akşam oldu ve görücüler geldi
Hoşgeldiniz ,nasılsın nasılsınız fasılları bittikten sonra kızı istediler ve Yılmaz Bey
- verdim gitti ama kızımı üzeni üzerim haberin olsun delikanlı
Eylül odasında bunları duyunca kızını sen üzüyorsun baba diye mırıldandı
- Eylül gel bakalım dedi
Eylül geldi gencin ailesiyle görüştü adamın adı Vedat ti ve Eylül 21 ,Bulut 23 yaşındayken Vedat 34 yaşındaydı .13 yaş vardı Eylül ile Vedat arasında
Yılmaz Bey "-öp kızım annenin babanın elini" dedi
El öpme faslı da bitti ve yüzükler takıldı Eylül ne yapacağını bilmiyordu sanki ölmüş gibiydi
Çünkü artık başkasının nişanlısıydı
Hemde sırf zengin iş adamı olduğu için 34 yaşındaki bir adamın nişanlısıydı
Bulut yine herşeyden habersizdi .Vedat ,annesi Hayat hanım ve babası Burhan bey artık evin yolunu tuttular. Onlar gidince Yılmaz Bey
-hanım değme keyfime talih kuşu kondu başımıza bir çay yap içelim
Eylül odasında gitti kapısını kilitledi ve ağlamaya başladı. Sanki kalbine bir bıçak saplanmıştı .Serhat odaya girmek istedi ama Eylül isteyemeyince kapıyı zorlamadı ve gidip uyudu .Evdeki herkes uyumuştu Eylül açtı Taladro 'dan "yeniden sevme beni " şarkısını dinledi ve ağladı. Ağlamak dışında hiçbir çaresi yoktu .sonra aklına bir fikir geldi. Bulut 'u aradı
-Bulut uykudan mi uyandırdım seni?
-hayır gülüm uyanığım açmışım bir Taylan Kaya bir Taladro dinliyorum bide sigaramı içiyorum
- Bulut kaçalım dedin ya
-evet gönlümün sultanı yoksa kabul ediyor musun ?
-evet ömrümsün sen benim sensiz yapamam gel kaçır beni
- tamam sen yanına alacağın eşyaları al bende dükkandan para alıp geliyorum
Eylül yatağın altındaki eskimiş bavulu çıkarıp açtı ve içine üst baş koydu sonra bir mektup yazıp yüzüğünü üstüne koyup yatağının baş ucuna bıraktı ve sevdiğinin gelmesini bekledi .Bulut bir mektup yazıp salondaki sehpaya bıraktı dükkanın anahtarını alıp dükkana gitti. Bir miktar para alıp dükkanın anahtarını eve geri götürdü sonra aşkını alamaya gitti . Eylül sevdiğini kapıda görünce koşup boynuna atladı , babasının onu Vedat 'a verdiğini söz kestikelrini söyledi
-bende diyorum ki bu kız nasıl kaçmayı kabul etti ben senin babanın gelmişini geçmişini s*****m seni para için tanımadığı birine veriyor
-aşkım ben seninleyken mutluyum başka türlü yaşayamam
- bende sensiz olamam seni kaçırıyorum
Sonra hemen eşyalarını ve parayı alıp Elazığ'a Bulut'un askerlik arkadaşı Fehmi 'nin yanına gittiler. Fehmi onları Abdullah paşada boş olan evine yerleştirdi
-devrem bu ev boş burda gül gibi yaşayıp gidersiniz
-kirası ne kadar devrem
-ayıp ediyorsun devrem yengenin yanında sizden para alırmıyım zaten kimsem yok .ne paraya ihtiyacım var ne eve burda yaşayın hadi yengeye de kendinede iyi bak
-kralsın oğlım
-devrem burda Diyarbakır şivesi konuşsana
- ne diyah oğlım
-Tamam tamam gidiyorum hadi iyi geceler yenge
-sanada
Fehmi evden çıktı. Bulut ve Eylül ise ilk defa bir evde yanlız kalmışlardı. Birbirine bakıp durdular .
-gülüm mutlu değilsen bizimkiler öğrenmeden geri dönelim
- hayır dönmeyelim Bulut sadece garip oldu
-tamam gülüm ben sana kurban olurum hadi gel evi gezelim .
Evi gezdiler ,Yılmaz amca müsade etseydi evlenselerdi böyle bir evleri olamazdı . Fehmi 'nin verdiği ev harika bir evdi . Dış görünüşü çok güzel içi ayrı bir güzeldi. Kocaman bir evdi içide dayalı döşeli. Eylül çok mutluydu
-gülüm biran önce evlenelim mi ?
- Bulut 'um ben birkere Diyarbakır 'ı arkada bırakıp birbirimize geldik. Bende isterim ki hemen evlenip mutlu olalım hem evlenirsek babamlar yakalasalar bile geri götüremezler.
- bana birdaha Yılmaz amcadan bahsetme .kusura bakma baban ama ben bukadar ibinesini görmedim
- kusura bakmam haklısın beni sırf para için tanımadığı birine verdi ama seninde Diyarbakirli olduğun belli ibine falan diyorsun
- neyse gülüm yarın gidip nikah için gün alalım şimdi sen git yatak odasında uyu bende salonda uyurum.
- tamam canım
Eylül gidip yatağa yattı Bulut ise salondaki koltukta yattı.
Sabah oldu .Bulut'un annesi Sevgi hanım ve ablası Gülsüm kahvaltıyı hazırlamıştı. Annesi salondaki kağıdı gördü okuma yazması olmadığı için Gülsüm 'ü yanına çağırdı kızım bu kağıt bir işe yaramıyorsa at çöpe.
-anne dur bakayım
Gülsüm kağıdı eline aldı ve bunun Bulut'un mektubu olduğunu öğrenince şok oldu
Mektup şöyleydi
"Sizi çok seviyorum .sizi üzecek birşey asla yapmam .ben sizinde bildiğiniz gibi Eylül 'ü canımı verecek kadar çok seviyorum ben sevdiğimi aldım gidiyorum hakkınızı helal edin "
Gülsüm mektubu annesine okudu
-eyvahlar olsun oğlum Yılmaz seni yakalayınca çok kötü şeyler yapar .
Aynı zamanda Nuray hanım Eylül ün odasına girdi ve Eylül 'ün olmadığını fark etti bir çığlık attı.
-yetiş beyim ,yetiş oğlum, yetişin
- sakın ol annem ne oldu neye bağırıyorsun
-nasıl sakın olurum Eylül kaçmış mektup bırakmış
Serhat mektubu okudu .
" ben size Bulut' u sevdiğimi söyledim ama siz beni abimden bile daha büyük bir adama sırf zengin olduğu için verdiniz .beni Bulutuma verseydiniz mutlu bir aile olacaktık ama baba senin inadın inatsa bizimkide aşk biz gidiyoruz benden kurtuldunuz "
Serhat çok mutlu oldu aslında büyük bir kahkaha patlattı ve "sonunda aldın kızı be enişte bende Gülsümüme kavuşsam "dedi
Yılmaz Bey çok sinirlendi adam toplayıp aramaya başladı otogardi oydu buydu derken Elazığ a gittiklerini öğrendi . Sabri Bey oğlunun Elazığ'da gitse gitse Fehmi 'nin yanına gideceğini biliyordu . Ama söylemek istemiyordu çünkü Yılmaz 'ın Bulut'a ne yapacağını bilmiyordu .
Ama gidip Serhat 'la konuştu.
-oğlum Serhat sen Bulut'un yerini biliyor musun ?
-hayır Sabri amca bilsemde söylemem zaten.
-oğlum Serhat ben yerini tahmin ediyorum,onları kimse ulaşmadan git sağ salim getir .
-sus Sabri amca söyleme yerini ben karışmam.
-tamam oğlum
Sabri amca ne yapacağını bilmiyordu.
Eylül ve Bulut uyanıp güzel bir kahvaltı yaptılar. Sonra nikah için gün almaya gideceklerdi.
Hazırlanıp çıktılar. O arada Yılmaz amca ve akrabaları Elazığ da Eylül 'ü arıyorlardı. Eylül ve Bulut belediye binasına girdiler ve işlemleri yaptılar ama en erken nikahı 4 gün sonraya alabildiler.
-4 gün içinde bizi bulurlar.
-gülüm istesen önce bir imam nikahı kıyalım.
İmam nikahı için imam bulmaya caminin yolunu tuttular. El ele tutuşmuş gidiyorlardıki biri Eylül 'ü arkadan hızla kendine çekti ve "-yolun sonuna geldiniz "dedi.
Bu kişi Eylül' ün amcası Mahir beydi. Yüksek sesle " kızı bulduk "dedi. Ve başta Yılmaz Bey olmak üzere diğer arayan adamlar Eylül ve Bulut'un etrafında toplandılar. Sevdalı gençlerin kalbi korkuyla daha hızlı atmaya başladı.  Bir birine bakıyorlardi.
-korkma gülüm  .
Eylül ağlamak üzereydi.
Yılmaz Bey Bulutu duyunca "-korksun korksun ama sen daha çok kork" dedi.
Bulut küfür etmeye başladı.
-hay ben senin gibi babanın tövbe estağfurullah ya.
-birşey mi diyeceksin Sabri 'nin oğlu
-yok sana çene yormaya değmez.
Eylül'ü alıp eve götürdüler.
Annesi Nuray hanım Eylül ün geldiğini görünce çok sevindi.
-ah kızım sen nasıl bizi bırakıp gittin.
-anam siz nasıl beni Vedat denen adama bırakıp gidiyorsunuz.
Eylül odasına gitti ve sadece ağladı, gençlerin geldiğini duyan Serhat hemen eve geldi. Eylül ile biraz konuştu.
-çok sevinmiştim gittiğinizde ama güzel kardeşim demekki senin kaderin Vedattır .
-ne diyim ki abi
-birşey deme dinlen sen biraz.
Serhat Eylülün dinlenmesi için odadan çıktı. Annesinin yanına gitti ve Diyarbakır şivesi ile "ana sevmiş bu çocuhlar neye siz böle yapisız " dedi .
Nuray hanım " ben ne yapayım oğlum bilmiyor musun ki evde babanın sözü geçer"
Serhat "lanet gelsin böyle babaya "dedi.
- öyle deme oğlum nihayetinde babanız o sizin.
Eylül'un evinde durumlar böyleyken Bulut daha eve bile gitmemişti. Yılmaz bey herkesi şaşırttı Bulut'un kılına bile zarar vermedi. Birdaha kızıma yaklaşma o evlenecek benimde gözüme görünme deyip Bulut' u yolladı. Bulut eve varınca evde ağlayıp duran annesi onun geldiğini görünce göz yaşlarını bile silemeden oğluna sarıldı.
- kusura bakma anam sevdimde gittim .
-anan sana kurban olur oğlum bu kızdan umudu kes .
- oy anam oy ben küçük velet halimden beri bu kızı seviyorum şimdi nasil vazgeçerim.
- oğlum kızı başkasına vermişler sen hâlâ ne dersin kız kaçırmakta ne demek?
Bulut odasına kapandi Gülsüm yanina gitti.
- abla sen ne diyeceksin?
- ne diyeyim ki ben .
- abla bizim yüzümüzden aileler arasında husumet oldu özür dilerim artık Serhat seni nasıl alacak bu saatten sonra.
- sen bizi boşver küçücük çocukluktan beri yanıp tutuşan sizlersiniz olan size oldu.
Gülsüm odadan çıktı Sabri amca girdi. Gülerek
"- oğlum kaçırdın sevdiğini " dedi.
Bulutta gülerek cevap verdi
- baba kaçırdım da ne oldu hemen enseledi namusuzlar.
- ah oğlum ah vazgeç bak şu kızdan, zaten başkasına vermişler boşuna paraliyorsun kendini .
- kolay mı baba yillar boyunca sevip sonra bir çırpıda vazgeçmek.
Sabri amca odadan çıktı ve Sevgi hanımın yanına gitti .
- bu oğlanın hâli hâl değil hiç vazgeçecek gibi değil.
- evet öyle unut diyorum unutmuyor, vazgeç diyorum vazgeçmiyor, sonu hayrolsun.
- duydum bide Yılmaz in oğlu bizim kızı seviyor
- aman diyeyim Sabri sakın kızı Yılmaz in eline bırakma isterlerse verme onlar bize verdimiki.
- ne yapalım bizdemi ayıralım. Ben bir kızımla baba kız konuşayım.
Sabri amca Gülsüm 'ü yanına çağırdı .
- kızım Serhat la senden haberim var ciddi mi düşünüyorsunuz?
- evet babam.
- gelip isterlerse ver diyorsun yani.
- baba aileler arasında ki husumet malum siz hayır derseniz asla karşı çıkmam seni Yılmaz amcanın karşında mahçup etmek istemem.
- kızım mantıklı düşünürsek sizden bu saatten sonra olmaz.
Gülsüm birşey demeden kalkıp Bulut'un yanına gitti.
- lan abla duydum sizi bizim kaderde varmış ya .
- he vallaha öyle.
- şu şerefsiz Yılmaz dört kalbi kırdı dört kalbi ayırdı. Gün yüzü görmez inşallah.
Sonra yine yaktı bir sigara açtı müziğini bir Taylan Kaya bir Taladro birde göz yaşları işte şimdi tam oldu. Gülsüm de Serhat' ı arayıp buluşmak istediğini söyledi.
- alo Serhat
- ha gülüm ne diyeceksin benimi özledin.
- buluşup konuşmamız gerek sana söyleyeceğim şeyler var.
- sen istersinde ben gelmez miyim? Hemen yer saat söyle.
- gel işte aşağı parka .
Serhat bir heyecanla hemen bir çiçek kapıp parkta belirdi herşeyden habersizdi
Gülsüm geldi.
- Gülüm niye buradayız ki gel gidip çay içelim bir yerde.
Elindeki çiçeği verdi
- çayı falan bırak bu son buluşmamız zaten .
- anladım hepsi benim babam yüzünden.
- anladığında sevindim elveda ozaman
- Eyvallah birdaha gözüne gözükmem zaten bende bu baba varken seni eve gelin alamazdımki. Kendine iyi bak bir sıkıntın olursa ben varım ilk bana gel.
- tamam sağol Serhat.
Ayrıldılar Gülsüm evin yolunu tuttu. Hava kararıyordu. Serhat Diyarbakır sokaklarında elinde sigarasıyla dolanıp durdu  çünkü başka çare yoktu
Eve gitti Vedat annesi Hayat hanım ve babası Burhan bey gelmişti.
Eylül giderken bıraktığı yüzüğü babasının zoruyla tekrar parmağına takmıştı. Eylül, Bulut , Serhat ve Gülsüm hepsi bir mucize olmasını bekliyordu çünkü ellerinden gelen birşey yoktu.
Aile büyükleri Eylül ve Vedat in Nikah tarihini konuştu. 2 ay sonra evleneceklerdi.
2 ay içinde bir aksilik çıkmaması için Yılmaz Bey Eylül'ü 2 ay boyunca eve hapsetmisti.  Vedat neden Eylül ün evde hapis olduğunu sorunca Buluttan bahsettiler artık Vedat herşeyi biliyordu.
2 ay içinde Vedat in Eylül ' ü dışarı çıkarması dışında hiç dışarı çıkmıyordu.
Her Vedat la çıktıklarında Bulut onları takip edip uzaktan Eylülünü izliyordu. Eylül 'ün hâlâ onu sevdiğini biliyordu ancak yapacak birşey yoktu herkes kaderinde boyun eğdi. 2 ayın sonunda nikah kıyıldı ve evlendiler Vedat ile Eylül artık evliydi.
Bulut ise yıkılmış  haldeydi . Bu olayın üzerine birde babası Sabri amca hastalıktan ölünce Bulut tamamen hayata küstü.
Annesi ve ablasindan başka kimseyle konuşmazdi. Ablası da evlenip yurt dışına gidince anasıyla bir başına kaldı.
Gülsüm gidince Serhat ta amcasının kızı Ahsen ile evlendi . Bulut ise taladro ve Taylan kaya dinleyip sigara içmekten başka birşey yapmıyordu. Arada dükkanı açıp dükkanın başında duruyordu. Annesi Sevgi hanım ona birçok kız beğendi ama Bulut ana ben evlenmeyeceğim diyince anasida umudunu kesti.
Kısa bir süre sonra sevgi hanımda hayatta gözlerini yumunca Bulut bir başına kaldı daha gencecik yaşında hayatta küstü. Bir tek insanla bile konuşmuyordu . Eylülüde 1 seneden  beri görmüyordu.
Eylül ise sevmediği bir adamla evliydi . Hâlâ Bulut' sevdiğini bilen Vedat kıskandı ve sinirlendi . Yanında çalışan kadının yeni doğum yaptığı bebeğini alıp Eylül ün kucağına verdi.
- bu kim Vedat
- bu senin Buluttan , Bulut un senden umudu kesmesini sağlayacak olan bebek.
- ne diyorsun sen Vedat.
- sen benim karımsın, beni sevmiyorsun ve çocuğumuz yok bu yüzden Bulut senden umudu kesmiyor hâlâ sen gelirsin diye evlenmiyor.  Bu çocukla mahalleye gideceğiz ve bizim çocuğumuz gibi göstereceğiz ozaman Bulut senden umudu keser.

SEVENLERİ AYIRMAK GÜNAHTIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin