511 61 33
                                    

Onu kucağıma almış ve ellerimi karnının üzerinde birleştirmiştim. Meyveli şampuanının tatlı kokusu çevremi sarmıştı. Arada mırıltılarını duyuyordum ki bu çok sevimliydi.

Yapmak istediğim en son şey dikkatimi televizyonda oynayan eski filme vermekti. Ancak bazenleri Harry ile anlaşmazlığa düşebiliyorduk. Her nasıl oluyorsa kendimi onun istediklerini gerçekleştirebilmek için çaba harcarken buluyordum. Her şey fazla tanıdık geliyordu. Kendimi bu filmi kaç kez izlediğimi sorgularken buldum. Kurguya tamamen hakimdim. Şu an yüzündeki kocaman gülümsemeyle koşuşturan çocuk ölüyordu. Harry'nin ağlama krizi başlıyordu. Buna katlanmayı nasıl kabul etmiştim ki?

Kedicik kesinlikle adil oynamıyordu.

Elbette oyun hala iki kişilikti. Sıkıcı bir filmde yapılacak en iyi şeyi yapmaya karar verdim: Harry ile uğraşmak.

Elimin birini bacaklarına kaydırdım. Onu rahatsız etmeyecek şekilde okşadım. Uzun saçlarını tek bir omzunda toplayıp nefesimi ensesine verdim. Yakalarını biraz çekiştirdim ve kulağının arkasından başlayarak açıkta bıraktığım yerlere öpücüklerimi dizdim.

Diğer elim tişörtünün içine girdi. Teni üzerinde parmaklarımla küçük daireler çizmeyi planlarken Harry koluma vurdu.

" Kurgunun içine girmeye çalışıyorum. Odaklanmamı zorlaştırıyorsun."

"Öyle sanıyorum ki bir şeylerin içine girmek isteyen tek sen değilsin."

"Sevgilimle güzel vakit geçirmeye çalışıyorum. Pislik gibi davranmayı kesip biraz saygılı olamaz mısın?"

"İnan bana bebeğim, benim de çirkin vakit geçirmek gibi bir amacım yok."

Kıkırdadım ve burnumu boynuna sürttüm.

Kollarımın arasında bana doğru döndü. Televizyon arkasında kalmıştı.

"Louis..."

İç çekti. Solukları derinleşti. Aşağıda tuttuğu bakışlarını kaldırdığında gözleri buğuluydu.

Çatallanmış sesiyle devam etti.

"Daha sevgi dolu davranabilirsin öyle değil mi? Sürekli benimle dalga geçmek zorunda değilsin. İstediğin taktirde oldukça romantik olabileceğine eminim."

Umutlu hali yüzüne minik bir tebessümü getirdi. Kafasını göğsümün üzerine koydu. Ekranı yarım yamalak görebildiğini fark ettim. Hayır,bu sefer kandırılan ben olmayacaktım.

İşaret parmağımı çene hizasımda dolaştırdım. Başını yukarı kaldırdım.

Sevgi dolu fısıldamaya çalıştım.

"Harry.."

Yüzünü ellerimin arasına hapsedip dudaklarına eğildim. Dolgun alt dudağını emerken uzun parmakların saçlarımda gezindiğini hissettim. Ağzı hafifçe aralandığında dilimi derinlere kaydırmakta çekinmedim. Sol kolumu ince beline sararak kendime yaklaştırdım. Fazlasıyla pembeleşmiş yanaklarını fark ettiğimde geri çekildim. Nefes almasına izin vermek ve yüzünün bu halini aklıma kazıyabilmek için...

Gözlerini açtığında ona gülümsedim.

"Çok güzelsin Harry."

Tekrardan yüzüne eğildim. Çenesinden boynuna indim. Başını hafifçe yana yatırdığında küçük bir izin sorun olmayacağını düşündüm. Pürüzsüz beyaz onu hazırlayan öpücükleriminin ardından dişlerimin esaretinde kaldı.

Kucağımda kasılıp kımıldandı. Sonra saçlarımdaki elleri beni kendine daha çok bastırdı. Minik iniltileri kulağıma doldu. Boynunda yeterince oyalandığıma kanaat getirdiğim anda belirgin köprücük kemiklerine yöneldim. Sağ elim bacaklarından kalçasına doğru yol olmaya başladı. Tişörtün yakalarını çekiştirip kemiğine dişlerimi sürttüm. Parmaklarım sıkı kalçasını kavradı.

"Loueh!"

"Efendim bebeğim."

Sağ elimi poposunun üzerinde tutmaya devam ederken sol elimi tişörtünün içerisinden göğüslerine kaydırdım. Parmağımı göğsünün etrafında dolaştırdım ve sertleşmiş ucu sıktım.

"Louis lütfen.."

"Lütfen ne Harold?"

"Biliyorsun!"

İki elimi de beline koydum. Dudaklarına hızlı bir öpücük kondurdum. Kaşlarını çatmıştı. Bense sadece gülümsememi bastırmaya çalışıyordum.

"Hmm. Bildiğim kadarıyla film izlemek istiyordun."

Değişen yüz ifadesiyle birlikte kahkahamı daha fazla tutamamıştım.

"Sen! Tomlinson! Sen.."

Omzumu yumruklamaya başladığında oldukça eğleniyordum.

"Ben de seni seviyorum birtanem."

Önüne dönüp tekrardan ekrana odaklandı. Sırtını göğsüme yaslamıştı. Kollarımla belini sardığımda mutluydum. Çenemi omzuna yaslayarak gözlerimi kapattım. Ki bu sıkıcı bir filmde yapılacak en iyi ikinci şey olmalıydı.

Hıçkırıklara uyanana kadar elbette...

Romantik (larry) ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin