1.Bölüm

87 2 2
                                    

Üzerime beyaz askılı bir bluz ve altına iplikli olan süper mini bir kot şort giymiştim. Güzel değilim  diyemem tabi. Ne de olsa mavi gözlerim, sarı saçlarım ve kesinlikle mükemmel bir vücudum vardı. Kim kendine güzel değilim derdi ki! Eftal ile buluşmak için son 10 dakikam vardı.Eğer geç kalırsam Eftal 2 saat vırvır eder sonra da benim onu dinlemediğimde de susardı. Her zamanki  olağan şeylerdi bunlar. Bu gün Pazar günüydü ve benim haftada  sadece bir gün olan tatilimi Eftal için harcıyordum.Evet ben ünlü bir şirkette ünlü bir tasarımcıyım ve kesinlike rakip diyebiliceğim biri yok, bu yüzden sıkılıyorum.

Eftal ise bir  orkestrada çalışan baş kemancı. Çok havalı diğil mi! Kesinlikle güzel bir kız fakat nasıl davranılıcağını bilmez ve durmadan rezil olup durur. Benimde sinirlerimi bozan konu bu ya!

Buluşmamız gereken yere sadece beş dakika gecikmiştim. Ama Eftal biraz sakindi. Bana bağırıp çağırması yerine gayet sakin davrandığını farkettim. Rüyalrım gerçek oldu galiba.

Bugün İstanbul'daki Alışveriş Merkezine gidip deliler gibi alışveriş yapacaktık. Alış veriş merkezindeki mağazaya ışın hızıyla girip ne zamandır alışveriş yapmadığımı farkettim. Arkamda Eftal "Hira benim lavaboya gitmem gerek. Kendimi biraz kötü hissediyorum. Bilirsin, kızsal durumlar.." diyerek mağazadan uzaklaştı fakat uzunca bir süre Eftal'i göremeyince telaşlanıp bütün mağazayı aradım.

Mağazadan çıktıktan sonra tam dinlenmek için bir yere oturacaktımki alkış sesleri beni oturmamdan alıkoyduğu gibi kendimi o sesleri takip ederken buldum. Kalabalığı yararak orkestraya doğru yol aldım. Karşımdaki kız muhteşem güzelliğine bir de keman sesini katmıştı ve kendime önlerden bir yer bularak oraya çömdüm.

Ben Eftal'in duruşuna, güzelliğine ve kemanın kendisiyle bir ahenk oluşturmasına hayran kalmış izliyorken, birinin omzumu dürtmesiyle sarsıldım ve  karşımdaki zibidiye 'ne var' anlamında kaş göz işareti yaptım.

"Yanına oturabilirmiyim?" dedi zibidi.

"Arkadaşım geliyor..yani otomatik olarak burası dolu." dedim kinayeli bir sesle.

Benim aksime o gayet alaycı bir tonla "Bence o benim oturmamdan yana yani güzelim..sıkıntı olmaz."deyince sinirli bir şekilde mavi  gözlerimi açarak ona bakarken neden  baktığımı anlamış ve gözlerimin içine bakarak

"Tipime bakıyorsan, kimsenin hayır diyemeyeceği kadar yakışıklı ve karizmatiğim. Beni beğenebilirsin fakat...sanki tipim değilsin be yavrum." dedi ve benim bu tavan yapmış egosuna cevap vermeme bile fırsat vermeden çenemden tutup beni sahneye geri döndürdü. Sinirlerimin en üst seviyeye çıktığını ve bu çocuğa ufakda olsa bir ders vereceğimi aklıma kazıdım.

Eftal'in performansının bitmek üzere olduğunda kafamı tekrar o zibiye çevirdim.

"Afedersin ama Eftal ile nereden tanışıyorsun? Gizli hayranı filan mısın? Ya da sevgilisi? Sevgilisi olamazsın çünkü olsa bana söylerdi zaten. Pekala, bu sorularımı boşver. Sadece bir soru soracağım, sen kimsin?" dedim ve derin bir nefes aldım.

"Ben Doruk.

"Doruk mu?" sesimin titremesine göz yumarak...

"Evet Doruk. Sana her türlü zararı veren insan. Üzgünüm. Gerçekten çok üzgünüm."

Bir anda aklıma o yıllar geldi. Onun bana acımadan tecavüz edişi.. Onca çığlıklarıma rağmen durmaması. Ve şimdide karşıma geçmiş 'üzgünüm' diyordu.

"Siktir git, Doruk! Şimdiye kadar nerdeysen oraya geri dön! Anladın mı beni? Git!" sesim elimde olmadan yüksek çıkıyordu ve ben onun göğüslerini çoktan yumruklamaya başladım. Ancak sonra ne olduysa bir anda gözlerim kapandı ve karanlık beni kendine doğru çekti....

Gölgeli DüşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin