Bakugou, Midoriya'da olan değişimi fark etmişti. Midoriya'ya seslendiği zaman, Midoriya erken cevap veremiyordu veya hiç cevap vermiyordu. Bu Bakugou'yu neredeyse ağlayacak duruma getiriyordu:
"Midoriya..." Midoriya, sadece yere bakıyordu. Hareketleri artık tam bir robotu andırıyordu:
"Midoriya" Midoriya, hafif irkildi ve kafasını yavaşça Bakugou'ya çevirdi. Ağzını açıp konuşmak istese bile, ağzından kelimeler dökülmüyordu. Biraz kendini zorladı:
".. Efendim..?" Bakugou, ağlamamak için kendini zorlayarak, Midoriya'nın başını okşadı:
"istediğin bir şey var mı? Ne istersen.." Midoriya, gülümsemeye çalıştı:
"ömrüm kısaldı diye üzülüyorsun değil mi?" Bakugou, kafasını eğdi. Bu çocuk için yapabileceği hiç bir şey yoktu. Yavaş yavaş yok oluşunu izlemekten başka...
Midoriya, yavaşça elini kaldırıp, Bakugou'nun başına koydu:" katsuki.." Bakugou ona bakınca Midoriya, Bakugou'nun dudağına minik bir öpücük kondurdu:
"belki imkansız ama lütfen... Lütfen benden başka bir robot alma.. Lütfen benden başka robotları sevme.."
"almayacağım.. Sevmeyeceğim Midoriya.." Midoriya'nın gözlerindeki parıltıların yavaş yavaş yok olmaya başladığını fark etmişti:
"rahatladım... Seni seviyorum.. Katsuki.." ve Midoriya, bir anda Bakugou'nun üstüne yığıldı.
Hüğ kendi yazdığıma ağlicam şimdi. Keyifli okumalar. İbnelik yapıp son bölümü yarın atim mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doll -BakuDeku- (short story)
Short StoryHerşey o cümlelerle başlamıştı: "merhaba~ adın ne? Sana nasıl seslenmeliyim?"