@Harry: Seni ilk gördüğüm de üzerinde pemde bir elbise vardı.
@Harry: Ayakkabıların da pembeydi.
@Harry: Seni görene dek pembe benim için iğrenç bir renkti.
@Harry: Ama artık pembeye aşığım.
@Harry: Ama sen giyindiğin zaman.
@Harry: Pembe başka kimseye bu kadar yakışmıyor.
@Harry: Bundan eminim. (18.50)
@drakie: Siz kimsiniz? (20.40)
@Harry: Seni çok seven biri:')
@drakie: Beni seviyor musunuz?
@draki: Ciddi misiniz?
@Harry: Evet ciddiyim.
@drakie: Peki sizi tanıyor
muyum?
@Harry: Ah Draco...
@Harry: Bana bir o kadar yakın ama bir o kadar da uzaksın.
*Görüldü*
Draco odasında bağdaş kurmuş halde yatağında uzanıyordu. Şaşkınca telefona bakıyordu. Hiç tanımadığı birinden mesaj alıyordu. Ve bu kişi onu seviyordu.
Son mesaja görüldü atıp kendini yatağa attı. Kollarını ve bacaklarını yatağın kenarlarından sarkıtıp tavana bakmaya başladı. Bir yandan da düşünüyordu. Ona mesaj atan kişiyi merak ediyordu.
Bir an da çok düşündüğünü fark etti. O bu kadar düşünmezdi.
Başını iki yana sallayıp kafasındaki düşüncelerden kurtulmaya çalıştı. İlla bir gün ona mesaj atan kişi ile tanışacaktı.
Üzerindeki giysileri çıkarıp pembe, kısa bir pijama giydi. Ayna karşına geçip sarı saçlarını taramaya başladı.
Kendine bakıp gülümsedi. Hep mutlu olmak istiyordu.
Kendini yatağa fırlayıp örtüyü üzerine çekti. Hayaller kurarak uykuya daldı.
***
"Yani tanımadığın bir kişi sana mesaj atıyor ve seni sevdiğini söylüyor?"
Salonundaki koltukta Hermione ile oturuyorlardı. Hermione onun saçını örüyordu. Draco da dün ona gelen mesajdan bahsetmişti.
Kafasını evet manasında aşağı yukarı salladı. Elinde bir bardak çikolatalı süt vardı. Dökmek istemediği için dikkatli davranıyordu. Koltuklarının pislenmesini istemiyordu.
"Aynen öyle oldu. Bende cevap yazdım. Kim olduğunu sordum. Açık bir cevap vermedi ama..."
Derin bir iç çekip somurttu. Kim olduğunu çok merak ediyordu.
Hermione örgüyü bitirince ucuna ince lastik tokalardan taktı.
Draco ise sadece teşekkür etmekle yetindi. Bir şey olduğunu anladı Hermione. Çünkü Draco o saçlarını örünce çok mutlu olur ve sımsıkı sarılırdı. Ama bu sefer öyle olmamıştı.
"Sorun ne Draco?" Sesi çok sakindi. Draco başını kaldırıp ona baktı. Sessizce cevapladı.
"Kim olduğunu merak ediyorum sadece." "Bu yüzden mi mutsuzsun?" "Evet."
Draco'yu kendine çekip sıkıca sarıldı. Draco da kollarını ona sardı.
"Bu yüzden üzülmene gerek yok Draco. Ona yazmaya devam edebilirsin. Belki sen de onu seversin. Olmaz mı?"
Draco'nun gözleri parladı. "Olur." diye fısıldadı ve Hermione'nin ne kadar iyi bir arkadaş olduğunu tekrardan anıldı.
Çok üzgünüm. Çok sık bölüm gelemiyor. Buralarda çok uğruyamıyorum. Sizi seviyorum. Kitabımı okuduğunuz için teşekkür ederim ❤️
Bu da Draco'nun pijaması
