(m)

3.3K 109 71
                                    

kavga ediyorduk,

sikeyim, kavga ediyorduk ve o kadar gereksizdi ki sinirden gülmek istiyordum. ikimiz yan yanayken kavga etmenin taehyung'un dediği kadar kolay olduğunu düşünmediğimden gülüp geçiştirmiştim ama öyle değildi.

--

her şey tamamdı, mekândan çıkmıştık. taehyung günlük hayatında kullandığı motorunun anahtarını bir elinde tutuyor, öbür eliyle de benim elimi sarıyordu. daha ortada herhangi bir çıplaklık olmamasına rağmen motor ve birbirine kenetli ellerimiz iştahımı kabartacak türdendi. gizlemek istemediğim tebessümüm yüzüme yerleşirken motora binmiş, kaskımı takıp kollarımı beline sarmıştım. seul'un soğuk havası, sevdiğim adam ve motorsiklet cidden güzel bir tamlamaydı.

yol biraz uzun sürmüştü ama sonrasında vardığımız yer beni şaşırtmıştı; beni bir yarış alanına getireceğini düşünmemiştim. motordan inip kaskımı çıkarttıktan sonra yüzüne baktım, sırıtıyordu ve gecenin karanlığında gözleri ışıl ışıl parlıyordu. içimin kıpır kıpır olduğunu hissettim. sonrasında aynı buraya gelmeden önce elimi tuttuğu gibi tutup çekiştirmeye başladı, işimizi burada halledeceğimizi düşündüğüm için neden şu an buradan ayrıldığımızı sordum.

"gidince görürsün güzelim,"

  hâlâ çekiştirdiği elimle bir yerlere adımlıyorduk ve o bir şeyler mırıldanıyordu lâkin hiçbirini duymuyordum. güzelim sözcüğünü duyduktan sonra kulaklarım uğuldamaya başlamış, bedenim hissizleşmiş gibiydi. ardından aniden bir sokak arasında durduk ve onun geniş sırtına tosladım, cebinden telefonunu çıkartıp karıştırmaya başladı. birkaç dakika sonra ıssız sokağı düşük desibelli bir müzik kapladı, klasik müzik eşliğinde mi sevişecektik cidden?

"taehyung, kapat şunu."

yüzü aniden ciddileşti ve bana dik dik bakmaya başladı,

"ben böyle daha fazla zevk alıyorum jungkook."

"ben almıyorum taehyung, bunun yerine o esnada başka şeyleri dinlemeyi tercih ederim. ah, her neyse kapat şunu ya da düzgün bir şey aç klasik müzik ne? içimde depar atan tüm hormonlarım sönmeye başlıyormuş gibi hissettiriyor taehyung."

"iyi, ne açmamı istiyorsun?"

"i like it, cardi b"

"salak mısın jungkook"

"neden salak olayım taehyung, senin klasik müzik fantezinden kat be kat daha iyidir.

"tanrım, cidden... jungkook, biraz mantıklı düşün. biz sevişirken arkadan hızlı tempolu müzik sesleri duymak ne kadar doğru sence? en azından klasik müzik ortamı da uysallaştırıyor."

"of taehyung, yemedik klasik müziğini. evine gittiğinde dinlersin, şimdi düzgün bir şey aç. ne bileyim lana del rey falan ya da often aç the weekend, yakışır bence bize."

"bu seferki önerilerin güzel, açıyorum o zaman,"

ve kavgamız da böylece sona ermişti. sevişirken doğru düzgün dinlemeyeceğimiz bir müzik için küçük bir kavgaya tutuşmuştuk ama saman alevinin hızlıca sönmesi gibi kavgamız da hızlıca sönüp sonlanmıştı.

---

arkadan çalmaya başlayan into it ile keyfim yerine gelmeye başlamıştı. çok üzgün olsam bile bu şarkıyı dinleyip azabilirdim ve şu an karşımda taehyung gibi bir adam vardı. ben de öylece durup dinleyeceğime üstüne atladım onun, ciddi anlamda atladım hem de. bir anlığına dengesi sarsıldı ama hemen ardından bacaklarımı beline daha sıkı tutturdu ve beni duvara yasladı. o benim dudaklarıma bakmaya dalmışken saldırdım onun dolgun dudaklarına. lezzetli oldukları sadece bakarak bile algılanabilecek bir şeydi ama tadını dudaklarınız ve diliniz aracılığıyla aldığınızda... gizli cenneti vaat ediyordu sanki. o da çok beklemeden karşılık vermeye başladı bana, ben onun üst dudağını ısırıp emerken üst dudağımın karşıtı olan dolgun alt dudağımı ısırıyordu. ısırmalarının kısa süreceğini sansam bile devam etti ve dilime ulaşan kanımın tadını almaya başladım, bunun üzerine omuzlarına tutunup kendimi yukarı çekmeye çalıştığımda ona sürtündüm ve ikimizin de ağzından boğuk inlemeler koptu. daha fazla dayanamayan taehyung üstümdekileri bir dağ adamı edasıyla yırtıp hoyratça çıkarmaya başladı, gülüyordum çünkü bana bu kadar dayanamaması şaka gibi geliyordu. o işine devam ederken ben de yavaş yavaş onu soymaya başladım, kucağındayken her şeyini çıkaramayacağımdan aşağı inip işime devam ettim. üst bedeninde bulunan her şeyi çıkardığımda kasları tam yalamalık görünüyordu gerçekten. ben onun karın kaslarına dokunup okşamaya başladığımda o da boynumu evi bellemişti kendine. dişliyor, yalayıp öpüp bırakıyordu. bunun fazlasıyla hoşuma gittiğini hissettiğimde daha fazlası için saçlarını kavrayıp daha fazla bastırdım onu boynuma. hem saçlarıyla oynuyor hem de arada ona sürtünüyordum, o da yavaştan boynumu yemeyi bitirmiş gibiydi. dudaklarımdan kaçan istemsiz mırıldanmalarımı duyunca tekrar dudaklarıma yönelmiş, bu sırada da parmaklarını önümdeki şişliğime sarmıştı. bu durum fazlasıyla hoşuma gidiyordu ama uzatmak istemiyordum.

"taehyung, hızlı ol."

söylemlerime kulak vermeyip sadece sırıtıyor, beni yavaşça çekiştirmeye devam ediyordu ama ben daha fazla dayanamayacağımı anlayınca elini sıkıca tutmuş ve işaret parmağını ağzıma almıştım. gözlerinin içine baka baka bir lolipopu emiyormuşum gibi emmem hoşuna gitmiş olacak ki orta parmağını da dudaklarımın arasına bırakmış, gülümseyip işime devam ettiğimi görünce hırlamıştı. bu durum komiğime gittiğinden gülmüştüm ama ardından bana inanamazmışçasına bakışları atmosferi bozduğumu kanıtlamıştı. daha fazla bu durumun içine etmek istemediğimden pantalonumu indirmiştim, seve seve giydiğim fileli çorabımı da indirecek iken taehyung'un sesini işittim,

"onu üstünde görmek istiyorum."

çorabımı bırakmış, onun pantolonunu çıkarmak için yönelmişken ellerimi çekip beni döndürüp duvara yasladı. ani atak üzerine şaşırmıştım ama hoşuma gitmişti. kendini arkadan bana sürtmeye başladığı an karşılıklı olarak inlemiştik, şimdiden bu kadar güzel hissediyor isem içimdeyken neler olacağını merak ediyordum. sürtünmeyi kesip fileli çorabımı kalçalarım açık kalacak şekilde yırttı ve ıslattığım parmaklarını deliğimin etrafında gezdirmeye başladı. onları içime itmesi için mırıldanmaya başlamıştım, beni dinlemeyeceğini düşünüyordum ama cümlemi bitirdiğim an içimde hissetiğim parmağıyla düşüncelerim yarıda kalmıştı. güzel bir histi, cidden çok güzeldi ama onu bir an önce içimde istiyordum. parmakları beni kendime nazaran daha iyi tatmin ediyordu lâkin bu kaşıntının sadece parmaklarla geçeceği bir muammaydı.

"mmh, taehyung,"

"seni istiyorum,"

"lütfen."

deliğimle uğraşmaya kısa bir süre daha devam ettikten sonra üstündeki fazlalıkları çıkartmış ve kendini çekmeye başlamıştı. birkaç saniye sonra içimde hissettiğim büyüklükle inlemiştim, hatta buna çığlık bile denebilirdi.

"ah, taehyung"

"tanrım, jungkook çok darsın"

içimde gidip gelmeye devam ediyor, arada kulağıma güzel şeyler fısıldıyordu. gece bizim çığlıklarımızla, biz birbirimizle doluyorduk.

o gece kaç tur yaptığımızı hatırlayamıyordum veya arka planda çalan ama zevk almaktan odaklanamadığımız şarkıları. sevdiğim adamdan karışılık aldığım için mutluydum ama ondan hemen ayrılacağımın hüznü vardı sadece üzerimde. ta ki eve dönüp sabah alarmlarımla uyandığımda masanın üzerinde iki pasaport ve onların içinde ikimizin adları yazılı uçak biletlerini görene dek.

---
haha duru girdi mi mkcocy ameliyat arifesinde kesik smut yazip atiyorum,
kesik cunku benden maks bu cikardi ğ.

bolumu wet the bed dinleyerek yazdim,
azdirmadi ama yazmaya yardimci oldu.
siz acin belki azarsiniz bilemedim.

nys, 😼✊ gorusuruk.

-👁️👄👁️

ahjwtwuwtwhwgwjwhhwgwjw wattpad bildirimini gorunce gittihaha, mal

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ahjwtwuwtwhwgwjwhhwgwjw wattpad bildirimini gorunce gitti
haha, mal.
bolum sonu sakasi okuyunca gorursun artik😉😉😉😉😉😉

ikigai ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin