Bölüm-1

893 64 98
                                    

Akaashi kapının çalması üzerine kapıya yöneldi. Sabah Bokuto'yu odada uyurken bırakıp mutfağa geçmişti. Henüz sabahın erken saatleri sayılırdı. Kapıyı açtı...

"Buyrun?"

"Bokuto Koutarou?"

Postacı gelmişti. Elinde orta boydan biraz küçük bir kutu tutuyordu.

"Ben eşiyim."

"Pekala, şurayı imzalamanız gerekiyor..."

Adam elindeki paketi Akaashi'ye verdikten sonra arka cebinden kalem ve fiş defteri gibi bir şey çıkararak imzalaması için Akaashi'ye uzattı. Akaashi paketi bir dakikalığına vestiyere bırakıp kendisinden istenildiği gibi imzayı attı.

Kurye "İyi günler dilerim bayım" diyerek işinin başına döndü.

Akaashi kapıyı adamın arkasından kapattıktan sonra kutuyu eline alıp yatak odasına doğru yönelmişti. Odaya giden yolu yarıladığında Bokuto da odadan çıkmıştı. Yolda karşılaştılar.

Bokuto hala uykuluydu ama saçları yataktaki kadar dağınık gözükmüyordu. Uyanınca elleriyle düzeltmiş olmalıydı. Bokuto Akaashi'yi elindeki kutuyla görünce uykulu hali hemen dağıldı. Donakalmıştı.

"Kargo geldi hayatım..."

Bokuto, Akaashi daha fazla bir şeyler diyemeden kutuya atıldı. Artık kutu Bokuto'nun kollarındaydı.

"Ben götüreyim bunu, sen de işine devam et!"

Bokuto bunların hepsini alaleacele söylemişti. Akaashi'yi geçiştirir gibiydi. Akaashi üstelemedi. Geri mutfağa geçti ve kahvaltıya ne yapabileceklerini düşünmek için etrafa bakınmaya devam etti.

Akaashi'nin kafası kahvaltıyla meşgulken Bokuto'nun daha farklı sorunları vardı. Siparişi hesap ettiğinden erken gelmiş ve üstüne onu teslim alan kişi Akaashi olmuştu. Oysa kargoyu beklediği günler boyunca kapıya yakın bir yerde pusu kurcak ve o gün Akaashi'ye kapı açtırtmıyacaktı. Bu çok kötü olmuştu. Üstelik paketi görmemesi gereken yegane kişi teslim almıştı. En azından Akaashi kutunun içine bakmamış veya içinde ne olduğunu sorgulamamıştı. Ama sorgulayacaktı. Akaashi'den habersiz böyle bi işe girişmezdi. Bunu ikisi de biliyordu. Bir bahane bulmalıydı. Şu sipariş konusu kapanmalı hatta unutulmalıydı.

Bunun için hem Akaashi'nin kutuya merak edip bakma ihtimaline karşın hem de kutuyu her gördüğünde siparişi aklına gelmesin diye onu göz önünden kaldırmalıydı. Tek mesele kutuyu nereye saklıyacağıydı. Böyle işlerde hiç iyi değildi oysa. Hem Akaashi çok zekiydi. Muhtemelen sakladığı yerden kolaylıkla bulabilirdi. Çok dikkatli olmalıydı. Elindeki kutuyla odayı 4 kez boş boş turladıktan sonra aklına dahice bir fikir geldi. Kutuyu masanın altına koymuştu.

Akaashi'ye yardım etmek için mutfağa gittiğinde Akaashi'nin dolaptan bir kaç malzeme çıkartıp tezgahın üstüne koymuş olduğunu gördü. Akaashi boş boş bu malzemelere bakıp kahvaltı için ne yapabileceğini düşünüyordu. Bokuto mutfağa girince başını kahvaltılıklardan kaldırıp gülümsedi.

"Kargo mu bekliyorduk? Neden bana bir şey söylemedin? Genelde benden-"

"Önemli bir şey değildi. Bi iki spor malzemesi. Yeni dizlik filan işte. Seni uğraştırmaya gerek görmedim"

Yalan söylüyordu ve Akaashi de bunun farkındaydı. Değil internet alışverişi normal market alışverişi için bile çoğunlukla kendisine danışırdı. Üstelik yeni dizliğe ihtiyaç duysa bunu bilirdi.

Fakat bozuntuya vermedi. Kendisinin bilmesini istemediği çok açıktı. Hem Bokuto'dan bahsediyoruz, en kötü ne olabilirdi ki? Bu yüzden üstelemedi. Hatta bu konu hakkında bir daha düşünmedi bile.

"Hmmm. Peki... Kahvaltıya ne istersin?"

°°°°°
Merhaba👋 Bu yayımladığım ilk hikayem... Bu yüzden bu işlerde biraz acemi olabilirim. Yazım hatası vs. görürseniz lütfen insaflı davranın. Elimden geleni yapıyorum ama yetersiz kalmışsa affola.

Bundan sonra her hafta çarşamba ve cumartesi günleri saat 20.00'de yeni bölüm yayımlamayı planlıyorum (en azından elimdeki taslaklar bitene kadar bu şekilde devam edicem) Bu konuda herhangi bir değişiklik olursa tekrar bilgilendirme yaparım.

Bu iş için gerçekten emek veriyorum. Sizler için güzel şeyler ortaya çıkartmaya çalışıyorum. Umarım hoşunuza gider😊

Still by your side ~bokuaka~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin