9 kasım Cumartesi günü"
Trenin camından dışarıyı izliyorum, tüm bu olanlar kafamı kurcalıyor ve ben düşünüyorum sanki anlayabilecekmişcesine..
2 gün önce
"Bulut kızım uyanmayacak mısın? Daha kaç kez söyleyeyim. Okula geç kalacaksın."
Annesinin son seslenişi üzerine bulut gözlerini araladı ve elleriyle gözlerini ovaladı. Odaya giren ışık huzmeleri onun uyanmasını kolaylaştırmıştı.
"Uyandım anne"
Bir çırpıda yataktan fırlayıp üzerini giyindi ve banyoya girdi. Soğuk suyu yavaşca yüzüne çarpıp yumuşak havluyla kuruladı, soğuk su uykusunu açmaya yetmişti bile. Mutfaktan gelen güzel kokular onu istemsizce mutfağa yöneltti.
"Sonunda gelebildin, bu gidişle okula akşam gideceksin galiba"
"Sana da günaydın anne"
Kıkırdayıp yerine oturdu ve güzel kokuların sahibi olan kahvaltıdan yemeye başladı.
O arada telefonla konuşan babası mutfağa girdi.
"Evet Ahmet Bey... Aynen öyle oldu... Yarın görüşürüz.."
Dıt dıt sesiyle babası derin bir nefes aldı, bu aralar işleri pek yolunda gitmiyordu ve bunu ailesine elinden geldiğince belli etmemeye çalışıyordu.
Kendine bir sandalye çekip oturdu ve karısının oturmasını bekledi, o da oturunca ağzına bir lokma aldı ve konuşmaya başladı.
"Karıcım ellerine sağlık, özlemişim şöyle kahvaltıyı"
Alev hanım gülümseyerek baktı ve yemeğine devam etti.
Bu konuşmalardan sonra tüm masada sessizlik oluştu. Aslında hepsi konuşuyordu ama dünya bu cümleleri duyamıyordu. Üçü de içten içe kendini yiyordu ve derin sessizliği bozan kişi bulut oldu.
"Anneciğim ellerine sağlık ben daha fazla geç kalmayayım"
Babası zorla da olsa gülümseyerek ona baktı."İyi dersler güzel kızım"
Masadan kalktı ve koridora çıktı. Yavaş adımlarla odasına ilerledi.
Kapısını açıp içeri girdiğinde rüzgar tüm kuvvetiyle bulutun yüzüne çarptı. Dikkatle pencereye yöneltti bakışlarını. Pencerenin odadan çıkarken açık olmadığına emindi. Tam kendi kendine açılmıştır diye düşünecekken pencerenin önünde bir kırmızılık fark etti. Korkuyla yaklaştı, çok geçmeden o kırmızılığın ne olduğunu anladı.
Bu bir kolyeydi, kırmızı bir kolye..Nereden geldiğini anlama umuduyla etrafa bakındı ama etrafta hiçbir iz yoktu. Derin bir nefes aldı "tamam bu sadece bir kolye" Kolyeyi elinde sıkıca tutarken zamanın geçtiğini fark etti. Okul kıyafetlerini giymeye koyuldu. Kolyeyi bir çırpıda boynuna geçirdi. Aynadan son bir kez kendine bakıp annesine çıktığını haber vermek için mutfağa girdi.
"Annelerin en iyisi ben çıkıyorum"
Kapıya yönelecekken annesi onu durdurdu.
"Bir sorun mu var anne?"
"Bir şey unutmadın mı sence?" güldü ve eliyle yanağını işaret etti.
"Hiç unutur muyum anneciğim" gülerek annesinin yanağına bir öpücük kondurdu.
Geri çekilince annesinin yüzünü bembeyaz kesilmiş olarak gördü. Bir sorun olduğunu sanıp etrafına bakındı ama mutfakta hiçbir gariplik yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların Öfkesi 🌙
Fantasy9 kasım.. bilmediğim bir yerde bilmediğim bir yolculuktayım. Burası neresi? Bu sadece bulutun hikayesi değil, bunu okuyan herkes artık bu işin içinde..