Etrafıma bakınmaya başladım. Her şey güzel görünüyordu. Okulun anlayamadığım garip bir havası vardı ve bu hoşuma gitmişti. Müdire koluma girmiş ve beni okulun ana kapısının önüne bırakmıştı.
"Bundan sonrası sende küçük hanım. Odan Kırmızı kapılı yer."
Gülümsedi ve elini şıklatıp oradan yok oldu. Bunların bir rüya olabilme ihtimalini düşünerek kapının kolunu çevirdim. İçeri adımımı atıp kapıyı arkamdan kapadım. Başımı kaldırıp derin bir nefes aldım ve yürümeye başladım. Bavulumun yanımda olmadığını fark edip küçük bir paniğe kapıldım. Ayakkabılarım koridorda tok sesler çıkarıyordu. Üst kat merdivenine ulaşınca yukarıya bakış attım. Yukarı kattan sesler geliyordu ve bu sessizlikten daha çok hoşuma gitmişti. Merdiven basamaklarını yavaşca çıkmaya koyuldum. Yukarı kata ulaşınca hoşuma giden sesler bir anda kesilmişti. Tekrar eski sessizliğe dönülmüş gibiydi ve herkes bana bakıyordu. Ordakilere göz gezdirdiğimde buraya göre fazla normal olduğumu fark ettim. Bir anda asıl normal olanların onlar olabileceğini düşündüm. Sonuçta normallik neydi ki?
Öne atılan beyaz elbiseli bir kız bana seslendi.
"Sen bulut olmalısın, hoş geldin"
"H-hoş buldum"
Herkes ismimi nasıl bilebiliyordu? Heyecan ve tedirginlik arasında gidip geliyordum. Az önceki kız ince sesiyle tekrar konuşmaya başladı.
"istersen sana odanı göstereyim, ha bu arada adım yase"
Gülümseyerek bana baktı ve elimden tutup koridorda koşturmaya başladı. Birlikte koşarken arkama bakmayı ihmal edemedim. Herkes hala bize bakıyordu.
koridorda biraz daha koşuşturduktan sonra Yase kırmızı kapılı odanın önünde durdu ve kapıyı açacakken boynuma bakıp duraksadı.
"Kolyen açık değil miydi?"
"Nasıl yani? Şey burayı daha yeni öğrendim ve hakkında hiçbir şey bilmiyorum"
Şaşkınlığı sürerken tekrar konuşmaya başladı.
"Bak şimdi kolyeler bize beklemediğimiz anlarda ve yaşlarda gelir. Mesela benim kolyem ben daha bebekken gelmiş. Burada büyüdüm de diyebilirim. Kolyeler bize açık bir şekilde gelir. Ortasındaki anahtar yerini görebiliyorsun zaten ve kolyelerin içerisinden seni temsil eden semboller çıkar. Peki seninki neden açık değil?"
Yase'nin neden şaşırdığını şimdi anlamıştım. Şu an o kadar çok şaşırmam gereken şey vardı ki hangisine şaşırabileceğimi bilmiyordum.
O arada Yase çoktan kırmızı kapılı odanın kapısını açmıştı."Kırmızı bölüme yıllar sonra ilk sen geldin Bulut, bizim için önemlisin anlayacağın"
şaşkınlık ve gülümsemeyle söylediklerine karşılık verdim.
"Peki sen hangi bölümdesin?"
"Belli olmuyor mu?" Eliyle boynundaki kolyeyi işaret etti. Kolyesine bakınca beyaz olduğunu fark ettim. Dudaklarımdan istemsizce "Beyaz.." lafı çıktı.
"Her neyse ben seni daha fazla tutmayayım, bavulun yok çünkü tüm eşya ve kıyafetlerini burda temin ediyorlar. istersen bir kaç saat dinlen zaten müdire seni yanına çağıracaktır"
Gülümsedi ve odanın kapısını çekip çıktı. Odaya döndüğümde içeride genç olan kimsenin olmadığını fark ettim. Hatta karşımdaki kadın en az yetmiş yaşında olmalıydı. içeride olduğumu fark etmeleriyle tüm bakışların bana dönmesi bir oldu.
Hiç kimseden ses çıkmaması beni sebepsizce rahatlatmıştı. Odanın ana renkleri altın rengi ve kırmızıydı. Kırmızı duvarlar ve altın rengi perde birbirine fazlasıyla uymuştu. Boş olan yatağa doğru adımlarımı attım ve montumu çıkarıp yandaki askılığa astım. Kendimi yatağa bırakıp bugün olanları düşünmemeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların Öfkesi 🌙
Fantasía9 kasım.. bilmediğim bir yerde bilmediğim bir yolculuktayım. Burası neresi? Bu sadece bulutun hikayesi değil, bunu okuyan herkes artık bu işin içinde..