Bölüm 1 DÜZENLENDİ

500 34 0
                                    

5 sene önce

Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve dikiş attırmak değil bu acı. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi. ÖLÜM...

Elbet gelecekti ölüm ama bu kadar erken geleceğini tahmin etmemiştim. Son günümüzü saçma bir kavgayla geçireceğimizide tahmin etmemiştim. Herşey için çok geç artık öyle mi ? Özür dilemek için. Zamanı geri almak için. Kavga etmemek için çok geç... 

Senin üstüne atılan her toprak benim kalbimin duvarlarını örüyor. Duygularımı kaybediyorum. Seni kaybediyorum....

Söz vermiştin. ''Ben her zaman yanında olacağım'' demiştin. Yalan mıydı ? Sen bana yalan söylemezdin ki. Şimdi ben kime güvenebilirim ? Kime inanabilirim ? Hangi erkek sen gibi olabilir benim için ?

Sorularıma cevap vermeden yerin metrelerce dibine gitmeyi mi tercih ediyorsun ?

Özür dilerim abi.... Sana verdiğim sözü bir kere olsun bozmak zorundayım. Gözyaşlarımı hapsettiğim delikten çıkarmam gerek. Bir kere olsun güçsüz kız olmak bana ne kaybettirebilir ki ? Benim kaybedecek neyim kaldı ? Sen gittin.... 

Şimdiki zaman


Müzik insanların sesleriyle karışarak ortama bir hava katıyordu. Tezgaha yaslanmış etrafı incelerken 2. kattan gelen bir sesle bakışlarımı yukarıya çevirdim.

''Bakar mısınız?'' 

Gülümseyerek adımlarımı merdivenlere attım. Bu kafeyi açalı 3 sene oluyordu. Kendi paramı kazanmak istediğim için babam bunu uygun görmüştü. Kazandığım paraları biriktirip birde kedime ait ev alınca tamamen hayatın kollarına atılmış buldum kendimi. Masaya yaklaşınca konuşmaya başladım.

''Nasıl yardımcı olabilirim?''

Gözlerini benden çekmeyen çocuğu umursamadan siparişleri aldım ve mutfağa doğru ilerledim. Yarın okullar açılacağı için kafedeki son günüm bu yüzden sakin olup olay çıkarmamaya çalışıyorum. Çalışanlardan Gökhan'a masanın siparişlerini verip götürmesini istedim.  

Gökhan geri geldiğinde elindeki kağıdı uzattı. İstek şarkı mı ne istemiş az öncekiler. Bilgisayarın karşısına geçip kağıdı açtım. 

''Kırmızı sana çok yakışıyor''    Bu kadar eski bir şarkıyı kim neden istesin ki ?

Şarkıyı bulup açtım ve 2. katın balkonunda bana bakıp göz kırpan çocukla göz göze geldim. Şarkı devam ederken aklıma gelen şeyle duraksadım. Benim saçlarım kırmızı. Şarkı ''kırmızı sana çok...'' Aaa hadi canım benimle bir ilgisi yoktur herhalde. Olmasında zaten. Olamaz demi ? Sanmam. Kim cesaret eder ki böyle birşeye. 

***

Sınıfta kalmanın verdiği hüzünle 19 yaşında hala lisedeyim. ''LİSE'' kelimesinden nefret ettirdiler resmen. Ben daha 1. dönemi atlatabilmiş değilken yarın 2. dönemin başlaması Arsız Bela'ya bağlamama sebep olacak. 

Eşyalarımı toplayıp babamların geçen sene doğum günü hediyesi olarak aldığı ferrarime uçar adımlarla ilerledim. Hala benim olduğuna inanamadığım arabaya bindim ve çantamı koymak için koltuğa yöneldim. Koltuğun üstündeki kağıdı görünce şaşırdım. ''Nasıl gelmiş bu buraya?'' diye homurdanırken arabanın üstünü açık bıraktığımı fark ettim. Bu hatayı bir kere daha yapmamak için kendimi uyardım. Bu kaçıncı uyarı bilmiyorum. Çantamı bırakıp kağıtta yazanı okumaya başladım.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin