0.02

129 18 8
                                    




Jane

2021

Havaalanına indiğimde beni karşılamaya gelen Nerin, Yuri ve Siran üçlüsüyle karşılamak beni mutlu etmişti. Her ne kadar hayatta çoğu şeyi seçme konusunda kötü olsa da arkadaşlarımı seçme konusunda değildim, arkadaşlarımdan belliydi.

Yuri koşarak boynuma atladığında ilk söylediği şeyin "Şerefsiz uzamışsın sen!" olmasıyla kahkaha atarak valizimi tutmayı bırakıp ona sarıldım.

"Yaptım birkaç bir şey."

Yuri benden ayrıldığında Nerin yanıma gelip "Kemiklerin batıyor kınık valla huylanıyorum yoksa ben de sarılırım." dediğinde daha çok güldüm.

Siran gülümseyerek yanıma gelip kolunu omzuma attıktan sonra valizimi sürüklemeye başladığında Nerin gözlerini kısarak beni süzdü.

Kaşları çatılmış bir şekilde "Kaç kilo verdim demiştin?" dediğinde dudaklarımı dilimle ıslattım.

"7 kilo verdim."

Nerin tek kaşını kaldırıp elini üzerindeki çiçek desenli şortun cebine havalı bir şekilde soktuktan sonra "Bana 7'den fazla vermişsin gibi görünüyorsun Jane zaten Pinokyo gibi bir şeydin bak manyakça bir şey yapma." dediğinde güldüm.

"Böbürlenmek gibi olmasın ama 4 santim uzadım kınık ya, 1.64 oldum artık da yüksek ihtimalle o yüzden öyle gelmiştir sana."

Nerin omuz silktikten sonra valizlerimi almak için dönen bantların olduğu yere gitmiştik.

Saat sabahın 5'i olsa bile 10 haftadır görmediğim arkadaşlarımı görmek uykusuzluğumu arka plana atmamı sağlamıştı.

Yuri dudaklarını büzerek "Yapacak çok şeyimiz vardı daha ya!" dediğinde yanaklarımı şişirdim.

"Bolca vaktimiz de var," dedim ve bandın üzerinde gelen kırmızı valizimi aldım. "1 ayımız daha var üniversiteye geçmeden önce."

Nerin ellerini heyecanla çırparak zıplarken "Ayrıca zaten hepimiz aynı üniversiteye gidiyoruz!" dediğinde Siran havalı bir şekilde sırıtarak etrafımızdaki erkeklerin bize dönmesini sağladı.

"Bir de öyle bir detay var... Üniversitenin kabul puanlarını arttırdık resmen."

Dediklerine gülerken bandın üzerindeki neredeyse benim boyumda olan siyah valizimi aldığımda Yuri gözlerini kocaman açtı.

"Kınık bu ne! Benden büyük resmen bu!"

Nerin ellerini beline koyup bir anne edasıyla "Tanrı bilir içinde neler vardır onun şimdi!" dediğinde Siran "Eminim yarısından fazlası kitaptır." demişti.

Kafamı sallayarak "Evet baya kitap var," dedim hepimiz birer bavul almış sürüyerek dış hatlar çıkışına yürürken. "Fazladan 200 pound verdim valizler için."

Nerin "Ben 10 haftada tüm Londra'yı almamış olmana şaşırdım açıkçası." dediğinde yüzümü buruşturarak ona baktım.

"Aynı cümleyi babam da kredi kartı ekstrelerime baktığında söylemişti!"

Neşeli bir şekilde yürüyerek havaalanından çıkarken içeri giren 4 kişiyle duraksadım.

15 haftadır görmemiş olmama rağmen hala nefes kesici görünüyordu. Üzerindeki beyaz dinozor baskılı siyah hoodiesi ve bacaklarını saran siyah kot pantolonuyla tüm havalimanını döndürüp tekrar baktıracak bir yakışıklılıkla durgun bir şekilde Jaemin'in yanında ilerleyen Jeno'yla göz göze geldiğimizde dünya benim için durmuş gibiydi.

Düşünme yetimi geri kazandığımda hızla kafamı çevirip kızlara yetişmek için adımlarımı hızlandırdım. Onu unutmak için Londra'ya gitmiştim, geçirdiğim 10 haftayı birkaç saniyede hiç etmesine izin veremezdim.

Kolumu Siran'ın omzuna attım. "Arabayı kim kullanıyor?"

Nerin "Baban ikiniz sağ olun bize güvenmediği için şoför yolladı," dedi üzerindeki tişörtün eteklerini düzeltirken. "Size gidiyoruz topluca."

Arabanın kapısını açarken bir çift gözün beni izlediğini görsem de dönüp bakmak yerine arabaya bindim. Aldığım karardan geri dönmek için fazlasıyla geç kalmıştım zaten.

𝑀𝑖𝑠𝑠𝑖𝑛𝑔 𝑈 ఌHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin