Evvel zaman içinde kalbur saman içinde şeytanın kulu çokmuş ruhunu satmayan yokmuş her dileğin sonuçları, her iyiliğin amaçları varmış. Bir dertten kurtulan diğerine yakalanırmış. İnsanlar, fakirlik içinde kıvranırmış. Çalışıp didinmeyeni şeytan alıp götürürmüş
Eski diyarların birinde fakir bir genç yaşarmış. Genç annesi ve kardeşiyle tek odalı küçük bir odada kıt kanaat yaşarmış. İşlerin zorluğundan yorulan genç bir gün dayanamamış ve
"Lanet olsun bu fakirliğe" demiş
Tam o sırada ormanın içinden bir peri çıkmış.
"Hey genç eğer istersen sana ipekten kıyafetler, çeşmelerinden süt akan saraylar güzel mi güzel bir hanım verebilirim" demiş. Genç şaşırmış kim tanımadığı birine böyle bir şey versin ki? Ve sormuş.
"Peki bunun karşılığında benden ne istiyorsun?"
Peri gülmüş
"çok birşey değil sadece ruhundan küçük bir parça istiyorum bu fikir gence çok uygun gelmiş. Perinin teklifini kabul etmiş peri hemen cebinden çıkardığı bıçakla ruhunun bir parçasını almış ve eklemiş: "git uyu yarın uyandığında bahçende fildişinden kapıları, altından duvarları olan koca bir saray göreceksin demiş. Genç evine gitmiş heyecandan gözüne uyku girmiyormuş. Güneş doğduğu an dışarı çıkmış ve birde ne görsün tam da perinin tarif ettiği saray tam karşısında duruyor. Genç annesi ve kardeşini almış ve saraya gitmişler ama ne görsün sarayın içi bomboş genç yine yakınmış ve tam o sırada peri tekrar görünmüş.
"Eğer istersen bu sarayı elmastan avizeler ipekten halılar çeşit çeşit yemeklerle donatırım." Demiş. Ve ruhunun bir parçasını daha istemiş genç bunu da kabul etmiş. Peri bu sefer ruhundan daha büyük bir parça koparmış. Genç öbür gün saraya gittiğinde gördüğü şeyler aynı perinin söylediği gibiymiş. Tam rahat ettim derken bu seferde sarayda işleri yapacak ne bir çalışan ne de hayatını birlikte geçireceği bir eşi varmış. Bunu düşündüğü sırada peri tekrar gelmiş ve konuşmuş:
"Sana sarayın her işini görecek hizmetçiler güzeller güzeli, sırma saçlı bir eş verebilirim." Demiş. Gözü dönen genç bunu da kabul etmiş ve peri bu sefer Ruhundan öncekilerden çok daha büyük bir parça almış ve genci saraya göndermiş ve gerçektende perinin dediği gibi sarayda oradan oraya koşturan çalışanlar ve biricik eşi varmış. Genç mutluluk içinde sarayında uyuyadursun sarayın şanı tüm diyarlara yayılmış ve şafak sökünce bir ses duyulmuş kocaman bir ordu saraya saldırmış ve genç ile ailesini saraydan atmış. Genç daha bu olayın etkisini atlatamamışken peri tekrar gelmiş ama bu sefer yüzünde dehşet verici bir gülümseme varmış.
"Bu sefer sıra aptallığının cezasına geldi." Demiş ve gencin ruhunu almış ve cehenneme götürmüş. Genç nerden bilebilirdi ki kendisine yardım ettiğini düşündüğü şeyin şeytanın ta kendisi olduğunu.
