Sıcak suyun buharla doldurduğu duşakabinden çıkıp yumuşak bornozu üzerime geçirdikten sonra hemen yanındaki küçük havluyu saçlarım üzerine bırakarak kapıya doğru ilerledim. Yorgun bedenim aldığım duş ile iyice mayışmamı sağlamışken gözlerimi yavaşça kapatarak başımdaki havluyu saçlarım üzerinde gezdirdim tembel hareketlerle. Yüzümde huzurlu ufak bir gülümseme vardı günün getirisi olan. Göğsümden dolup taşan mutluluğum gün boyunca bir an olsun gülümsememi solduramamıştı. Öyle ki artık yüz kaslarımın ağrıdığını bile hissediyordum ancak elimde değildi gülümsememek.
Banyodan çıkıp geniş otel odasına adım attığımda gözlerimi aralayarak en son yatakta bıraktığım adamı aradım kısa bir süre. Oldukça büyük olan oda, bir stüdyo daire gibiydi. İnce uzun yapısıyla kapıdan girildiğinde sizi ilk karşılayan şey boydan boya camların ardında kalan eşsiz manzaraydı. Sağ tarafta büyük bir yatak ve dinlenme alanı, hemen karşınızda geniş bir oturma alanı ve solda da açık mutfağı görebiliyordunuz. Bir nevi dikdörtgen şeklindeki odanın giriş kapısının bulunduğu duvarı hariç üç kenarının tamamı da boydan boya cam ile kaplıydı. Bulunduğumuz otelin en üst katlarından birinde bulunuyor olmamızdan dolayı tüm Paris ayaklarımız altına serilmiş haldeydi. Her ne taraftan bakılırsa bakılsın bu kış gecesinin bize sunduğu tüm güzelliklerine birebir şahit olabiliyorduk ve hemen karşımızda tüm ışıltısı ile kara teslim olmuş Eyfel Kulesi gerçekten de hayranlık uyandırıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Adımlarımı birtakım seslerin duyulduğu salona bağlı açık mutfak kısmına yönlendirmeye kalkışsam da ilk adımımda Sehun'un tezgahın arkasından çıktığını görerek yerimde durdum. Arkasını dönüp beni görünce yüzündeki ufak gülümsemesi büyüdü. Ona aynı şekilde karşılık verip elimdeki havluyu yatağın üzerine bıraktım. Bana doğru yürüdüğü sırada ellerindeki henüz açmış olduğu şarap şişesini ve iki kadehi hafifçe sallıyordu.
"Bu romantik şehire yakışan romantik bir geceye ne dersin?"
Cazip teklifini memnuniyetle kabul ederken elimi tutarak beni cam kenarına sürüklemesine izin verdim.
