*ouka, daigo hanada/dinlenmesi gerek.//
-
hani bazen sizin için çok önemli bir şey olur da, o an dünya yansa umrunuzda olmaz ya; lee felix tam olarak öyle hissediyor şu an. kılını dahi kıpırdatacak hâli yok, ölmüş. nefes alıyor, kanı akıyor fakat yaşamıyor işte. canı çekilmiş. can'ı çekmiş kendini ondan. changbin'i çekmiş kendini.
lee felix'in her düştüğünde diz kapaklarını öpen o güzel adam şimdi bir taş almış, vurmuş da vurmuş dudaklarının izi silinsin oralardan diye. ancak silinmemiş ne kadar uğraşsa da, zira lee felix onları en derinine gömmüş. kalbinin en ücra köşesindeki yosun tutmuş sandığa gömmüş. kimse bulamasın, kimse göremesin istemiş. her uyandığında baş ucuna kurumuş menekşe yaprakları koyan seo changbin'i bilmesinler diye yapmış elinden gelen her şeyi.
fakat işe yaramamış tüm bunlar.
bulmuşlar lee felix'in biricik aşkını, bulmuşlar sevdiğini, bulmuşlar her şeyini. bulmuşlar. bulmuşlar ve demişler ki sarı saçlı, çevimsiz oğlana, "alacağız onu senden. can'ını alacağız. onu toprağın altı kat altına gömeceğiz; seni nefes alan, sıcacık kanı halen daha damarlarında dolaşan bir ölü yapacağız. can'ını yakacağız, canın cok yanacak. o acı içerisinde çığlıklar atarken sen boğulacaksın. yardım ister misali bağırırken acı dolacak ciğerlerine, zihnine. kalbin simsiyah olacak. katran tutacak. boğulacaksın. boğulacaksın fakat ölmeyeceksin. ne kadar istesende ölemeyeceksin. tekrar tekrar yaşayacaksın tüm bunları. her gün, her saat, her dakika. yaşayacaksın, ölmene izin vermeyeceğiz. sevgilin cayır cayır yanarken sen burada yalvaracaksın. ancak boşuna. boşuna yalvaracaksın. zira kalbimiz yok bizim, acıma bilmeyiz, merhamet bilmeyiz, sevgi bilmeyiz. sana bir şans verdik. can'ını kurtarmam için bir şans verdik fakat sen kullanmadın. kaçtın. kaçtın ve peşinde sürükledin seo changbin'i, sevdiğini, hayatını, her bir şeyini. bırak dedi sana, tutamadı gözyaşlarını, yalvardı. geceler boyu ağladı sen sırtını ona yaslarken. o güçlü sandın, dayanır sandın. fakat unuttun. onun da bir insan olduğunu çok fena unuttun.
seo changbin dayanamadı.
dayanmak için bir dal aradı, bulamadı. o senin her şeyin olurken, sen onun dalı bile olamadın. sen onun hiçbir şeyi olamadın felix. hiçsin. hiçsin sevgilinin gözünde. koca bir hiçsin. işe yaramaz, aptal, cahil bir katilsin sen. katil. öldürmeyi bile beceremeyen bir katil.
sana dedik, felix, seo changbin'i öldür dedik. kurtar onu bu ızdıraptan, yardım et, ellerini tut son bir kez ve öp canını almadan hemen önce dedik. dedik. dedik. ama kime dedik. dinlemedin, baş kaldırdın. izin vermedin sevdiğinin huzura kavuşmasına. seninle birlikte kalırsa ölecek, her nefes aldığında ciğerlerine batacaktı kırık kemikleri. biliyordun bunları, felix. adın gibi biliyordun. ancak hep yaptığını yaptın; görmemezlikten, bilmemezlikten geldin. sevgilin feryat figan çığlıklar atarken sen duymamazlıktan geldin.
lee felix, sen kötü birisin. koca koca pençeleri olan, sarı dişli, devasa bir canavarsın. kalbin yok senin. duyguların yok. olmamalı. olmamalı. olmamalı. zira katilsin sen. öldürmen gerekenlere can vermek adına kendini parçalayan bir katilsin. meleksin. ölüm meleğisin. nefes vermezsin sen felix, nefes alırsın. insanların son nefeslerini alırsın. kimisinin ailesini, kimisinin sevdiğini, kimisinin daha doğmamış çocuğunu alırsın. boşuna uğraşma. sen iyileşmezsin. katiller iyileşmez. katiller can alır, ruh alır, heves alır, yaşam alır. fakat katiller hiçbir zaman acı çekmez, felix; acı verir. sevgiyi, sevmeyi yahut sevilmeyi bilmez onlar. bilmeyiz biz. öğretmediler bize, öğretmedik sana. acı çekme istedik, bağlanma, merhamet etme, sevme istedik.
ama sen sevdin, felix.
sen seo changbin'i çok sevdin, çok güzel sevdin.
parmak uçlarından öptün onu, her bir miliminde gezdirdin dudaklarını. sahiplendin, yaralarını sardın, korudun ve kolladın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
lee felix'in canını çok yakmışlar
Fanfic*ouka, daigo hanada/dinlenmesi gerek.// bir adam tanıdım, baş ucuma kurumuş menekşe yaprakları serpiştiren.