5.Bölüm

576 52 8
                                    

Uzun zamandan sonra ilk defa bir yere gitmek için hazırlanıyordum.Gerçi uzun zamandır ilk defa mezarlık dışında bir yere gidiyordum ya neyse.. Sonuçta mezarlığa giderken veya evde otururken hazırlanacak halim yoktu.Açıkçası pekte umrumda değildi.Ama bu gece... Bu gece bakımlı ve güzel olmak zorundaymışım gibi hissediyordum.Bugün kazanmayı istediğim bir oyunun ilk seviyesini oynayacaktım.Ve bu oyunda iyi veya kötü beni nelerin beklediğini bilmiyordum.Ruhen bu oyuna hazır olsam da bedenen de hazır olmam gerekiyordu.

Güzel olduğuma emin olduktan sonra çantamı alıp aşağıya indim.Annem ve babam televizyon izliyordu.Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı sesler üzerine gözleri bana döndü.Beni gördüklerinde yüzlerinde oluşan şaşkınlık bariz bir şekilde belli oluyordu.

''Nereye kızım?'' diye sordu babam.

Neyse ki bu sorunun cevabına çalışmıştım.O herifi bulmaya çalıştığımı söylemeyecektim elbette.

''Kızlarla buluşacağım.''  diye yalan söyledim.

Yalan söylemekten ve söylenmesinden hiç haz etmezdim lakin şu durumda maalesef söylemek zorundaydım.

Babam birkaç saniye sustu, cevap vermedi.Kendisiyle çelişiyordu, belliydi.En sonunda ''Peki git.Arkadaşlarınla vakit geçirmek sana iyi gelir.Ama sakın geçe kalma.'' dedi.

Zoraki bir gülümsemeyle başımı salladıktan sonra kapıya doğru ilerledim.Henüz birkaç adım atmıştım ki annem ''Hira'' diye seslenince durdum ve yanıma gelişini izledim.

Endişeli gözleriyle tam gözlerimin içine bakıyordu.''Dikkat et kendine.'' dedi titrek bir sesle.Sonrada kollarını doladı bedenime.Öyle bir sarıldı ki sanki bu son görüşüymüş gibi.. Bir daha hiç göremeyecekmiş gibi..Ne söylediklerine cevap verebildim ne de sarılışına.O sırada sindirmeye çalışıyordum annemin duyduğu endişeyi.

Hayatımız hep böyle mi olacaktı? Yağmur'un yaşadıkları öyle büyük gelmişti ki üzerimize, taşıyamamıştık bu yükü.Alışamamıştık.. Öyle ansızın olmuştu ki belki de bu yüzdendi annemin böyle sarılması.Ona son kez sarılamadığımızdan.. Şimdi de ister istemez korkuyorduk galiba.Bir yere giderken ya başına bir şey gelirse, ya bir daha göremezsem diye.

Bunları düşünmek yaralarıma tuz basmış ama aynı zamanda bu akşam için beni hırslandırmıştı.Kendimden emin adımlarla çıktım kapıdan.Daha sonra da birkaç dakika önce çağırdım taksiye binip gideceğim barın adresini söyledim.

Barın kapısında indiğimde müzik sesleri dışarıya kadar ulaşıyordu.Daha önce birkaç kez arkadaşlarımla buraya geldiğim için az çok biliyordum içerideki ortamı.Bu yüzden bir yabancılık hissetmiyordum.

Cesaret vermesi için sanırım, derin bir nefes alıp girdim içeriye.İşte oyun başlamıştı.Kardeşimin hayatını mahveden, bana geçirdiğim son birkaç ayı zehir eden hayvanı bu gece bulmalıydım.

İçimde bastırmaya çalıştığım bir endişe vardı.Ama bu korktuğumdan falan değildi.Tanıdık birini görme düşüncesiydi sanırım beni endişelendiren.Yağmur'la ilgili soracakları sorular...

Olabildiğince normal görünmeye çalışarak bar taburesine oturdum.Açıkçası bar ortamını hiç özlememiştim.Eskiden böylesine kalabalık ve gürültülü ortamlar içinde kendimi kaybetmek hoşuma giderdi.Ama şimdi yalnızlıkta kendimi bulmayı seviyordum.Belki sevmekten ziyade, alışmaktı benimki.. Ama öyle yada böyle yalnızlık daha çok ilgimi çekiyordu.Kalabalıktansa yalnızlığı tercih ediyordum evet ama gürültüdense sessizliği seçiyorum denmezdi.Çünkü yalnız kalsam bile zihnimdeki sesler hiç susmuyordu.Bu yüzden de sessizliği tadamamıştım hiç.

OYUNBOZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin