Merhabalar efendim günaydın, tünaydın, iyi geceler ya da günün hangi lanet saatindeyseniz buradan sew gi ler
umarım bok gibi, leş, berbat ötesi, aşne fişne ile dolu bir gün geçirmişsinizdir ve bu bölüm size bir nebze olsun iyi gelir
evet efenim bugün size hırr auu auu woof woof diyeceğiniz nalet bir bölümle geldim
uçuyoruz fiyuuuuvvvv
bölümü kontrol etmedim inş hatam yoktur varsa da görmeyiverin diyeyim, bölümü atıyorum ve uyumaya gidiyorum.
geldiğimde bir sürü yorum görmezsem bozuşuruz bak 🗿
oy verip yorum yapmayanlara hoca sözlüde soru soruyormuş ve "mikrofonum yok hocam" derken mikrofondan konuşuyormuş
keyifli okumalar dilerim 💛
•
•
•
Giriş
"Jackson takım kaptanı olmak istediğini söyledi."
Kim Seokjin, karşısında durup içten içe sakinleşmeye çalışan adama baktığında söylediği kelimeleri söylememeyi diliyordu. Öyle ki Jungkook'un iki yanında yumruk hâlini almış elleri Seokjin'e pek de iyi şeyler olacağını düşündürtmüyordu. Burnundan soluyan genç alfa için sakin kalmak, o an için yapabileceği şeyler arasından en sonuncusuydu. Kendisine bakmakta olan Jackson'a kızıla bürünmüş gözlerini çevirdiğinde karşılaştığı çehre, belki de biraz olsun pişman olmuş bir yüz görebilmeyi bekleyen alfayı şaşkınlığa uğratmıştı. Jackson Wang düz bir ifade ile Jungkook'a bakıyordu yalnızca.
"Koç senin görevini layığıyla yaptığını ve ayrıca takım kaptanı değişimi için çok kötü bir zaman olduğunu söyleyerek reddetti, hâlâ kaptan sensin Jungkook."
Seokjin iki yakın dostunun kavga edişini görmeye meraklı olmadığından hemen araya girdi ve ikilinin bitmek bilmeyen bakışmasını bozdu. Bu açıklama yine de burnundan soluyan alfa için yeterli değildi, Jackson'a yaklaşarak birkaç adımda dibinde bitmiş, yakın dostunun beyaz gömleğinin yakalarını tuttuğu gibi bedenini kantinin duvarına sertçe fırlatmıştı. Jackson da en az Jungkook kadar kuvvetli bir alfaydı ancak kantine inmeden önce kendisini kavga etmemeleri yönünde tedbirleyen Seokjin yüzünden bir şey yapmamayı tercih ediyordu. Jackson, kendisine göre kötü bir amaç gütmüyordu. Yapmak istediği şey takımı zirveye taşımakken Jungkook'un kaptan olmasına rağmen böyle bir isteğinin olmaması sinirlendiriyordu onu.
Jackson kendisine yaklaşıp tam burnunun yan kısmına denk gelen yumruğu atan kişiye karşı burnundan sert bir soluk vermiş, kaşlarını olabildiğince çatmıştı. Karşılık vermemek çok zordu, zira Jungkook gibi gücü yerinde bir alfanın vuruşu pek de hafif sayılmazdı. Jungkook anın verdiği öfkeye karşı genzinden çıkan hırıltıyı durduramadan Jackson'ın yakalarını kavrayıp başını kendisine yaklaştırmış, üzerinde hissettiği çok sayıda gözü görmezden gelmişti.
Jackson, burnunun kenarı sızlıyor olsa bile Jungkook'u itmemiş ya da ona vurmamıştı. Büyük bir kavga etmeden yalnızca buradan ayrılmak istiyordu. Koça sunduğu fikir reddedildiği için öfkeliydi zaten. Jungkook, dostunun kulağına yaklaşıp sert sesiyle, "Bu olay tekrarlanırsa takımda bir yerin olmaz, Jackson." diyerek uyarmıştı onu. Jungkook sözlerinde fazlasıyla ciddiydi, arkadaşı olduğunu düşünerek sakin kalmaya çalışmıştı Jackson'ın birden bire değişen hareketlerine karşı ancak bu son nokta olmuştu. Jackson'ı tek hareketinde gerçekten de takımdan çıkartacak ve yedeklere sokacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
idny.
Fanfiction[ tamamlandı ] love me at my lowest, love you when you're barely holdin' on. ─omegaverse + high school!au