Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sabah ışığının kör etmek ister gibi sertçe vurduğu yatak odasında yine aynı sarışın gencin yanında uyanıp içkiden dolayı ağrıyan başını dindirmek için alt kattaki mutfağa bir ağrı kesici almak için inerken Felix, metresi olduğu adamın kocasının, başkası ile olan ilişkisine şahit olmayı kesinlikle düşünmüyordu.
Sabah uyandığında gördüğü ilk şey kaslı ve açık renkli sırt olan, iyice dağılmış sarı saçlara sahip olan ve yanındaki adamdan katlarca küçük bir bedene sahip olan bu genç, gözlerini nefretle açarak odaya bakındığında aklından geçirdiği ilk şey yine şu lanet ev, olmuştu. İkisinin de üstünü, Felix'in ince bacaklarından biri dışında kapatan battaniyeye bile sinmişti içki, ter ve Felix'in Versace marka parfümü.
Çıplak vücudu örtünün altında resmen kavrulurken derin bir nefes alarak yüz üstü bir pozisyona dönünce iki avuç içini de sertçe şakaklarına bastıran Felix, gözlerini sıkı sıkı kapatmıştı ağrının etkisinden.
Etrafına baktı.
Yerdeki kıyafetler birbirine girmiş, kullanılmış prezervatif gece saatlerinde kahverengi parkeye resmen fırlatıldığından dolayı etrafına bir fırçaya parmağınızı sürttüğünüzde oluşan etki ile aynı hissi uyandırmış şekilde beyaz, sperm dolu damlaları sıçratmıştı yanlarına. Chan'ı uyandırmamaya çalışarak yavaşça oturur pozisyona geçen Felix, kendi tarafındaki yerde duran iç çamaşırını giydikten sonra kalçalarını bile zor kapatan kot şortu altına hızlıca geçirmiş, üstüne de giydiğinde şortunu tamamen kapatan beyaz ve normalde giydiğinden birkaç beden büyük tişörtü geçirmişti. Saçları, beyninin içine aksi olarak karmakarışıktı çünkü ezberlediği bir sabahtı bu; haftanın üç günü olduğu gibi akşam dokuzda Chan'ın aldığı Louis Vuitton kıyafetleri giyer, Swarovksi takıları -özellikle Chan'ın, onun boynunda görmeyi en çok sevdiği elmas işlemeli kolyeyi- takar, onunla aynı barda buluşup yine bedavaya ısmarladığı kokteyller ile çakırkeyif olduktan sonra evinde sayamayacağı kadar birlikte olurlardı. Kalan dört gün ise nadiren görüşürlerdi, özellikle Pazar günü Chan'ın, kocası Seungmin ile ilgilendiği tek gündü ve Felix'in o gün Chan ile herhangi bir şekilde iletişime geçmesi katiyen yasaktı. En başından beri konuşulmuştu bunların hepsi, yaklaşık dört ay öncesinden bahsediyoruz.
"Sakın uyanma, n'olur uyanma..." mırıldanarak yavaşça aralık kapıdan koridora doğru adımlayan Felix, bir yandan her saniye başı Chan'ın arkasına dönük haline bakarken kapıya git gide daha çok yaklaşıyordu. Kapının yanından tutup geçebileceği kadar bir aralık yarattıktan sonra tabii ki telefonunu da komodinin üstünden almayı unutmamış, koridorun parkelerine adım attığı an derin bir nefes alarak çıplak ayakları ile ses çıkarmamaya özen göstererek mutlu bir şekilde alt kata ilerliyordu.
İnanın şu an Felix'in bulunduğu evi anlatmaya kelimeler yetmezdi.
Her odayı gezmese de iki katında toplam on ilâ on beş arası bir mevcudiyet bulundurduğunu düşündüğü odalardan bildiği ve girdiği sadece dört oda olmuştu; ana yatak odası, mutfak, üst kattaki tuvalet, büyük salon.
