Ekmek kırıklarını atmayın

15 3 2
                                    

9 kardeşin en küçüğüydü Meryem.Annesi onu dünyaya getirdiğinde 40 babası ise 60 yaşlarındaydı.Kendisinden bahsederken sürekli ben tekne kazıntısıyım derdi🙂.Yugoslavya göçmeni olan aile,Türkiye ye gelirken elindeki bütün paralarına yolculukta el koyulmuş ve beş parasız yurtlarına gelmişlerdi.Şuan  ismini hatırlamadığım bir savaşta Meryem' in babası 7 yıl Almanya' nın elinde esir kalmış ve Türkiye ye gelme kararı almışlardı. Zaten Türkiye ye geldiklerinde yalnızca 2 ablası ve 2 abisi dünyaya gelmişti henüz...
Küçük bir eve yerleştiler.Sonra babası çobanlık yapmaya annesi ev işleri ve kırık çıkıkları düzeltmeye başladı. Komşulara ebelik de yapıyordu. 100den fazla çocuğa ebelik yapmıştı.Hatta kolu bacağı sakat doğan çocukları bile evdeki şifalı otlarıyla iyileştirdiğini anlatırlardı bize.Öyle ki çoğu torununun ebesi bile kendisiydi🙂.4 kardeşten sonra arka arkaya 5 çocuk daha dünyaya getirdi annesi.Sonuncusu Meryem di.Anne babanın bütün yorgunluğunu, bütün hastalıklarını, bütün sıkıntısını üzerine almış da doğmuş bir MERYEM.
Bakımsız, parasız ve yokluk içinde büyüyorlardı. Ama mutluydular.Kalabalık bir ailenin gariban ama mutlu çocukları...
Hergün sofrada aynı şey yaşanırdı. Yemek yenir herkes sofradan kalkar ve Meryem'in babası sofra bezindeki bütün kırıkları bi tabağa toplayıp yerdi.
"Biz 7 sene atların önündeki kurumuş ekmekleri alıp ıslatarak yedik.Sakın ekmek kırıntılarını atmayın. "derdi...Meryem ilkokula başladığında çok başarılı bir öğrenciydi. İlkokulu 1.likle bitirdi. Okumak istiyordu ama olmazdı. Kız çocuğu okurmuydu hiç. Öğretmenleri eve kadar geldiler.Maddi durumu düşünmeyin biz ona  burs vericez dediler. Ama nafile kimse Meryem'in annesini ikna edemedi.Zaten okuma yazma öğrendiğine şükretsin Meryem.4 ablasının okuması bile yoktu. Kendisinden bir büyük olan Selma ve Meryem biliyorlardı okumayı sadece.Kız kısmı okumaz yoksa gözü dışarda olur derdi annesi. Napsın Zarife ebe başka bir  hayat görmemişti ki..Onun doğrusu buydu..Ama onun doğrusu başkalarının hayatının tam ortasına bomba gibu düşecekti...

Doğru nedir.Hep aynımıdır. Yıllar geçtikçe hayatlar geçtikçe yada insanların yaşama şekli değiştikçe bu doğrularda şekillenmemelimi?
Ya da senin doğrun başkasına zarar bile verse onun hayatının içine bile etse yine doğru dogrumudur?
Ya da acaba doğru sandığın doğru mudur?

MeryemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin