Duyduğu sözlerle gülümsedi genç adam. On beş yaşındayken bu gerçeğin farkına varması hayatının sonraki geçecek olan on yılını kurtarmıştı ona göre. Anlam ve mutluluk dolu bir gençlik geçirmişti.
"Bugünü kaydetmemi annem söyledi. Aslında sadece bu günü değil, eğer önümüzdeki on yılı kaydedersem yirmi beş yaşına geldiğimde bu kayıtları dinleyebilirim ve benim için de güzel bir anı olur. En yakın arkadaşıma da söyledim ve o da dinlemek istediğini söyledi. Sanırım on yılı hiç ayrılmadan geçireceğimizi düşünüyor."
On yılı onunla beraber geçirmişti. Bazen saçma sapan şeyler yüzünden tartışsalar da bir araya gelmeleri çok uzun sürmezdi. Onun varlığı hayatının büyük bir bölümünü işgal etmişti.
"Sana biraz hayatımdan bahsetmeliyim. On beş yaşındayım ve liseye gidiyorum. Hayatım her lise öğrencisininki gibi sıradan. Bu sıkıcı düzeni bazen bozan şeyler olmuyor değil tabi. Eğer şansım yaver gider de cesaret edebilirsem birkaç güzel muhabbetle günü eğlenceli bir şekilde kapatabiliyorum. Ama olur da denk gelmek istemediğim insanlara denk gelirsem canımın yanmasına engel olamıyorum ve gün benim için her zaman yaşanan bir gün olarak tarihte yerini alıyor.
En yakın arkadaşımla senenin başında okulun arka bahçesinde tanıştık. Ben okulun kabadayılarıyla olan bir münakaşadan sonra ağlayarak yerde otururken yanıma gelip saçımı ve kıyafetlerimi temizlememe yardım etmişti. O an benim gözümde nasıl havalı bir şekilde güneş gibi parladığını görse kör olurdu sanırım. Çoğu zaman zorbalardan nasibimi aldığımda yanımda olan oydu. Ama ona aşık olduğumu Soobin'e benim için kafa tuttuğu zaman anladım.
İkimizde çelimsizdik ve bunun sonunda dayak yedik . Fakat benim çıkaramadığım sesim olması ve o cılız sesinin bana cesaret vermesi benim için çok önemliydi. Akşam eve gittiğimde anneme her şeyi anlattım ve o da hemen babama yetiştirdi. Ertesi gün okula gelen ailem ortalığı ayağa kaldırmış ve herkesin gözünü korkutmuşlardı.
Ondan sonraki günlerde bir daha Soobin ve çetesini görmedik. Duyduğuma göre başka bir okula transfer edilmişler . Yaptıklarının yanlarına kalmayacağını öğrenen diğer gizli zorbalar ise seslerini kesmişlerdi. Bazen küçük ve cılız bir ses, kocaman bir gürültüye dönebiliyordu o gün bunu öğrendim."
Gülümsedi genç adam . Ta o zamanlarda öğrendiği bir gerçek hayatını şekillendiren yapı taşlarından biri olmuştu. Haksızlık karşısında susmamak ve kendini ezdirmemek, en yakın arkadaşına karşı verdiği bir sözdü . Kocaman gürültüler karşısında sağır olmayı dilemişti ne çok zaman.
" Bu arada söylemedim ama bugün benim doğum günüm. Her doğum günümde yeni bir kayıt oluşturmayı düşünüyorum. Hava soğuk ve sisli. Yaz günlerini şimdiden özledim ama sanırım onun için bu mevsimi de seviyorum. Ağaçlar onun saçlarının rengine bürünüyor, ona en çok bu mevsimin rengi yakışıyor . Ona doğru bakarken dünyanın farklı bir renge büründüğünü düşünüyorum. Göz bebeklerim sanki en küçük bir rengi bile ayırt edebiliyor, daha hassas bir hale geliyor. Sanırım gülüşü için yaşıyorum. Sanırım bu söylediklerim yüzünden sana bu kaydı dinlettirmeyeceğim. Korkmanı istemiyorum çünkü. Küçükken çizgi film izlerdim ve orada Çinli bir kıza aşık olan bir çocuk vardı . Çizgi film biterken hep aynı cümleyi söylerdi ve sanırım haklıydı. Biraz değiştirerek söyleyeceğim bence güzel bir kapanış cümlesi olabilir. On beş yaşındaysan ve eğer aşıksan hayat gerçekten çok güzel. "
İlk kaydın bitmesiyle kendine geldi genç adam . Ağzına bir damla içki sürmemişti ama kafası yerinde değilmiş gibi hissediyordu. Belki de içine düştüğü hüzün çukuru onun beynini bulanıklaştırıyor ve içini kemiriyordu. On yıl önceki çocukluğunun kurduğu son cümleyi düşündü . Hayat o yaşta hele de yanında o varsa gerçekten çok güzeldi. Keşke zamanı geri alabilse ve yeniden o günlere geri dönebilseydi. Ama elinden gelen tek şey ikinci kaseti kasetçalara takmaktı.
Merhaba umarım beğenerek okursunuz. Olabildiğince hızlı güncelleme yapmaya çalışacağım diyorum ve medyaya spring day piyano versiyonunu bırakıp kaçıyorumm🌻🌻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
winter bear
FanfictionBu kışı geçip o bahar gününe kavuşana kadar sevgine kıvrılıp uyumak istiyorum.