4 Yıl Sonra

8 2 0
                                    

Yağmur'un evine geldik Bekirle beraber. "Bu hafta çok yorulacağız ama inan bana buna değecek."dedim."Hadi inşallah Li."dedi Bekir."Çok söylenmeyin hadi tonlarca işimiz var kıyafetler hermana ve bende."dedi yağmur."Koleksiyonunu da biz alalım mı o zaman aşkım?" dedi Ahmet. "Aman aman Allah korusun siz kitaplarımı ve gümüş yüzüklerimi toplayın."dedi Yağmur."Temam." dedi Ahmet. Biz kıyafetler onlar diğerlerini toplayıp kolilere yerleştirdiler. "Yağmur ya Hp koleksiyonunu cidden kolilere dolduracak mıyız?" dedim. "YESSSS SIR."dedi."Ölürüz be Kanka."dedim."Ben Hp koleksiyonumu almazsam sen de tarih ile alakalı hiç bir bokunu alamazsın anladın mı?" dedi Yağmur."Tamam tamam kızma hadi yapalım da kurtulalım." dedim. Hp koleksiyonunu da kolilere yerleştirdik bir milyon tane koli vardı. Akşam olmuştu.Hepimiz oturduk bir süre sonra. "Çok yorucuydu ya yarın Ahmet sendeyiz dimi?"dedim."Eeee bi zahmet aşkım yani Ankara'dan İzmir'e gidip bizim evlerimizden birini toplayacak değiliz herhalde." dedi Bekir. "Biliyoruz herhalde o kadarını." dedim. "Eee o zaman."dedi Bekir."Bana bak şaka küpü sevgili Cadın Li'nin sinir küpü olmasını istemiyorsan çeneni kapat."dedim."Aaaa çok korktum."dedi Bekir. Suratına bir tane yapıştırdım."Liyaaa napıyorsun ya?" dedi Bekir. "Napıyor muşum?" dedim. "Özür dilerim aşkım. Hadi öp de geçsin."dedi Bekir. Öptüm."Geçti mi aşkım?" dedim. "Sen öpersin de geçmez mi be gülüm."dedi Bekir."Ayyy vıcık vıcık aşk hiç sevmem."dedi Yağmur."Beğenmiyorsan gidelim."dedim."Olmaz aw size ihtiyacımız var yoksa meydan sizin."dedi Yağmur."Bak sen şuna." dedim. "Ben acıktım."dedi Yağmur."Valla ne diyeyim ben de acıktım."dedim."Yalan malan yok. Bu sefer bende baya acıktım."dedi Ahmet."Birer hamburger gömer miyiz o zaman?" dedi Bekir. "Bana uyar ama bir az kaldı ya ikişer tane yapalım onu."dedim."Liya haklı bence." dedi Yağmur. "Ayı gibi yemeyi tahminen ne zaman bırakırsınız?" dedi Ahmet. Yağmurlara birbirimize baktık gülmemek için zor duruyorduk ve organize bir şekilde "Ölünce."dedik."Tez zamanda ölürsünüz inşallah da biz de bu dertten kurtuluruz."dedi Bekir. Hepimiz ters ters ona baktık."Şaka lan şaka gülün diye."dedi Bekir."İyi o zaman şimdi kızlar size ikişer tane bize birer tane alıyorum ne istersiniz?"dedi Ahmet."Big Mac."dedik Bekirle aynı anda."Bekir sen bir tane yiyeceksin anladım da Liya sen iki tane Big Mac yiyebileceğine emin misin?" dedi Ahmet. "Tavuk olursa elbette."dedim."Sen ne istiyorsun aşkım?" dedi Ahmet. "Aynısından." dedi Yağmur. "Tavuk et?" dedi Ahmet. "Et."dedi Yağmur. Sonrasında hamburgerlerimiz geldi ve bir güzel hamburgerlerimizi gömüp uyuduk. Sabah erkenden kalkıp bir güzel kahvaltımızı ettik ve Ahmet'e geçtik. Giysileri ve biyoteknoloji ile ilgili eşyaları Ahmet ile Bekir aldı biz de kitapları aldık. Maşallah benden fazla kitabı vardı. Düşündümde yeni evimizdeki boş odayı kesinlikle kütüphane yapmalıydık. Toparladık işte eşyaları akşam oldu. "Bugün içelim mi?"dedim."Cadı Li anladık cadısında şeytan bile bu kadar kötü yola itmiyor."dedi Bekir."Çünkü ben şeytanın anasıyım."diyip kahkahayı bastım. Diğerleri de kahkahayı bastı. İyi ki evde sadece biz vardık yoksa... 🔪"Yarın İzmir'e gidiyoruz ayyyy Bekir ilk senden başlayalım mı?" dedim. "Olurrr."dedi Bekir."Yalnız uçağa bineceğiz ya bu sabah 7 gibi içmesek daha iyi olur sızarız uyanamayız fln hatırlarsanız Yağmur ile ben sırf bu yüzden uçağı kaçırmıştık."dedi Ahmet."Kanada da içeriz o zaman."dedim."İlla içcen yani."dedi Yağmur."YESSS."dedim."Artık yemek mi yesek size çok güzel bir surprise var arkadaşlar."dedi Ahmet."Aaaa ne o aşkım."dedi Yağmur."Bekle."diyip içeri gitti ve elinde koca bir tas patates salatasıyla geri döndü."Bunla doyacak mıyız?" dedim. "Aşkım yani az diyet yapın nolacak?" dedi Bekir. "Kilom var mı?" dedim. "Yoo." dedi Bekir. "Eeee o zaman diyet benim neyime?" dedim. "Cebine Li cebine."dedi Bekir."Aaa daha fazla tarih kitabı alabileceksem gözüm kapalı yaparım."dedim."Al işte diğerleri mücevher der bu tarih kitabı takıntılı ya."dedi Bekir."Beğenmiyorsan gidebilirim."dedim."Aman aman sakın."dedi Bekir."Hıh."dedim saçlarımı savurarak."Ciddiydim Liya sensiz geçen her günüm azap gibiydi. Sensizlik kimseye yaramıyor 4 yıl azap çektim bak o tekrar karşılaştığımız güne şükürler olsun." dedi Bekir. "O güne değilde bana şükret bence çünkü ben dilemiştin karşılaşmayı."dedim."Cadı Li diye dalga geçiyoruz fln ama gerçekten olmayasın?" dedi Bekir. "Olmam olmam hem olsam ne var beni mi bırakcan haha." dedim. "Bırakamayacağım valla sevgili Cadım Li." dedi Bekir. Yağmur ile Ahmet o sırada çoktan dalmışlar yemeğe. "Ohooo napıyonuz oğlum bize kalmamış."diyip yemeğe saldırdım." Bana da bırakın aveyy aveyy. "diyip Bekir de yemeğe başladı. İşte uyuduk sabah oldu uçağa bindik falan filan tak İzmir'deyiz. Bekir'in evinin yolunu tuttuk direk gittik işte."Bekir aşkım her gördüğümde şaşırıyorum ve yine şaşırdım neden duvarlara matematik sorusu yazıp çözüyorsun ki yeni evimizde sana bunun için özel bir duvar ayırcaz o duvarın dışına çıkarsan öldürürüm seni bu arada Yağmur bilir tehditlerim boşa değildir ve gerçekten öldürürüm çok iyi planlarım vardır."dedim. Yağmur kafasını salladı."Anne ben bi suçluya aşığım."diye bağırdı Bekir."Daha olmadım Nur teyze."diye bağırdım."Kıyafetler ahmetle bende sizde defterlerimi ve kitaplarımı alın."dedi Bekir."Allah bilir defterlerinde de matematik sorusu çözmüşsündür."dedim."Sende biliyormuşsun. Boşuna Cadı Li demiyorum sana."dedi Bekir. Toparladık işte eşyaları işte. Salona geçtik sonra. Burada sakin sakin oturuyorduk. Çünkü Nur teyze vardı o olmasa burada da döktürürdük orası ayrı mesele."Çocuklar patates köfte yaptım yersiniz dimi?"dedi Nur teyze."Tabii ki."dedik dördümüz bir ağızdan."Baya baya koordine olmuşsunuz siz sizi kem gözler bile ayıramaz benim müthiş dörtlüm."dedi Nur teyze ve sofrayı kurmak için mutfağa gitti. Ben de peşinden gittim benim peşimden de Bekir gelmiş."Yardım edelim mi anne?"dedi Bekir."Ha olur."dedi Nur teyze. Sofrayı kurduk. Tabii Yağmur ile Ahmet armut piş ağzıma düş oturdular. (yazarken ne güldüm ama.) Yemeklerimizi bir güzel yedik sonra da mışıl mışıl uyuduk. Sabah bana geçtik."Giysileri ve kitaplarımı Yağmurla ben alıyorum siz biblolarımı ve takımlarımı alın."dedim ve işe koyulduk. Yağmur kitapları yerleştirirken bir tane defter buldu ve açtı içinde göktürkçe yazılar yazıyordu."Bu ne?" dedi. Bekir de meraktan duramadı tabii gitti baktı ve okumaya başladı. "Ay Kağan'ın yüzü gök,ağzı ateş, gözleri ela, saçları ve kaşları kara, perilerden daha güzel bir erkek evladı oldu. Bu çocuk,annesinden ilk sütü emdikten sonra, çiğ et,çorba ve şarap istedi. Kırk gün sonra büyüdü ve yürüdü.
Ayakları öküz ayağı, beli kurt beli, omuzları samur omzu, göğüsleri ayı göğsü gibiydi. Vücudu baştan aşağı tüylüydü. At sürüleri güder ve avlanırdı. Oğuz'un yaşadığı yerde çok büyük bir orman vardı. Bu ormanda çok büyük ve güçlü bir gergadan yaşıyordu. Bir canavar gibi olan bu gergedan at sürülerini ve insanlar yiyordu. Oğuz cesur bir adamdı günlerden bir gün bu gergedanı avlamaya karar verdi. Kargı, yay, kılıç ve kalkanını aldı ve ormana gitti. Bir geyik avladı ve onu söğüt dalı ile ağaca bağladı ve gitti. Tan ağarırken geldiğinde gergedanın geyiği ağlamış olduğunu gördü. Daha sonra Oğuz, avladığı bir ayıyı altın kuşağı ile ağaca bağladı ve gitti. Tan ağarırken geldiğinde gergedanın ayıyı da aldığını gördü. Bu sefer kendisi ağacın altında bekledi. Gergedan geldi ve başı ile Oğuz’un kalkanına vurdu. Oğuz kargı ile gergedanı öldürdü. Kılıcı ile başını kesti. Gergedanın bağırsaklarını yiyen ala doğanı da oku ile öldürdü ve başını kesti.
Günlerden bir gün Oğuz Kağan, Tanrı’ya yalvarırken karanlık bastı. Gökten bir gök ışık indi. Güneşten ve aydan daha parlaktı. Bu ışığın içinde alnında kutup yıldızı gibi parlak bir ben bulunan çok güzel bir kız duruyordu. Bu kız gülünce Gök Tanrı da gülüyor, kız ağlayınca Gök Tanrı da ağlıyordu. Oğuz bu kızı sevdi ve bu kızla evlendi. Günler ve gecelerden sonra bu kız üç oğlan çocuk doğurdu. Çocuklara Gün, Ay ve Yıldız isimlerini verdiler."dedi Bekir."Hay maşallah ya bu ne böyle."dedi Yağmur. Bekir'in yanına gittim ve kulağına fısıldadım:
"Unutmamışsın." "Unutmak gibi bir şansım mı vardı birbirimize söz vermiştik sonsuza dek sözü ayrılsak da kavga etsek de ölsek de yaptığımız projeyi ve öğrenmek için o kadar çabaladığımız Göktürkçe'yi asla ama asla unutmayacaktık. Ben de sözümü yerine getirdim. Elbet sende getirmişsin anlaşılan da merak ediyorum niye Oğuz Kağan destanını Göktürkçe bir şekilde defterine yazdın ki?"dedi Bekir."Keyfimin kahyası ve ben öyle istedik."dedim. Üçü de bana tip tip baktı."Şaka ya şaka kimse okumasın diye hem böylece Göktürkçe'yi de unutmamış oldum."dedim."Destanın hepsini yazdın mı peki?" dedi yağmur ve diğer sayfaları karıştırmaya başladı. "Valla yazmış. İlber Ortaylı bile tarih konusunda yarışamaz benim hermanamla püh püh maşallah."dedi Yağmur."Haklı."dedik Bekir ile aynı anda."Alo arkadaşlar farkında mısınız bilmiyorum ama sohbete daldınız bu böyle giderse yarına kadar bitmez hadi işinizin başına biliyorsunuz yarın kamyona yüklenecek bunlarda sonra kanada yolunu tutacak bizde uçakla Kanada'ya gidip eşya bakacağız ilk gün yerde yatcaz ayyy çok kötü bir durum."dedi Ahmet."Ev eşyalı aşkım."dedi yağmur."Aaa pardon unutmuşum bir drama queenlik yaptırmadınız be."dedi. Eşyaları topladık akşam oldu. Eşyalarımız çoktan kanada yolunu tuttu bile. Biz de yarın akşamüstü çıkacağız."Şey farkında mısınız bilmiyorum ama 5 gün sonra eşyalarımız oraya varacak biz 5 gün önceden napcaz?"dedi Ahmet."Temizlik yapar, kitaplık yaptırır ve mutfağımızı tamamlarız biliyorsun mutfağa dair hiç bir şey almadık sevgilim."dedi Yağmur."Onu bunu boşverin de bugün ne yiyoruz?" dedi Bekir. "Aha bize benzemeye başladı yes be."dedim ve ellerimi yumruk yapıp havaya kaldırdım sonra da karnıma doğru çektim."Liya'nın muhteşem tarifleri ellerimizden öper bence."dedi Yağmur."Hiç uğraşamam hemşirem o kadar şey yaptık bir de bu hiç olmaz yani dışarıdan söyleyelim. Pizza mı lahmacun mu? İkisini de aşırı canım çekti de şuan." dedim. "Lahmacun."diye atıldılar Ahmetle Yağmur."Tamam o zaman misler gibi lahmacunumuz yarım saate gelir."dedim ve siparişleri verdim. Tam da yarım saat sonra geldi."Aşkım bazen gerçekten cadı olduğundan şüpheleniyorum." dedi burnunu burnuma değdirerek. "Öyleyim zaten." dedim 32 diş gülümsememle geri adım atmadan. "Yağmur bak gülüm bak bizim niye şöyle bir ilişkimiz yok niye sürekli boğuşuyoruz."dedi Ahmet."Bizim ilişkimiz özelde ondan."dedi Yağmur ve Ahmet'e yaklaştı. Ahmet, Yağmur'un burnunu işaret parmağı ile baş parmağının arasına aldı. Yağmur sırıttı ve daha da yaklaştı. Birbirlerinin ağzına düşecek kadar yakındılar. Bekir ile ben, Yağmur ile de Ahmet öpüştü ve aynı anda öpüştük evet garip bir dörtlüydük.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 28, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEVDİCEĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin