Merhaba herkeeesss yeniden benn beklettiğim için üzgünüm umarım okurken keyif alırsınız..
Arat
Sinirlerime hakim olamayıp her şeyi haykırmıştım suratına. Birde babamla uğraşacaktım şimdi. Hiçbir şey olmamış gibi davranamazdım.
Yazardan
Viskisinden büyükçe bir yudum aldı genç adam. Bardağı kemikli elleriyle sıkıca kavramış bir şekilde ayaklarının altındaki İstanbul manzarasını izliyordu.
Boğazın ışıkları aydınlatıyordu geceyi. Kafası dalgındı. Bir yandan ertesi gün babasının diyeceklerini düşünüyordu. Bir yandan da Milena'yı..
Sahi Milena'yı neden düşünüyordu ki. Sinirle iç çekti bir yudum daha aldı elinde tuttuğu kristal bardaktaki viskisinden ve hışımla fırlattı boşalan bardağı..
Bardak parçalara ayrılırken ardından gelen alkış sesiyle irkildi. Refleksle ardına baktığında babasıyla göz göze geldi. Sahi sabahı bekleyememiş miydi yani.
Alkolün de verdiği mayhoşlukla babasına yarım bir gülümseme ile..
"Ooo hoş geldiniz sayın babacığıımm, ben azarlamak için sabahı beklersiniz diye düşünüyordum ama görüyorum ki yanılmışım." dedi babası "Şu haline bak rezil herif, rezil ettin bizi herkese. Yarın ilk iş özür dileyeceksin. Terbiyesizliğin lüzumu yok Arat, kendine gel artık." diyerek yanıt verdi. "Ben kendimdeyim baba o kadar kendimdeyim ki servet avcısı bir kızla evlenmekten kaçıyorum, sırf servetimizi korumak için ama sen göremiyorsun herhalde." diyerek yanıt verdi.
Babasının gözlerinden alevler çıkıyordu adeta. " Bana bak Arat bugüne kadar sana bir fiske tokat atmadım,sakın zorlama sınırlarımı. Ne servet avcılığından bahsediyorsun ulan sen!" dedi babası.
Ardından Arat " Baba her şeyi duydum annemle konuşmanızı duydum." diye yanıtladı.
Şimdi anlamıştı babası asıl mevzuyu "Oğlum keşke konuşmanın devamını da dinleseydin öyle karar verseydin. Yarın kahvaltıya eve gel, bu durumu sakin kafayla konuşalım Milenadan ve ailesinden bir özür dile ayıp ettin çok." diyerek bitirdi konuşmasını.Arat anlam verememişti hiçbir şeye ne demek istiyordu babası şimdi. Konuşmanın devamını da dinleseydin derken ne kastetmişti. Anlamadan dinlemeden mi hareket etmişti yoksa. Annesinin yalan atacak hali yoktu ya açıkça demişti her şeyi işte. Bu sırada babasının çoktan gittiğini fark etti Arat. Kendini kanepeye attı düşüncelere daldı. Kocaman yeşil gözler belirdi bir anda gözünün önünde. Neydi şimdi bu. Dolu dolu bakan yemyeşil gözler..
Milena'dan
Para avcısı olmuştum iki dakikada yüzüme haykırdığı bir nevi gerçekler canımı yakmıştı.
İndirdiğim gardım gözlerinde gördüğüm öfkeye yenik düşmüştü. Oysaki para en son umrumda olan şeydi burada tek isteğim ailemi üzmemekti onu da başaramamıştım. Gözümden bir bir akan yaşlar elime damladığında fark etmiştim ağladığımı. Ağır gelmişti olanlar, söyledikleri. Sanki ben çok meraklıydım Arat'a ve servetine. Servetiniz batsın diyerek yumrukladım yastığı..
Babamın "Kızım iyi misin?"demesiyle kendime geldim. Odama ne zaman gelmişti en ufak bir fikrim yoktu. Birde soruyor muydu
Ne kadar iyi olunabilirse o kadar iyiyim ! Harikayım ya(!) Süperim(!)
Sadece "iyiyim baba sorun yok" diyerek cevap verdim. Babamda ısrar etmedi zaten. Bir yandan ağlamaya devam ederken bir yandan da yatağıma yatmış yanaklarımın yanından akan gözyaşlarım suratımı gıdıklıyordu.
Şaka gibi değil mi ?
Gülmeye başladım, kontrolü kaybediyordum bir yandan ağlıyor bir yandan kahkaha atıyordum..
Sakinleştiğimde elimi yüzümü yıkayıp pijamalarımı giyip kendimi yatağa geri bıraktım. Saat kaç oldu bilmiyorum, bir sabahı zor ettiğimi biliyorum, birde yorulduğumu..
Gözlerim uykuya yenik düşmüş kurulu olan alarmımın sesi ile gözlerimi yeni güne açtım.
Hiçbir şey olmamış gibi davranacaktım. Ailem için, sadece onlar için.
Tavşanlı pijamalarım ile odamdan banyoya ordan da mutfağa geçiyordum ki gelen seslerle duraksadım evde birileri mi vardı bana mı öyle geliyordu. Sabahın köründe hemde. Şaka mıydı bu kim gelir ki bu saatte..
Arat'dan
Ulan Arat yanlış anlamışsın her şeyi oğlum,kızın umrunda bile değilsin, parana da servetine de, mirasa da ahh büyükbaba ah yaktın beni ya. Zaten tüm gece uyuyamadım kafam kazan gibi gözümün önünden de gitmiyor yüzü. Ne yapsam ki bir çiçek mi göndersem acaba. Çikolata sever mi ki.. ne diyorum ben ya. Arasam açar mı telefonlarımı derken aklıma gelen fikirle babama dönüp " Baba haber ver de kahvaltıya Milenalara gidelim kendimi affettireyim ben ayıp ettim onlara akşam." dememle babamın gözleri faltaşı gibi aşıldı. "Paşam ister de yapmaz mıyız hemen." diye yanıtladı..
Arat'dan
Kaç dakika geçti bilmiyorum. Bana günler gibi geliyor. Evlerinin önüne geldiğimizde kalbimin hızlandığını hissettim. Neydi şimdi bu suçluluk duygusu mu? Garip bir histi içim eziliyor gibi.
Nasıl tepki verecek acaba diye düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi.. zile bastığımda ellerim suçlulukla önümde birleşti. Sakin ol Arat..
Kendime verdiğim telkinler boşaydı. İlk defa annesinin kıymetli vazosunu kırmış yaramaz çocuk gibi hissediyordum kendimi.. Kapının açılmasıyla kendime geldim o an. Görmek istediğim yeşil gözlerdi fakat annesi ile göz göze gelmiştim. Hoşgeldiniz buyrun diyerek içeri davet ettiler kibarca. Gözlerim onu aradı bir an evin içinde. Yoktu...Yazardan
Ne garip değil mi bazen sonunu dinlemediğimiz bir konuşma her şeyi alt üst edebiliyor..
Bir kalbi kırmaya yetebiliyor..Sonraki bölümde görüşmek üzere en kısa zamanda yayımlayacağım yeni bölümü. Beklemede kalın ve yorum yapıp beğenmeyi lütfen unutmayın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik
ChickLit"Milena evlenmen gerekiyor kızım." "Anlamadım." Deyip histerik bir kahkaha attım. "Babacım bunu sen mi söylüyorsun, hani benim turşumu kurucak olan sen. Anne dalga mı geçiyor babam benimle yine?