Bölüm 2: Ufak bir temas, etkili bir bakışma ve küçük bir diyalog

1.1K 154 194
                                    


Keyifli okumalar :)


Bölüm 2: Ufak bir temas, etkili bir bakışma ve küçük bir diyalog

Oldukça fazla olan korumaların arasından net bir şekilde gözükmüyor olan Kim Taehyung, Min Yoongi ve Kim Namjoon'un bedenleri, her birinin özenle seçmiş olduğu siyah takım elbiselerden dolayı iyice kim oldukları fark edilmezken sadece Namjoon'un dizlerinin üzerine çökmüş oluşu göze çarpıyor, dikkat çekiyordu. Kayıt tam olarak burada başlıyor daha sonrasında ise Namjoon'un geriye doğru, sırt üstü düşmesini ve korumalardan birisinin parmakları yardımıyla nabzını kontrol edişini göstererek devam ediyordu. O anın etkisiyle sadece Namjoon'a odaklanmışken Taehyung ve Yoongi'nin ne yaptığına dikkat edememişti ancak yanlışlıkla almış olduğu kayıt sayesinde şu an, bu olanları izleyebiliyordu.

Ateşlenen silahın sesi ile sıçradığından dolayı parmağını çarparak kaydın başlamasına sebep olmuştu ancak ateşlenme anı kaydedilmemişti ve sonuç olarak korumalarla birlikte o kadar fazla kişinin arasından Namjoon'u kimin vurduğu belli olmuyordu.

Namjoon yere düştüğü an ise Taehyung ve Yoongi önce birbirlerine bakmışlardı bir süre, sonrasında ise geriye adımlayarak oradan uzaklaşmak adına harekete geçmişlerdi. Bakışmaları sadece birkaç saniye sürerken yüz ifadeleri ise hiç değişmemişti.

Ne bir şaşırma, ne bir korku ne de bir rahatlama veya mutluluk... Yoktu.

Daha sonrasında kayıttan duyulan kendi telefonunun sesi ile Jungkook derin bir nefes vermiş ve kaydı durdurmuştu. Tekrar tekrar izlemiş olduğu bu kaydın devamını biliyordu. Koştuğundan dolayı boynuna asılı olan kamera sürekli hareket edip durmuş ve asla net olmayan görüntüleri kaydetmekten başka bir şey yapmamıştı.

Ve Jungkook'u bu denli tedirgin hissetmesine sebep olan şey bir cinayet tanığı oluşu değildi.

Kendisinde olması gereken kartın kendisinde olmayışıydı.

Birkaç defa izlediği bu kayıtta da düşürmüş olduğuna dair bir görüntü görmemişti çünkü lanet olsun ki koşmaya başladığı andan itibaren hiçbir görüntü net değildi.

Koşarken düşürmüş olduğu ihtimalinin dışında ise bir ihtimal daha vardı ve Jungkook tüm kalbiyle bunun gerçekleşmiş olmasını diliyordu.

Eğer o sabah kartı boynuna değil de giymiş olduğu ceketinin göğüs kısmına klips ile tutturmuşsa o kart da ceket ile birlikte çöpü boylamış demekti. Jungkook'un bu ihtimalin gerçekleşmiş olması için Tanrı'ya yalvarabilirdi. Fazlasıyla çaresizdi ve o kartı o sabah neresine takmış olduğunu ne yazık ki hatırlayamıyordu.

***

"Jungkook, Hoseok hasta olmuş birkaç gün gelemeyecekmiş. Bay Seok Jin onun yerine senin bakmanı istedi." diyen Jimin elindeki birkaç belge ile Jungkook'a doğru yaklaşmıştı.

Jungkook duyduklarından asla memnun kalmamıştı. Sürekli çatılmak için bahane arayan kaşlarına gün doğmuş, bir kez daha agresifliğini sergilemişti. "Seok Jin iti anca oturduğu yerden emirler yağdırsın zaten. Hiçbir boka yaradığı yok."

Jimin tedirginlikle etrafı süzdükten sonra Jungkook'un devam etmesine fırsat vermemiş ve lafa girmişti. "Şu adama böyle seslenme, arkadaşın değil o senin. Ayrıca biri duyacak. Onun müdür olduğunu biliyorsun, amacın kendini kovdurtmak mı?" diyerek azarlamıştı onu. Jungkook'un gerçekten hiç ağzının ayarı yoktu. Zor biriydi.

Omuzlarını silktiğinde "Hiçbir şey olmaz. Çok konuşma da ver şunları." demiş ve elindeki belgeleri çekip almıştı. Daha sonra da "Ne bunlar?" diye sormuştu.

Record | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin