Tanıtım

1.4K 361 1.1K
                                    

Soğuk, sanki canlı bir varlık gibiydi. Kemiklerim sızlıyordu. Kramp giren baldırımda hissettiğim şey acıdan bile beterdi. Kot ceketimin içine gizlediğim bıçağı usulca çıkardım ve avucumun içine aldım.

"Kimsin sen?" Kurbanımın sesi endişe dolu çıkmıştı. Hiçbir şey demeden korku ile harmanlanmış yeşil gözlerinin içine baktım. Siyah, asker traşı kestiği saçları savaştan çıkmış gibi dağılmıştı.

"Şunu gördün mü?" Sesim fısıltıdan biraz yüksek çıkmıştı ama kurbanımın etrafını bir yorgan gibi saran gecenin tatlı ve yumuşak karanlığını bir bıçak gibi yarıp geçti.

"Ne?" Adam sıçyarak başını kaldırdı ve elimde tuttuğum fotoğrafa baktı. Gözlerinden yaşlar bir bir akmaya başladı.

"Ben isteyerek yapmadım," dedi. Öfke zehirli bir ok gibi bedenime saplandı ve elimde sımsıkı tuttuğum bıçağı karşımda ağlayan adamın kalbine saplamam için kulağıma fısıldadı.

"Lan piç senin bir anlık zevkin için daha on dokuz yaşında  hayatının baharında olan kız öldü. Neden bir şerefsiz ona tecavüz etti sonra da arkasında iz kalmasın diye onu vahşice katletti? Birde karşıma geçmiş isteyerek yapmadım mı diyorsun?" Sesim biraz öncekinin aksine yüksek volde çıkmıştı. Bıçağı havaya kaldırdım.

"Dur, yapma!" Kurbanımın sesinden korku akıyordu. O kızında böyle yalvarmış olabileceği gözümün önüne gelince içime dolan öldürme hissi ile bıçağı bedenine sapladım. Acı dolu sesleri bana yanlış bir şey yapmadığımı haykırıyor gibiydi. Omzuna sapladığım bıçağı çıkardım.

"Gölge ortaya çıktıysa adaletin kalemi seni seçmiş demektir yabancı." Sesim demir kadar sertti. Bir cinayet işlemiyormuşum gibi soğukkanlıydı.

"Sen Ankara sokaklarında dolaşan Gölge lakaplı seri katil misin?" Sesinden akan acıya rağmen benim kim olduğumu sorguluyordu hiçbir şey demeden başımı olumlu anlamda salladım ve bir şey demesine fırsat vermeden havaya kaldırdığım bıçağı bu sefer kalbine sapladım ve bunu dokuz kez tekrar ettim. Öldürdüğünü anlayınca geriye doğru çekildim ve artık cansız bir beden olan kurbanıma baktım.

"Evet Ankara sokaklarında geceleri ortaya çıkan Gölge benim."

"Gölge."

"Öznur!" İki farklı ses duydum biri geceleri kullandığım lakabımı söylerken öteki adımı söylemişti. Elimde tuttuğum kanlı bıçağa baktım.

Yavaş ve usulca arkamı döndüm ve önce bu yola beraber çıktığım adamın koyu yeşil gözlerinin içine baktım. Koyu kestane saçları dağılmıştı, dudağının kenarı kanıyordu, kaşı da kanıyordu. Sonra hayatımın aşkı olan adamın çimen yeşili gözlerinin içine baktım. Gözlerinin içinde hayal kırıklığı ve öfke vardı. Elinde tuttuğu silahı bana doğrultmuştu.

"Teslim ol Öznur Dağdeviren işlediğin cinayetler kanıtlanmıştır artık kaçacak bir yerin kalmadı." Sesi öfke doluydu tıpkı gözleri gibi. Birkaç saniye bu yola beraber çıktığım arkadaşımın koyu yeşil gözlerinin içine baktım.

"Özür dilerim Gölge onu engelleyemedim." Sesi pişmanlık ile çıkmıştı. Gözlerimi kapatıp açtım ve ona fısıldadım.

"Kaç Kartal ve Gölge'nin yarım bıraktığı işi tamamla." Dudaklarımı okudu ve koyu yeşil gözleri kocaman açıldı. Ne yapmaya çalıştığımı çok iyi anlamıştı başını iki yana salladı.

"Bunu yapamazsın Gölge," diye bağırdı. Murat, Kartal'ın neden bağırdığını anlamadı biraz sonra olacakları o bilmiyordu ama Kartal lakaplı can dostum çok iyi biliyordu.

"Bu yola çıkarken bir söz verdik şimdi o sözü tutacağım ama önce şunu bilmeni istiyorum Murat Yüzbaşı benim hayatım hakkında söylediğim birçok şey yalan olabilir ama sana olan sevgim gerçeğin ta kendisiydi." Sesim ilk kez titredi başımı yıldızlarla kaplı gökyüzüne kaldırdım ve karanlığı ışığı ile aydınlatan yıldızlara baktım.

Karşımda duran can dostumun soluk alış verişi, ağaçlardaki rüzgar sesi, çalıların hışırtısı, yıldızların melodisi...
Ölüme gitmeden önce duyulan en güzel sesler olabilir.

"Gölge yanlış bir şey yapmadı sadece sesleri bastırılan kadınların sesi oldu ve Gölge olmaktan pişman değilim." Bu sözler benim son sözlerim miydi, yoksa miladımın sözleri miydi onu zaman gösterecekti?

Bu hikaye Dağdevirenlerin biricik kızı Öznur'un nasıl ve neden Gölge olduğundan çok sesini duyurmaya çalışan kadınlara söz veren bir kadının hikayesiydi.
Savcı Öznur Dağdeviren değil, Gölge olarak hikayem başladı, Gölge olarak hikayem bitecek.

Kod Adı: GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin