chemical factory

1. bölüm

14 saat önce...

Yine bir sonbahar günü ormanda çimlerin üzerinde oturuyordum. Kulağımda kulak üstü kulaklığım, dünyada neler olduğundan habersiz kendimi müziğin melodilerine bırakmıştım. Bir süre sonra oturduğum yerden kalkmaya karar vermiştim.Ben ayağa kalkar kalkmaz bir patlama sesi bütün ormanda inledi. Biraz da olsa irkildim. Patlama sesinden sonra heryeri toz duman kaplamıştı, boğazımın yanmaya başladığını fark ettim. En yakında bulduğum bir ağacın yanına çömeldim. Zaten bir zaman sonra önümü görmem imkansızlaşmıştı.

...

Kulağıma "yaşıyor!" diyen birinin sesi geldi. Nerede olduğumu, ne zamanda olduğumu algılayamamıştım. Kendime geldiğimi fark eden adam bana adımı sordu. "Hannah... Hannah Hall" dedim kısık ve neredeyse duyulamayacak bir sesle. Daha sonrasında neler olduğunu bilmiyorum.

3 saat sonra...

Gözlerimi tekrar açtım. Enerjim biraz daha yerindeydi. Etrafıma baktım, beyaz bir hasta yatağındaydım. Kolumda serum vardı. Ben daha ne olduğunu algılayamadan, annem bana sarılarak ağlamaya başladı. Ben şaşkın gözlerle anneme bakakalmıştım. Annem sarılmayı bıraktı yatağın olduğu yere bir sandalye çekti ve oturdu. Ne tepki vereceğimi şaşırmıştım. Annem bana neler olup bittiğini anlattı. Yakınlarda kimyasal deneyler yapan bir yer patlamış. Durum çok kötü değilmiş ama iyi de değilmişim. Uzun bir süre zehirli kokulara maruz kalmışım. O yüzden bana oksijen vereceklermiş.

Bir zaman sonra sıkılıp annemden telefonumu istedim. Patlama ile ilgili haber çıkmış mı diye merak etmiştim. Çıkmıs, çoğu kaynakta patlayan yerin yasadışı olan bir yer olduğu yazıyordu. Biraz daha baktıktan sonra haberleri ve telefonu kapattım. Telefonu baş ucumda bir yere koydum ve gözlerimi kapattım...