Direniş Günlerinde Aşk (One-Shot)

1.1K 60 3
                                    

"Ölmek istemiyorsanız yerinizden kıpırdamayın!"

Bir otobüs kaçırması mı? Benimle kafa buluyor olmalısın...

"Herkes çenesini kapatsın! Eğer biri kıpırdarsa beynini dağıtırım!" diye bağıran adam orta yaşlı, yakışıklı sayılabilecek, Rus mafyalarına benzeyen bir tipti. Nereden tanıyordum bu tipi?

"Korkma," diye fısıldadı yanımdaki yolcu. Korkmuşa benzer bir halim mi vardı? "Arkasını döner dönmez saldıracak ve silahı elinden alacağım."

Yanımda oturmasına rağmen alıcı gözle bakmadığım bu tip; orta boylu, esmer, kıvırcık saçlı bir adamdı. Benim yaşlarımda vardı. Tam bir şey söylemeye hazırlanıyordum ki, "Aptal olma," diye bir ses geldi arkadan.

Konuşan uzun boylu, siyah sakallı, mavi gözlü bir adamdı. "Sen de kimsin?" diye sözü ağzımdan aldı kıvırcık. Ama devamında söyledikleri benim aklımdan geçmemişti:

"Onun ortağı falan mı?"

"Ben polisim, işte bu da kanıtım."

Kıvırcığa uzattığı kimliğe bakarken, "Polisler toplu taşıma kullanır mı?" diye mırıldanmaktan alıkoyamadım kendimi.

"Böyle bir kaçırılmanın olacağı ihbarını almıştık," diye aynı şekilde mırıldandı polis Ferman Eryiğit de. "Amaçları para falan değil, hükümeti hedef alıyorlar."

"Hükümeti mi?!" Şaşırma sırası kıvırcığa geçmişti. Ama sözleri, saldırganın bağırtısıyla bölündü:

"Kıpırdama, seni piç kurusu!"

Şimdi bitmiştik işte. Adını bile öğrenemediğim bu kıvırcık, gevezeliği yüzünden ölecekti. Rus mafyası kılıklı herif, silahını onun kıvırcık saçlarına hedef alırken, şoföre eylemcilerin önünde protesto yaptığı şirkete gitmesini emretti. Elinde hâlihazırda bir rehine varken, şoförün raydan çıkmasına imkân yoktu.

"Senin eylemcilere takviye kuvvet olmaya gittiğini biliyorum," diye konuştu kıvırcık.

"Ne?" diye şaşıran saldırgan, yine de silahını milim kımıldatmamıştı.

"İlgiyi bu otobüs kaçırılmasına çekmeye çalışıyorsun ki gündem değişsin, yer miyiz biz."

"Kapa çeneni, beynini dağıtırım!"

"Sıksana!" diye iyice cesaretlendi kıvırcık. "Sıksana lan! Biliyordum bu otobüsü rehin alacağını, çünkü ben de eylemcilerdenim!"

Doğruyu mu söylüyordu, yoksa blöf mü yapıyordu? Bir fikir verir diye polis Ferman'ın mavi gözlerinin içine bakmak istedim ama arkama dönmemin imkânı yoktu, zira otobüsteki diğer rehineler de korkudan dönüp kıvırcığa bakamıyorlardı bile.

"Erkeksen sıkarsın!"

"Yeter!" diye bir el havaya ateş etti saldırgan. Ondan sonra da feryadı basan yaşlı rehineye çenesini kapatmasını emretti. Hep aynı kelimelerle konuşmasına bakılırsa, cahilin tekiydi, sadece tipi korkutucuydu. Yaşlı bir rehineyi korkutabilirdi, ama beni asla. Eğer sağ koltukta oturan kıvırcık değil de ben olsaydım, çoktan saldırmıştım Rus mafyası kılıklıya; ama kıvırcık kafa sözleriyle tahrik etmeyi seçiyordu.

"Ciddi olduğumu gördün mü? Allah'ıma kitabıma dizini kurşunlarım senin, öldürmem de, sakat sakat eylemlere gidersin o zaman!"

"Senin bi' bok yapacağın yok!" diyen kıvırcık kafa, az önce aklımdan geçirdiklerimi uyguladı: Önce ayağa kalkarak saldırgana hedef şaşırttı. Saldırganın tabancasından patlayan kurşun, arka camı indirmişti. Hala arkamı dönemiyordum, ama polisi ıskaladığını hissedebiliyordum. Rehineler, iyice feryat figan olmuşlardı ki, kıvırcık kafa Rus mafyası kılıklıya kafa tuttu kısacık boyuyla. Gözlerim cesaretle parlıyorlardı: Kıvırcık kafa, silahı tutan elini etkisiz hale getirmeyi başarmıştı. Saldırganı büyük ölçüde etkisiz hale getiren bu sivile rağmen, delinin biri kırılan camdan kendini aşağı atıverdi. Herkesin gözü ona çevrilmişti şimdi, benimse polise. Onun bakış açısından, kıvırcık kafanın yaptığı, otobüsü tımarhaneye çevirecek eylemlerin fitilini ateşlemekti. Ama benim bakış açımdan, eylemcilerin yaptığı çocuksu isyanların binle çarpılmışı demekti.

🔞MUCİZE DOKTOR "ONE SHOT" COLLECTION🔞Where stories live. Discover now