Xiao Zhan grubuyla Pekin konserini tamamladığı için mutluydu. Bugün hayranlar oldukça coşkulu ve tutkululardı. Xiao Zhan kafasında bu düşüncelerle eşyalarının bulunduğu kişisel soyunma odasına gitti. Her zaman ki gibi kıyafetini çıkarıp odanın içinde kendisi için özel hazırlanmış yerde duşunu alacaktı. Fakat kapıyı arkasından kapattıktan sonra bir el onu duvara itti. Daha ne olduğunu anlamadan ağzını bağlayan bu zarif ve bir o kadar da sert ellerin sahibi kapıyı kilitlemişti. Zhan şokun etkisini atlatamadan karşısında ki çocuk yüzünü gizleyen şapka ve maskesini çıkardı.
Olamaz! Bu Zhan'ın en büyük sasaeng hayranıydı. Onu her gittiği yerde takip eden, kendinden bile önce kaldığı otel odalarına girip hediyeler bırakan, izbandut gibi korumalardan dahi korkmayan kişi şuan karşısındaydı. Wang Yibo yüzünde ki geniş sırıtmasıyla ter içinde sırılsıklam kalmış adamı baştan aşağıya süzdü. Zhan kötü niyetli bakışlardan kaçınarak kendini odanın diğer tarafına attı. Hemen ağzını açmak için başının arkasına gitti elleri. Fakat Yibo büyük adımlarla arayı kapatıp Zhan'dan önce açtı kumaş parçasını.
- Sen ne hakla beni-!
Diyecekleri hava da kalmış dudakları çoktan diğer dudaklar tarafından ele geçirilmişti. İnce belinde ki güçlü eller bedenini ondan ayırmasını imkansız kılıyordu. Xiao Zhan itiraf etmeliydi dilini kullanmak konusunda karşısında ki çocuk tam bir profesyoneldi. Fakat artık durmaları gerekiyordu. Dudaklarını ayırmaya çalıştığı her teşebbüsünde Yibo daha sert öpmeye başlıyordu. Zhan'ın belini kavrayarak kucağına aldı. Bir an için dudakları ayrıldığında ikisi de nefes nefese kalmıştı. Dışardan havai fişeklerin ve personellerin gürültüleri geliyordu. Yibo'nun kanlanmış gözleri ve Zhan'ın bu öpüşmeden etkilenen sertleşmiş alt kısmı içinde bulundukları durumu garip bir hale getirmişti. Zhan, kanlı gözlerden kaçırdı gözlerini. Yibo Zhan'ın kulağına eğilerek fısıldadı
- Seninle güzelce ilgileneceğim benim ZhanZhan'ım.
Xiao Zhan bir anda sırtını ikili koltukta buldu. İki uzun adam için oldukça küçük olan bu koltuk o an ikilinin umrumda gibi durmuyordu. Artık kimin başlattığı önemli değildi. Yibo çoktan Zhan'ın bedenine yapışan ince tişörtünü yırtarak çıkarmıştı. Zhan boynuna aldığı her darbede inlemesine engel olamıyordu. Yibo bu inlemeler karşısında neredeyse delirmek üzereydi. Daha fazla dayanamayarak hem kendisinin hemde karşısında ki cennet güzelliğinde ki adamın üstündekileri bir çırpıda çıkarmıştı. İki çıplak beden birbirine değdiğinde, iki büyük inleme doldurdu odayı. Wang Yibo Xiao Zhan'ın bedeninin her bir noktasını büyük bir açlıkla öpmüştü. Xiao Zhan bu güzel işkenceye daha ne kadar dayanabilir bilmiyordu. Sınırına gelmek üzereydi. Bunu fark eden Yibo, hazırlamakla zaman kaybetmeyerek bir seferde küçük deliğe girmişti. Zhan öyle bir çığlık koparmış ki... Eğer ortam bu kadar gürültülü olmasa Pekin'in diğer ucundan duyulabilirdi. Wang Yibo bir müddet sevdiği adamın alışması için bekledi. Bu sırada elleri rahat durmuyor, Zhan'ın alnına düşmüş saçlarını toplayıp onu bir nebze rahatlatmaya çalışıyordu. Xiao Zhan kalçasını Yibo'ya doğru hareket ettirdiğinde zamanı gelmişti. Yibo sırtı dönük adamı dizlerinin üstünde yükselterek kendisine çekti. Şimdi Zhan'ın sırtı Yibo'nun six packlerine denk geliyordu. Yibo Zhan'a iyice sarılarak gelgitlerine başlamıştı. Zhan şuan aldığı hazzı tarif bile edemezdi. Keza Yibo'nun da farkı yoktu ondan. Havaya karışan ten sesleri ve yoğun inlemeler ikisininde işini bitirmişti.
Ne kadar zamandır bu pozisyondalar Zhan hatırlamıyordu. Tek bildiği Yibo'nun göğsünün en rahat yataktan daha rahat olduğuydu. Saçlarının okşanması da yeteri kadar huzur veriyordu. Dışarıda ki sesler azalmaya başlarken, Yibo odada ki sesizliği bozdu.
- Seni yıkamama izin ver.
Zhan yarı kapalı gözleriyle başını yukarı aşağı oynatabilmişti sadece. Yibo kaslı kollarına ince bedeni alarak onun için hazırladığı çiçeklerle kaplı küvete götürdü.
İnce beden suyla buluştuğunda kollarını Yibo'ya dolayarak onu da çekti içine.Cennet nasıl bir yerdi? Nasıl hissettirirdi bilmiyordu fakat şuan tek olmak istediği alem, tek olmak istediği zaman bu andı.
Zhan'ın saçlarını özenle yıkamış, tüm bedenini onun için hazırladığı bahar kokulu sabunlarla köpürtmüştü. Bunları yaparken onu izleyen gözler zaman zaman onu kendine çekip küçük öpücükler bırakıyordu yüzünde.
Zhan'ın temizlendiğinden emin olduktan sonra kucağına alıp küvetten çıkarmak istedi. Fakat ince beden beklenmeyen bir kuvvetle onu tekrar küvete çekti. Hiç vakit kaybetmeden dudaklarını buluşturan taraf bu sefer Zhan'dı.Nerede olduklarının ya da kapılarının onlarca kez çalınmasının bir önemi yoktu. Zira şuan ikisi de bulutların üzerinden inmek istemiyordu.
Evet smut yazamıyorum.. 🤦
Umarım gününüzü bir nebze güzelleştirebilmişimdir ♥️