Love is madness

364 49 3
                                    

Her şey bir Salı akşamı başlamıştı. 

Ünlü Ceo Jeon Jungkook işinden çıkmış evine gelmişti. Yardımcı ona gelen postaları vermiş ve evden ayrılmıştı. Jungkook ceketini çıkarmış ve koltuğa oturup ayaklarını sehpaya uzatmıştı. Gözlüklerini düzeltmiş ve gelen postaları tek tek incelemeye başlamıştı.

Jungkook tüm postaları inecelerken içlerinden sarı, üstünde papatya deseni olan zarf çok ilgisini çekmişti. Kaşları çatıldı ve oturduğu yerde düzeldi. Zarfı incelerken içinde sanki bir şeyler oluyormuş gibi hissetti. Beyninde bir kaos çıkmış gibiydi.

Zarfın önünde veya arkasında ne bir ad, ne de bir adres vardı. 

Jeon Jungkook o zamanlar habersizdi. Bu mektuplar her gün gelecek ve her gün vicdan azabından yavaş yavaş eriyip gideceğini bilmiyordu. Okuduğu her kelime adeta bir köz olup boğazından yavaş yavaş, yaka yaka geçeceğini bilmiyordu. Yaptıklarının bedelini ödeme vaktinin de geldiğini bilmiyordu. 

Belki de hayatında en ağır şekilde ödeyecekti.

Vicdan azabı adeta onu bir hastalık gibi her gün yavaş yavaş öldürecekti...

Vicdan azabı adeta onu bir hastalık gibi her gün yavaş yavaş öldürecekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
I Hate You, I Love You / LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin