EVLENİYORUZ

644 31 2
                                    

Furkan'ın ağzından

Sabah olmuştu. Gözlerimi açtım. Şebnem bana sarılıyordu. Burnumu saçına yallaştırıp kokusunu içime çektim, iliklerime kadar hissesiyordum, öyle güzel kokuyordu ki kendimden geçtmiştim. Şebnem uyanmış

Ş: Selim, Selim

diyormuş. Dalmışım farketmedim, biraz fazla sıkı sarılmışım ki

Ş: ah

diye bağırdı, kendime geldim

S: ne oldu

Ş: bırakırsan söylicem

S:pardon, neyin var

Ş: uyandığımda o kadar sıkı sarılmıssın ki kolum aramızda kalmış o kadar canım yandı ki

ne diyeceğimi bilemiyordum canı yanmıştı.

S: p- pardon

diyebildim sadece

Ş: neyse bir duşa gireyim sonra kahvaltıyı hazırlarım yaparız. Sen biraz daha yat, dinlen.

Şebnem'in ağzında

Neredeyse bir iki gündür burada kaldığım için bazı  kıyafetlerim buradaydı. A ama bornozum yoktu.

Ş: bana bir tane havlu verir misin?

S: napcan havluyu bitanem

Ş: hiiç öylesine sordum, tabiki banyodan çıkınca lazım olacağı için

S: havlu yok, şurada benim bornozum var onu giyersin

Ş: off tamam

sinirlenmiş gibi yapsamda hoşuma gitmişti. Geçen burda banyo yaptığımda da bornozunu giymiştim ama yinede sorma gereği hissettim. Neyse duşa girdim, çıktım bornozuda giydim. Bu koku, Selim'in kokusu vardı bornozda nede olsa onun başka kimin kokusu olabilirdi ki. Bir an o bornozdan kurtulmak istemedim duşum bittikten sonra beş on dakika o kokuyla oturdum, Selim'in kokusu  üstüme sinmişti keşke hiç uçup gitmese diye geçirdim içimden. Sonra banyodan çıktım. Selim uyumuyordu

Ş: aa sen neden uyumadın

S: seni bekledim

Ş: derken

S: bornoz çok yakışmış

Ş: büyük ama idare eder

yataktan kalktı yanıma geldi. Başımdaki havluyu çıkardı. Dudağıma yapıştı öpmeye başladı. Öyle set öpüyordu ki. Tam bornozun ipini açıyordu ki eline vurup

Ş: şşt uslu dur bakalım

S: ama Şeb-

Ş: aması maması yok Selim''cim. Hadi sen aşağı ben giyinip geliyim

S: tamam ya üf

Aşağı indi, bende giyindim. Hala  Selim Selim kokuyordum. Çok güzeldi. Aşağı indiğimde kahvaltıyı hazırlamıştı.

Ş: vay vay vay beyimiz kahvaltı mı hazırlamış.

yanıma geldi, elini belime koydu dudağıma bir busa kondurdu ama geri çekilmeye niyeti yoktu onun için ben kendimi geri çektim.

Ş: aa Selim'cim yeter artık. Sen beni her gördüğün yerde öpersen işimiz var

Selim'in ağzından

Onun dudaklarından ayrılmak istemiyordum ama öyle bir seçenek yoktu.

S: hadi geç otur kahvaltı yapalım

Ş: tamam bitanem

AYLAR SONRA

Selim'in ağzından

Can ile Kainat da evlenmişti. Biz Şebnemle yaşıyorduk  onlar ise yan evde kalıyordu. Bence artık bizimde evlenmemizin zamanı gelmişti.

Kahvaltudan sonra alışverişe çıkmıştık. Döndüğümüzde ise farkettim ki neredeyse mağazayı satın almışız.

S: ben duşa giriyorum

Ş: tamam tatlım

Duşa girip çıktım, giyindikten sonra aşağı indim. Şebnem televizyonun karşısına oturnuş kahve yudumluyordu

S: hani bana

Ş: duştaydın sevgilim ondan yapmadım ama içeceksen mutfak orda

S: çok yorgunum yapacak halim yok sen ya-

Ş: kusura bakma Selimcim valla ayaklarıma kara sular indi buradan bir daha kalkmaya niyeyim yok

S: taman kalmadan kahve içeceğim

Ş: benim bardağımdan mı

S: hayır senin dudağından

dedim ve öpmeye başladım. Kahve tadını alıyabiliyordum.Karşılık veriyordu nefessiz kalınca dudağını aralamak zorunda kaldı. Alt dudağına yoğunlaştım. Elim bacaklarında keşfe çıkmıştı derken elimi tuttu

Ş: bugünlük bendeki kahve kotan doldu

ya hep aynıydı hiç izin vermiyordu ona dokunmama ama haklıydı.

S: Hazırlan akşam seni yemeğe götüreceğim.

Ş: nereye gidicez, şık bir yer mi, acaba ne giysem

S: Şebnem sakin ol hem çok konuşuyorsun sonra  ben öpüncede öpüp durma diyosun

Ş: hmm anladım ben yani sen beni sırf çok konuşuyorum diye öpüyorsun başka neden öpebilirsin ki zaten...

ya bu nasıl bir şeydir susturma yeri falan yok. Mecburen öperek susturucam!!!  Dudapğına yapıştım geri çekilerek

Ş: benim hazırlanmam lazım

dedi ve yukarı çıktı. Aşağı indiğinde gözlerimi ondan alamamıştım. Göğüs dekoltesi fazla olan uzun yanadan fazla yırtmaçlı bir elbise giyip saçını at kuyruğu yapmış. Dudağına da kıpkırmızı bir ruz sürmüş. Kendimi zor tutuyordum. Yanına gidip

S: rujunun tadına bakabikir miyim tatlım

Ş: olmaz Selim dağılır şimdi haydi çıkalım

Neyse zaten bu gecenin sonunda o rujun tadına bakabilecektim.

Şık bir yere geldik restaruantı kapattırmıştım. Yemeğe oturduk biraz sohbet ettik derken zaman gelmişti. Yanına gidip diz çöktüm

S: Benimle bir ömür yaşlanmaya var mısın?

Ş: e-evet

diye bağırdı bana fırsat vermeden dudağıma yapıştı. Öyle güzel öpüyordu ki. Ondan ayrılmam gerekiyordu kendimi zor tutuyordum ve en sonunda ayrılıp

S: hadi gidelim artık arkadaşlarımızın bunu bilmeye hakkı var.

Ş: hadi

Şebnem'in ağzından

O an dünyalar benim oldu. Eve geldik yakınlarımıza haber verdik. Aarayı çok açmadan evlenecektik. Bir ay içinde kına gecesi, bekarlığa veda ce düğünü yaptık. Herkes bir bir dağılıyordu. Sonunda hiç kimse kalmamıştı çok yorulmuştum ve odamıza çıktık.

SEN GİTTİN BEN BİTTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin