Hybrid

Kan

" Daisy'i bulmamız lazım."

Derek, kurt boğanın verdiği acıyla kıvranırken konuşmuştu.

" En son evindeydi."

Derek'i zorda olsa arabaya bindirdiklerinde, Stiles şoför koltuğuna geçmişti.

Kısa bir yolculuk sonunda Daisy'nin evine vardıklarında, Cres kapıyı çalacakken kapının aralık olduğunu fark ettiler.

Kapıyı açıp içeri girdiklerinde koridorda iki tane avcı kafası vardı.

Hepsi bir adım gerilesede salona girmişlerdi.
Salonda bir sürü avcı cesedi vardı.

Daisy, birini yanına almış, boğazından akan kan ile resim çiziyordu.

Resim çizmeyi bırakıp, arkadaşlarına döndü.

" Daisy... Aman tanrım..."

Stiles yüzünü buruşturarak konuşunca Daisy güldü.

" Misafir geleceğini bilmiyordum, bilseydim düzgün bir şekilde sizi ağırlardım."
" Derek'in sana ihtiyacı var."

Alice konuşunca Daisy göz devirdi.

" Ne konuda yardımıma ihtiyacı varmış? "

Daisy, sonunda Derek'e bakma gereğinse bulununca sırıttı.

" İsterseniz boynunu kırabilirim, şuan yaşadığı ölümden daha acısız olur. "
" Daisy! Onun sana ihtiyacı var! Neden böyle yapıyorsun?!"
" Benim ona ihtiyacım varken, beni bırakan oydu. Ben değil."

Alice şaşkınlıkla kalırken, Daisy, avcıların kanından yaptığı resme devam etti.

" Bunu benim için yapar mısın? "

Crescent konuşunca Daisy küfür etti.

" Mutfakta bıçak olacak, onu getirin."

Crescent hızını kullanarak getirince Daisy, bıçağı Derek'in yarasına söküp, mermiyi çıkardı.

Bileğini ısırıp, kanını yarasına damlattı.
Derek'in yarası kapanırken, Derek gözlerini açmıştı.

" Daisy..."

Daisy göz devirip  ayağa kalkınca,kapı tarafında hissettiği hareketlilik ile kaşlarını çattı.

" Ah benim güzel torunum... Sende o pislik baban gibi iyilik yapmaya mı başladın?"

Daisy'nin tüm vücudu gerilmişti.
Onun için dövüşmek sorun değildi, ama yanında arkadaşları ve sevdiği adam varken olmazdı.

" Mikael..."
" Öldürmeye ailemizin en küçüğünden başlayayım dedim. "