Final
×××
[ Namjoon × Jimin ]
Joonie:
güzelimmJimin:
efendimm??bir şey mi oldu
yanımdasın neden
mesaj atıyorsun??Joonie:
aramızdaki kara
kediler yüzünden..sıkıldım, o yüzden
yazmıştım sende sıkılmış
görünüyordun..mesaj atmakta hata mı ettim??
Jimin:
hayıır saçmalamasıkılmıştım zaten bende
Joonie:
bu ikisi film izlemeye
devam etsin biz dışarı
çıkalım mı??Jimin:
olur, çıkalımJoonie:
tamamdır
9.23 pm
✓✓×××
"Biz dışarı çıkıyoruz siz kalın burada." Namjoon'un aniden söylenerek ayaklanmasıyla heyecandan paniklemiştim.
Taehyung umrunda değilmiş gibi omzunu silkmiş ve biraz daha Jungkook'un kolları arasına girmişti.
"Tamam görüşürüz, anahtarınızı almayı unutmayın!" biz üzerimizi giyerken Taehyung'un seslenmesiyle unutmadan anahtarı almış ve dışarı çıkmıştık.
Yanımda uzun zamandır gelmesini beklediğim ve aynı zamanda deli gibi aşık olduğum adam vardı ve heyecandan midem bulanıyordu. Doğru düzgün bile yürüdüğümden şüpheliydim. Her şey çok gericiydi benim için şu an.
Yaklaşık bi 15-20 dakika sessizce yürüdükten sonra sahile inmiştik. Sessizce sahilde yürürken Namjoon'un bir anda elimi tutmasıyla ona bakmıştım. Gülümseyerek bana bakıyordu, bende ona gülümsemiş ve utanarak başımı öne eğmiştim. Öylece gülse bile kafayı yiyecek kadar heyecanlanıyordum. Yanında saçma bir hareket yapmamak için elimden geldiğince kendimi sakinleştirmeye çalışmıştım ama nafileydi, asla sakinleşemiyordum. Mahvediyordu beni.
"Jimin, utanmanı gerektirecek bir şey yok. Gelmemi isteyen en çok sendin ama geldiğimden beri doğru düzgün sesini bile duymadım." sitemkâr çıkan sesine karşı gülümsemiş ve başımı gökyüzüne kaldırmış ve kıkırdamıştım.
"Elimde değil, böyle olacağını düşünmemiştim hiç..."
"Nasıl??"
"Telefondaki gibi olur sanıyordum ama gerçekte görüp hissedip duymak daha farklı," gülümseyerek ona baktığımda tek kaşını kaldırarak bana bakıyordu.
"Namjoon, sana aşığım. Çok seviyorum seni, bir anda nasıl bu kadar aşık oldum bilmiyorum ama aşığım işte." Bir anda yaptığım itiraf ile onun gibi bende şok olmuştum. Bir anda bu cesaretin nereden geldiğini asla anlayamadan konuşmaya devam ettim.
"Her şeyinle mükemmelsin, nasıl söylenir bilmiyorum... Sadece seni çok daha fazla sevdiğimi biliyorum o kadar. Nefesimi kesiyorsun, kalbimin çok hızlı atmasını sağlıyorsun ve ben her bunu hissedişimde yaşadığım için şükür ediyorum, şükür ki yaşıyorum ve sevdiğim adam sensin. Ne olursa olsun her durumda sana geleceğimi biliyorum, incinmiş, kanamış ve kırılmış olarak gelebileceğim tek yer senin yanın. Ve güveniyorum sana çünkü ne zaman düşsem beni kaldıracakmışsın gibi hissediyorum, Namjoon. Ne zaman düşsem sanki dizlerimden öperek kaldıracak o kişi sensin, ne zaman kanasam bana merhem olacak o kişi sensin, yaralarımı sarıp sarmalayacak o kişi senmişsin gibi hissettiriyorsun..." söylediğim her kelimeyle gözlerindeki yıldızların biraz daha parlaması ve yüzünde oluşan o gülümseyle bende gülümsemiş ve mutluluktan bir gözyaşımı bizim için çoktan feda etmiştim bile.
"Bana, daha önce hiç yaşamadığım bu hisleri tattırdığın için sana minnettarım." söyleyeceklerim bittiğinde ıslak gözlerimle kocaman gülümsemiştim ona. İki eliyle yüzümden tutmuş ve gözlerimden öptüğünde ellerim üzerine giydiği kabana tutunmuştu.
"O kadar güzel şeyler söyledin ki buna karşın ne demeliyim bilemiyorum güzelim." gözlerimin içine bakarak söylediği şeylerden sonra alnımda nefeslenmiş ve alnımı öperek uzaklaşmıştı.
"Başta benden hoşlandığına hiç inanmamıştım, inanamamıştım hatta. Çünkü bu kadar güzel biri benim gibi çirkin bi adamdan nasıl hoşlanabilirdi ki? Jimin, kafayı yiyordum bir süre önce, çok güzelsin. Güzelliğinin gram farkında değilsin, öylece dursan bile parlayan birisin. Bir keresinde Taehyung bana sahnedeki bir videonu atmıştı ve Tanrı şahit o sahnede spot ışıkları senin üzerinde değilken bile dikkat çekiyordun. Hiçbir zaman gözlerimi senden alamadım, ne zaman önüme fotoğrafların düşse ya da galerimde denk gelsem öylece oturup saatlerce senin fotoğrafına bakacak kadar kafayı yemiştim." bu söylediklerinden sonra güldü, öyle güzel güldü ki başka kimse böyle gülemezdi. Dünya üzerindeki en güzel gülümseme Tanrı tarafınfan bu adama bahşedilmişti sanki ve ben onun gülümsemesiyle oracıkta öleceğimi sandım.
"En sonunda kabullendim, biraz güç oldu ama sonunda kabullendim sana yanildiğimi. Sana yenildim belki ama bu hayatımdaki en güzel yenilgi Jimin," o kadar mutluydum ki ağzımın kulaklarıma geldiğinden emindim.
"Sus, biraz daha böyle devam edersen bayılacağım yalvarırım sus. Kalbim çok hızlı.." panik içinde söylediğim şeylerle kahkaha atmış ve beni kolları arasına almıştı. Kollarımı hızlıca boynuna doladığımda başını boyun girintime sokmuştu.
"Düştüğünde dizlerinden öpecek kişiyim, kanadığında aynı şekilde kanarım, merhemin olurum Jimin, sen beni nasıl görürsen ben karşına o şekilde çıkarım. Yeter ki bana olan aşkından vazgeçme, eğer benden vazgeçersen bir daha seni başka kimsede bulamam." ondan biraz ayrılıp yumruk yaptğım elimi göğsüne indirmiştim.
"Aptal, senden nasıl vazgeçebilirim??" söylediğim şeyle sessizce kıkırdamış ve beni tekrar kolları arasına almıştı. Bir süre daha ona sarılmış ve ayrılmıştım.
"Biz şimdi sevgili miyiz?"
"Bilmem, öyle miyiz?"
"Olmak ister misin?"
Parmaklarım üzerinde biraz yükselmiş ve Namjoon'un gamzesenin olduğu yeri öpmüştüm.
"Her şeyden çok."
Gülümseyerek dudaklarıma yaklaşmış ve ondan ömrüm boyunca başka kimsenin beni öpmeyeceğine emin olarak öpmüştü beni orada. Ellerim ensesindeki saçlarını çekiştiriyor ve onu biraz daha kendime bastırıyordum. Kolları yerini belli etmek için sıkıca belimi sarmış ve beni biraz daha kendine çekmişti.
Bir kasım gecesi, çok soğuk olmayan bir havada, aldığım en güzel öpücük ve en güzel aşk itirafıydı. Ne bir daha başka birine öpücüğümü vermemi gerektirecek ne de başka birinden aşk sözleri duymamı gerektirecekti bu gece. İşte o kadar güzel bir geceydi. Namjoon'a olan aşkım bir kasım gecesi başlamıştı ve bir kasım gecesi ile de sonsuzluğa kavuşmuştu. Bunu ne zaman fark ettin diye soracak olursanız eğer, size cevabım bir kasım gecesi ona evet demem ve yine o gün evet dememe ithafen bir kasım aşkamı bana sonsuza dek benim eşim olacağı sözünü verdiği ve biz Tanrının huzurunda hayatlarımızı birleştirdiğimiz zamanı söylerdim size.
×××
Bölüm sonu.
4.11.22
Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur. Düşüncelerinizi bekliyorum!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moonchild | мiиiмөөиi ✓
Phiêu lưu"Biz şimdi sevgili miyiz?" "Bilmem, öyle miyiz?" "Olmak ister misin?" Küçük olan parmakları üzerinde biraz yükselmiş ve uzun olan çocuğun gamzelerinin olduğu yeri öpmüştü. "Her şeyden çok." · Texting · Angst değildir