Ellerine ve ayaklarına vurulmuş prangalar ile sürüklüyorlardı Medusa'nın veliahtını. Oldukça ürkütücü bir gülümsemeye sahip olan veliaht öfkeyle burnundan soludu. Onu yıllarca karanlık bir mağarada uyutmuşlardı ve şimdi onun için infaz kararı alınmıştı. On iki Olimposlu sarayından çıkmış veliahtın infazı için halkın toplandığı alana gelmişti. Denizlerin efendisi poseidon nefret ile bakıyordu yaklaşan veliahta. "Bu çamur kanlı tanrı bile değil, nasıl benim kanımı taşıyabilir!?" diyerek hiddetle nefes almıştı. Sivri kulaklarını dikip denizlerin Efendisinin dediklerini duyan veliaht ise "Biraz rahatla Poseidon. senin kanını taşımıyorum." Diyerekten yüzüne ürkütücü gülümsemesini takınmıştı. Poseidon;" Bu ne cüret?! ben üç büyük tanrılardan biriyim bana saygı göstereceksin!" Hiddetle veliahta yürüyen Poseidon geç olmadan cevabını almıştı bile."Saygı karşılıklıdır Poseidon. Üç büyük tanrılardan olduğun için sana saygı duyuyorlar daha fazlası değil." Tanrı Poseidon duyduklarına daha da öfkelenirken veliahtın keyifi oldukça yerindeydi. Bu durum Savaş tanrısı Ares'in dikkatini çekmişti. veliaht, ordusu için çok iyi bir asker olurdu diye düşündü. Tanrı Poseidon ise sinirinden delirmiş durumda'idi. Elinde duran Üç başlı yabasını kaldırıp veliahta doğru tuttuğunda veliaht gülümsemesinden ödün vermiyordu. Tanrı Poseidon yabasını veliahtın boynuna geçirmek için hareket ettiğinde Tanrıların Tanrısı öfkeyle bağırdı. "Getirin onu!"
Veliaht sonunun geldiğini biliyordu. Yanında duran muhafızlar Elindeki prangaları çıkarttığında Tanrı Poseidon'nun yanından geçip asılacağı yere yürümeye başladı. Cellat, hazırladığı ipi veliahtından boynundan geçirdiğinde yüksek bir ses duyulmuştu." Çıkar o ipi Cellat." Fakat bu ses iki kişiye aitti. Savaş Tanrısı Ares ve veliahtın teyzesi, Yılanların Tanrıçası Thoosa'ya aitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒀𝑰𝑳𝑨𝑵 𝑬𝑭𝑺𝑨𝑵𝑬𝑺𝑰 - 𝑨𝑫𝑫𝑬𝑹
FantasyHenüz yıkılmamış olan duvara sırtımı dayamış, derin derin nefesler alıyordum. Öleceğimi hissediyordum.. Tırnaklarımdan damlayan, kanla karışmış zehire baktım. Sadece Medusa'nın yılanları ona bakarken taşlaşmazdı. "Duvarın arkasında olduğunu biliyo...