İwaizumi yavaşça elindeki kutuyu fırlattı. Bir daha onu sikseniz taşınmazdı. Önceden bu kadar yorulacağını söyleselerdi ölene kadar götünü bile o boklu evden çıkarmazdı.
Bir heves yanındaki üç puştla buraya taşınmıştı ve bütün işleri ona yığıp kaçmışlardı. Bütün suç iwadaydı bu kadar kerizlik te olmaz yani.
Çok yorulmuştu ama taşınmaları onun baya işine gelmişti. Okulu buraya çok yakındı, eski ev gibi her zaman bok kokmuyordu, sifonu çektiklerinde elektrik gitmiyordu. Baya örnek var ama iwaizumi için en önemlisi şuan taşındıkları sitenin günlerinin ünlü olmasıydı.
İwaya göre en değerli on şey arasında ikinci sıra altın günleriydi.
Bununun nedeni ise tamamen babaannesiydi. İwaizuminin babaannesi, İwa doğduğundan beri onlarla yaşıyordu ve babaannesi nereye iwaizumi oraya gidiyordu. Hayatındaki önemli şeylerin çoğunu ondan öğrenmişti. Mesela sade soda, çay, su kısaca neye limon sıkarsanız sıkın o şey daha sağlıklı olur. Hatta biraz abartmıştı. Babaannesi fadime yüzünden bildiğiniz limon yiyordu. Birde bunu severek yapıyordu. Yani limona tuz döküp emiyordu amk. Bu arada deneyin bence baya iyi.
Kısaca yaşlı kadınlardan bir farkı yoktu. Günlere gider, hint dizileri izler, Çekirdekle balkondan gelip geçenleri eleştirirdi.
Bu yanındaki üç salakla tanışması ise tamamen tesadüftü.
Kuroo ve bokuto bir gün bisikletle gezerken fadime teyzenin çiçeklerini ezmişti. O sırada balkondaki iwaizumi bunu gördü. Bir sinirle evden çıkıp kuroo ve bokutoya doğru koşmuştu. Bilirsiniz iwaizumi zaten hep sinirli görünür birde cidden sinirliyken denk gelirseniz...
Bokuto ve kuroo korkuyla birbirlerine sarılmış birinin onları kurtarması için dua etti. Aslında cüsse bakımından bir farkları yoktu ama iwaizuminin bildiğiniz 'Bana yamuk yapma sikerim' bakışı vardı.
İwaizumi bizim mallarla kavga ederken daichi bunların çığlıklarını duymuştu. O da ne olup bittiğini sormak için gelmişti. Ama şu siktiğimin çiçeklerini herkes eziyor. Daichide ezmişti.
İwaizumi birde buna patlayınca fadime teyze sesleri duymuş dışarı çıkmıştı. Tabi böyle bir manzara beklemiyordu. Birbirine sarılmış üç çocuk ve onlara bağıran torunu. İwanın kulaklarını çekip eve kadar götürmüştü. Bizim üç malda sonunda derin bir nefes almıştı.
Tabi kısa sürdü.
Fadime teyze geri dönüp çocuklardan özür dilemişti. Ama iwanın neye sinirlendiğini çok merak ediyordu. Bizimkilere sordu.
Belki sormasa şuan arkadaş değillerdi.
Bokuto fadime teyzenin böyle şeylere kızmayacağını iwadan daha kibar biri olduğunu düşündü.
Ve çiçekleri gösterdi
Ah yazık onlara. İwaizumi babaannesinin yarısı bile değildi.
Fadime teyze ilk onları tatlıca içeri çağırıp konuşmak istediğini söylemişti. Bunlarda yemek verecek diye içeri atlamıştı. Yazık valla.
Fadime teyze götlerine limon sıktı.
Sonra bir şekilde fadime teyze bu üçlüyü her ay çağırmaya başladı. Bizimkilerde her ay görüşünce yavaştan arkadaş olmuştu. Cidden yavaştan bu arada 8 ay falan.
Şuan da 9 yıldır arkadaşlardı. Hatta lisenin ikinci senesinden beri birlikte yaşıyorlardı. Aileleri yurtta kaldıklarını sanıyordu. Fadime teyze dışında o her şeyi biliyor.
Bu ev masraflarını kim karşılıyor amk?
Güzel soru. Yani herhalde hafta sonları çalışıyorlar ama hangi işte olduklarını kitabın gidişatına bağlı seçerim. Yazar hanımınız çok düzenli kitap yazar hehe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çeyrek altın -iwaoi- /haikyuu/
FanfictionTaiyo sitesi adını yaptığı günlerle duyurmuştu. İwaizume ise bunu duyar duymaz o siteye taşınmıştı. Bilmediği şey ise bu günleri planlayan ve başında olan 4 kadın olmasıydı. Ve biri oikawanın annesiydi. Her seferinde daha saçma bir konuyla geliyor...