e l e v e n

11 4 0
                                    

Yuna gözlerini bir hastane yatağında açmıştı. Neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. İlk başta anımsayamasa da sonra bir anda her şey aklında belirdi. Kolundaki serumları hızlıca çıkararak Eunbi'nin odasına koştu. Kapıdan çıkıyordu ki bir hemşire onu durdurdu. 'Durun Yuna hanım bir yere gidemezsiniz. Fenalaştınız bu yüzden dinlenmeniz gerekiyor.' Yuna hemşireye baktı. 'Dinlenmem falan gerekmiyor benim Eunbi'yi görmem gerekiyor.' Arkasında hemşireyi bırakarak Eunbi'nin odasına koştu Yuna. Fakat tam kapıdan girecekken doktorun dediği şey ile neredeyse ayakları oraya kitlendi. 'Ölüm saati 10.25' Yuna'nın ağlamaktan gözleri kızarmış ve şişmişti. 'HAYIR YALAN SÖYLÜYORSUNUZ, YALAN SÖYLÜYORSUNUZ. BÖYLE BİR ŞEY OLMADI EUNBİ BENİ BIRAKIP GİTMEDİ! Eunbi bu lanet dünyayı bırakıp gitmedi...' Yuna sadece çaresiz bağrışları ile birlikte ortalıkta ne varsa savuruyordu. Bu onun için artık derin bir çukura düşmek için son adım olmuştu. İşte, o çukurdaydı. Bir daha hiç çıkamayacağı o yapayalnız, karanlık.

glass bead3 | yujunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin