Medya; Redd, Beni sevdi benden çok
Selamlar... Biraz daha erken atmayı planlarken bir anda yoğun bir tempoya girdim, geç oldu biraz ama yavaş yavaş bitiriyoruz.
Final part 1'den önceki son bölümümüz...
Bu kitabın daha çok bir "durum" hikayesi olduğunu düşünürsek, burası yalnızca kayıp ruhların mahzeni, bir ihtimal ağlama duvarı aslında. Gözyaşlarınızı saklayın, çünkü tüm gizlerinizde ürkekçe beklemede kalmış o katrelerle sizi boğmak istiyorum. Bunun hazırlığındayım...
Beğeneceğinizi umuyorum.
Hoseok'un gelişinden sonra günümüzden devam ediyoruz, hatırlatmakta fayda var...
İyi okumalar.
- Baharda Yalnızlık -
✧
2021, Mayıs ayı sonları
Bir seda yoktu, gizlerin içine batmış yuvanın kadrinde salınanlara çemberden.
Çemberde dolanan yürektir, çınlayan adımlarıyla gürler gökten düşen hezimden.
Mırıltılar keser kulağını, çığlık atar gibi saçılır reşha iniltiden.
Sessizlik mi müstahak dersen, kazıkların yankısıdır bu işittiğin sivri çividen.
Ne çok anlam taşıyordu yağmurun gürültüsü insanlar için. Bazısının kederine derman, bazısının da kalp ağrısıydı ağladığı için için. Sema'nın bu hükmü, nimetti acezeler için. Kemancının parmak uçlarıyla sarf ettiği bir konçertoydu, kırık vaveylaların seyrettiği alem için.
Uzun uğraşlarla gelen mutluluğun sesini bölerdi sevimsiz çanlar. Bir düğündü belki de; Harikalar Diyarında yeşeren çiçeklerden zannetmek çok kolaydı, buketi süsleyen beyaz sardunyaları. Eşitsizlikle belenmişlerin ellerine geçtiğinde gelinin kursağında kalacak hayatın yuları; al kuşağın kan gibi ak dantellere sıçradığı gerçeklikler urgan misali kaderin boynuna dolanırdı. Mutluluk dediğin işte bu yüzden haksız bir savaştı.
İçleri titreten, alyuvarlardan tenim üzerine dek kıpırdanan nabızlarıma ceza eyleyen, korkuların hortladığı düşlerimin gri evinde inleyen, tan vaktine yakın acundaki varlıkların ruhlarına hidayet dilettiren, ölmüşlerin küllerine nice dualarla yas ettiren, yakarmayı bilmeyene dahi haya diye diye zikrettiren;
Kutlu bir cenaze havadisiydi belki de.
Korkulardan ziyade, ne kutlu gündü o bedeninin küle döneceği cam hareyle. Haksız bir mübadeleden daha çok ahraz ve körpe bir yok oluşun rahatlığıydı, sakat mutluluklarla savrulup ölmenin bıkkınlığını çelerdi keskin elleriyle.
Ve olurdu her noksanlıkla sınanmış ruhun ettiği son sözler, beğenmedikleri ebdanlara ibret olsun diye:
Sen yaşanılanları duydun, belki de uzaktan izlemene müsaade ettiler; tam anlamıyla şahit olduğun bir şey yoktu. Ben ise bizzat o cehennemin içindeydim.
Yaşananlar ve yaşanılanlara sağır olanların bir umut muharebesiydi hepsi aslında. Sen, ben, her kimse... Hepimiz güçlü umutların hayalinde çürürdük, pek tabii yalnızca. Hepimizin savaşı, acılarla. Acılarımızla. Kendinle uğraştığında, başkasınınkini küçük gördüğün mukayeseler hadsizliği başlardı bir vakit sonra. Duymak istemediğin safsataların toz pembeliği, içindeki ağaçkakanın burnunu büzerdi, kabaca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Da'Svidanya ✧ Vmin
Fanfiction❝Mevzun çehrene konan ufak bir katre olsaydım eğer; Aden Bahçesi'nden süzülen görklü ırmakların hayat suyundan yudumlar, sarhoş olurdum gıpta ettiğim güzelliğinle; Rahel'in rahmine düşmüş bahtsız sabînin kör kuyuda akseden meleği gördüğüyle aynı ahv...