One shot mı? Hem de ben? Öhöm. Bir ilke imza atmak istedim.
İyi okumalar...
* * * * * *
Kim Soojin, Taeyang Lojistik firmasında insan kaynakları müdürü olarak çalışan kariyer zirvesine emin adımlardan tırmanan güzel bir kadındı. Aile baskısı ve çevrenin bakışlarını önemsemeyip bekar yaşamı seçmiş kariyerine odaklanmıştı. Annesi onu o gün yine arayacaktı. Her zamanki rutin işiydi bu. "Falancanın oğlu seni görmüş beğenmiş. Hafta sonu seninle görüşmek istiyor." ve bla bla...
Soojin, belli bir yaştan sonra aşkın kendisini bulacağına inancını kaybetmişti ve bu saatten sonra da annesinin kendisine yakıştırdığı dul ya da kelleşmeye başlamış orta yaşlı insanlarda bulamazdı o inancı.
-Şirkete giriyorum anne. Acil değilse sonra konuşalım.
Annesi aceleyle başladı konuşmaya.
-Baban fenalaştı. Hastaneye götürüyoruz.
Soojin, birden ayıldı ve annesinden ayrıntıları öğrendi. Apar topar sekreterini arayıp görüşmelerini iptal etmesini söyledikten sonra iki saate kalkacak olan Busan uçağına bilet aldı. Evine gidip birkaç parça kıyafet koyduğu valizini ve bilgisayarı ile birlikte lazım olabilecek evraklarını da alıp tekrar arabasına yöneldi.
Business classta yer bulamadığı için ekonomi sınıfındaki koltuğuna yerleşti. En son öğrenciyken uçmuştu bu kısımda. Valizini yerleştirip yerine oturdu. Telefonundan hızlıca maillerine cevap yazarken yanı dolmuştu bile. Kim olduğuna bakmak için döndüğünde maske takmış bir adam gördü. Deri ceketini görünce diğer yana dönüp yüzünü buruşturdu. Nefret ederdi deri ceketli tayfadan. Deri ceket, ona göre yalnızca kadınlara yakışıyordu. En çok da kendisine...
-Cep telefonlarınızı uçuş esnasında kapatabilir misiniz? Kemerlerinizi de bağlayın lütfen.
Kendisini uyaran kabin memuruna tebessüm ederek başını salladı ve yazdığı maili hızlıca bitirip, gönderdiğine emin olduktan sonra kapattı telefonunu. Bir saatlik yolculuğun ardından koridordan hızla çıkmaya çalışırken ayakkabısının topuğu takılınca önceki deri ceketliye çarptı. Uzun boylu adam arkasını dönüp ona baktı. Sıkışıklıktan dolayı çok yakınlardı. Maskesini indirip biraz yaklaştı Soojin'e.
-İsteseydin numaramı verirdim. Böyle ucuz numaralara başvurmana gerek yoktu.
Soojin yüzünü buruşturup, kaşlarını çattı.
-Ayağım takıldı. İlerler misiniz lütfen.
Deri ceketli adam yoluna devam etti. Soojin, onun sırtından bile alıyordu güldüğünü. Sesini çıkarmadı. Telefonuna gelen bildirimle elini çantasına attığında, elinin üstü önceki adama değmişti. Deri ceketli olan başını geri yaslayıp bir yandan gülerken bir yandan da Soojin'e döndü tekrar.