O sabah minik Shinso yine annesinin zoruyla okula gitmek üzere kapının önüne doğru ilerlemişti.
Kapı önüne gelince ayakkabılarını giyen Shinso "acaba bu sefer bana hangi kelimeleri söyleyecekler.." diye içinden geçirdi. Okula gitmek üzere evden ayrıldı.
Boş sokakta iki minik elini cebine koyan Shinso "her zaman ki gibi hava çok soğuk" diye içinden geçiriyordu.
Hava çok soğuktu ve minik Shinso üşümeye başlamıştı. Aniden Shinso'nun minik burnuna bir damlacık kondu, yağmur yağıyordu. "Yağmur yağacağı çok belliydi, off gene berbat bir gün beni bekliyor sanırım" diye içinden geçirdi. minik Shinso'nun etrafını artık olumsuz bulutlar sarmıştı sanki. Shinso'yu mutsuz bir hayata yönelten çevresiydi Shinso'yu bu kadar mutsuz yapan arkadaşlarının baskısıydı...
Okula varan minik Shinso kızarmış burnuyla okulun içine girip sınıfa doğru yavaş yavaş ilerledi. Sınıftan içeri adımı atar atmaz bütün gözler Shinso'nun üstüne çöktü. Shinso tepki vermiyordu, çünkü artık alışmıştı adeta ölü bir ruh sadece hareket eden bir beden gibiydi...
Sırasına geçen Shinso çantasını yerleştirip kitaplarını çıkarırken yan masadan kendisi hakkında konuşulan konuları çok net duyuyordu "gene aynı sınıf değişen bir şey yok.." diye içinden geçirdi minik Shinso. 8 yaşında olan Shinso'ya bu düşünceler çok ağır geliyordu fakat artık alışmıştı..
Dersi her zaman ki gibi boş düşünceler içinde dinleyen Shinso bir an önce eve gitmek için sabırsızlanıyordu. Hoparlörden bir zil sesi geldi o da neydi eve gidiş saatleri gelmişti.
Minik burunlu Shinso zil çaldığı için sevindi ve heyecanla çantasını alıp hızla sınıfın kapısına adımlarını attı. Tam çıkacakken aniden durdu. Yan masada onun hakkında konuşulanları duyuyordu.. "Shinso kesinlikle kötü adam olucak onu bu okuldan atmalılar bence."...
Shinso sinirle dişini sıktı ve aniden patlamış bir bomba gibi bağırmaya başladı "BENDEN NE İSTİYORSUNUZ HABİRE ARKAMDAN KONUŞUYORSUNUZ ASIL KÖTÜ ADAM OLAN SİZLERSİNİZ BEN DEĞİL!" diyen Shinso hızla kapıyı açarak sınıftan çıktı.
Bir koluyla göz yaşlarını silen Shinso bir yandan da hızla koşarak okul kapısına gitmeye çalışıyordu. Ve aniden bum diye bir ses geldi Shinso birine çarpmış ve yere düşmüştü. Duyduğu kelimelerle gözlerindeki son parıltılar kaybolmuştu...
"Lütfen beni hipnoz etme lütfen bana zarar verme.." Shinso o kelimelere karşı şok olmuştu herkes ondan bu kadar çok mu korkuyordu onun için adeta kara bulutlar üstüne çökmüştü..
Ayağa kalkıp başını önüne eğip adeta ruhsuz bir varlık gibi yürüyordu.. Bir yandan yumruklarını sıkıyor bir yandan bir kaplumbağa gibi okuldan çıkmak için adımlar atıyordu. Kapıdan dışarı adımını atınca üstünden büyük bir yük kalkmış gibi rahatlamıştı.
Eve gitmek için sokak arasına giren Shinso mutsuz ve sanki hayattan soğumuş biri gibi ilerliyordu sanki boşluğa adım atıyormuş gibi...
Nefes almakta zorluk çekiyordu, sanki göğsüne bir hançer saplanmış gibi umutsuzdu. Gözlerindeki son parıltıyı kaybeden Shinso insanlardan nefret etmeye başlamıştı bile...
Ayağı taşa takılıp yere düşmüştü Shinso. Pantolonu yırtılmıştı ve kanayan bir yara vardı. Sinirle ayağa kalkan Shinso ordaki çöp kovasını tekmeleyip deli gibi boşluğa koşarmışcasına koştu sadece koştu...
İnsanlar ona deli dercesine zalimce bakıyordu koşarken çantasını taşlı yere fırlatan Shinso'nun adımları dahada hızlanmıştı. Artık bomboş bir sokak arasına gelmişti...
Korkuyordu.. hemde çok korkuyordu... Dizlerinin üstüne çöktü, nefes nefese kalmıştı. Elleriyle başını avuçladı ve göz yaşlarına hakim olmaya çalıştı...
O tıpkı patlayan bir volkan gibiydi. Ayağa kalktı ve etrafına baktı ve o an anladı.. kaybolmuştu... O anda gözleri önündeki parlayan sarı saçlarıyla limon sarısı gözleriyle keskin gülümsemesiyle ona bakan kıza kaydı ona elini uzatmış ve sanki ona gelmesini emredercesine bakmıştı acaba o kız kimdi çok merak ediyordu...
**merhaba bu benim ilk kitabım TwT umarım ilk bölüm hoşunuza gitmiştir qvq hatalarım farsa özür dilerim.. Şimdilik görüşmek üzere 💛💜💚💙**