1

681 43 5
                                    

Gözlerini açtığında yanında az önce yarınlar yokmuş gibi seviştiği gizli sevgilisini bulamamıştı. Aniden kalktığında dönen başını yok sayıp yavaşça mutfağa ilerledi. üstünde sadece bornozla ona kahvaltı hazırlayan Aşkın'ı gördü. Arkadan sarılarak boynuna bir günaydın öpücüğü kondurdu.

'İşe geç kalma diye kahvaltını hazırlamak istedim. Haydi giyin üstünü' Aşkın, onunla Sinem'den çok daha fazla ilgileniyordu. Kız da haklıydı, rating rekoru kıran bir dizi varken yaşlı ve kel bir adamla mı vakit geçirecekti? Yine de Sinem Kıvanç'a vakit ayırıyor, yılbaşlarında, repo günlerinde gecelerine romantik başlayıp ateşli bir şekilde bitiriyorlardı. Bu özel zamanlar Kıvanç'a Sinemin esmer güzeli partneri Taner'i az da olsa unutturuyordu. Çok kıskanıyordu Taner'i. Sinem'i, Truvalıların uğruna savaştığı Helen'den bile güzel olan sevgilisini, asla ona kaptırmak istemiyordu

Ama Aşkın... Aşkın Kıvanç'tan 5 yaş küçüktü. Kıvanç'ı çok seviyordu. Sinem'in gözlerinde gördüğü çocuksu masumiyeti Aşkın'da göremiyordu. Fakat bunun bir bedeli vardı. Aşkın, Kıvancın Sinemden ayrılmasını istiyordu. O da haklıydı ama bu çok zordu. Yine Aşkın'ın mavi gözlerine bakarken işe geç kaldığını fark etti. Hızlıca hazırlandığı sırada kapının zili çaldı. Gelen postaydı

'Aşkın Uzunlar?'

'Buyurun benim'

'Aşkın Bey, kredi kartınız... şurayı imzalamanız gerekiyor' ayrıca Aşkın bir lojistik firmasında üst düzeyde çalışıyordu dolayısıyla Kıvanç'tan zengindi. Gerçi herkes Kıvanç'tan zengindi. Aşkını izlerken Kıvanç'ın telefonuna mesaj geldi. Ablasıydı.

*nerede kaldın? Yine o adamla birlikteysen gebertirim seni* ablasının can sıkıcı mesajına derin bir nefes vererek görmezden geldi ve telefonu kapattı. Masanın üstündeki portakal suyunun son yudumunu bir dikişte bitirirken Aşkının yanına geldi. 

'Ben çıkayım, bekliyorlar' Aşkının dudağına tutkulu bir öpücük bırakarak ondan ayrıldı. 

Sinem yüzünden tanındığından beri magazinciler onu görür diye Aşkından ayrı saatlerde evden ayrılıyordu. Sevgilisinin ondan ünlü olması içten içe Kıvancı sinir etse de bazen kaymağını yiyor, CAS'a daha çok izleyici ve öğrenci geliyordu. Bu refah, Sinemin bir dediğini iki etmemesine sebep olduğunda kızın bakışlarında bir rahatsızlık sezdiğinin farkındaydı. 

Sinem çatışma seviyordu. Karşısındaki erkek kolayca onun emrinde olmamalıydı. Bunun için uğraşmalıydı. Onun bu tarafını en çok tetikleyen kişi ise Kıvanç değil, setteki partneri Tanerdi. Dizi başlayalı birkaç hafta olmasına rağmen Tanerin samimi kişiliği Sinem hariç herkese iyi gelmiş, Sinem'inse içinde bir şeyleri inşaa etmişti. Tanerle o da anlaşıyordu. Hatta setteki çoğu kişiden fazla. Tanerle yapım binasında tanıştıkları ilk hafta gözlerindeki karanlığı görmüştü. O günden sonra Taner ve Sinem sette bir bütün olmuşlar, yakınlıkları ikisinin tek karavanı seçmesi boyutuna gelmişti.

Setin ilk günü onu tebriğe gelen çakma sarışın sevgilisi Ece ise tam bir fiyaskoydu. tüm gün Tanerin yanındaydı. Set arkadaşlarından Hazal'ın Ecenin Tanere maymun gibi yapışmasını izlerken 'bu ne ya' diyerek güldüğünü görmüştü. 

Sinemin hayatında her şey çok hızlı olmuştu. Üniversiteden mezun olunca bir televizyon dizisinde iyi bir rolle kariyeri başlamıştı. Aynı dizide rol arkadaşı Arzu'nun kendi tiyatrosunda çalışmasını teklif etmiş, Sinem de tiyatro sevdasına yenik düşerek bu teklifi kabul etmişti. Zaten Kıvançla da orada tanışmıştı. Kıvancın üstün yazarlık yeteneği ve bilgisi Sinemin ondan etkilenmesine sebep olmuş ve böylece arkadaşlıkları aşka dönüşmüştü. Tanerle de şu an çok iyi arkadaşlardı. 

Sinem öğle arasında sigarasından son nefesini çekerken uzaktan Tanerin Eceyle olan kavgasını izliyordu. bu kavgalara daha önce çok şahit olmuştu. Taner de alışkın olduğundan Ecenin haykırışlarını dinlerken arada Sineme göz kırpıyor, gülümsüyordu. Çapkın mıydı bu adam?

Telefon konuşması bitince koşarak Sinemin yanına geldi.

'Çok beklettim mi?'

'Seni beklemiyordum' Sinem her zamanki ters cevaplarından birini vermişti. Taner ağzının kenarıyla sırıtırken hastaneye yürümeye devam ettiler. Sinemin telefonuna mesaj gelmişti.

*akşam bana gelsene, kuru fasülye pilav yaptım* mesaj Kıvançtan gelmişti. bu adamın aptallığı tutuyordu yine, bir de yanına soğan koysaydı tam olurdu. Benim yemek yapamadığımı kendi köylülüğüne fırsat bilip hava atıyor, dedi Sinem içinden. 

'Neden kaşlarını çattın? Kötü bir şey mi oldu?'

'Hiç'

'Hiç dediğine göre Kıvanç olma ihtimali yüksek' Taner yıllar önce konservatuarda, onun üst sınıfında olduğu ve zorbalık yaptığı için Kıvanç'tan hiç hazzetmiyordu. Sineme baktıkça bu güzel kızın o adamla harcanmasına da çok üzülüyordu

*

Yoğun çalışma, fanların etrafını sarması, akşam tiyatro Sinemi çok yoruyor fakat bu yorgunluk ona mutluluk veriyordu. Akşam eve geldiğinde kafasını yastığa koyar koymaz uyuyakaldı. Bu yorgunluk işine gelmiş, Kıvançla akşam yemeği yemekten kurtulmuştu. Bazen bu adamdan kurtulmak istiyordu. Yeniden eskisi gibi özgür ve yalnız olmak... Sonra bu özgürlüğünün kırmızıya boyandığını hayal ediyordu Sinem. Taner tarafından. Ama bu imkansızdı. Dağların yürümesi kadar imkansız. onunla olmazdı.

Tanerin çok kez Ece yüzünden üzüldüğüne şahit oldu. İstese Eceyi bırakabilirdi. Ama bırakmıyordu işte. Sinem de Kıvancı bırakamıyordu. işte Tanerin Sinemin içinde inşaa ettiği şey buydu. Hayal kırıklığı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UzaktanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin