"Bay Park, bugün için yemek randevunuz var. Önce şirkete gideceğiz sonra da oraya. Ondan önce gitmek istediğiniz bir şey var mı?"
"Kahve alalım lütfen Baekhyun." Arabayı normal hızda sürerken aynadan bana bakan gözlerine baktım. "Gece uyuyamadım, endişelenme iyiyim ben tamam?"
"Peki efendim.. ama bu aralar çok yoruluyorsunuz ve ben.. sizin için fazlasıyla endişeleniyorum." Omzuma dokunduğunda gülümsedim. "İyiyim dedim Baekhyun, endişelenme. Fazla yoruluyoruz o kadar. Bir de çocuklar..."
Evet çocuklar... Şu andan itibaren kırka ayak basmış benim aşk hikayeme şahit olacaksınız. Kim diye sormayın anlamış olmanız gerek diye düşünüyorum.
Kahve dükkanının önüne geldiğimizde durdum, ben inmeden kendisi indi. "Ben alır gelirim, şurada ki banklara otur hadi." Arabayı kilitleyip büyük ağacın altındaki banka oturdum.
Kısa süre sonra yanıma geldi, kahveyi uzattı. "Çok sert değil, sevmiyorsun." Biliyor, en azından bunu biliyor.
"Annen nasıl oldu? Biraz daha iyi değil mi?" Onayladım, kahveden bir yudum aldım. Yüzde elli sütlü, en sevdiğim. "İşlerimiz bittiğinde ziyarete gidelim, birlikte." Bak bana birlikte deme işte, daha da umutlanıyorum böyle.. aptal sırık adam.
"Peki efendim.. bu arada Bayan Kang ile aranız düzeldi mi? Çocuklari alıp Sehun'un yanına götürebilirim." Bardağı bankın üstüne bıraktı. "Kesinlikle olmaz! Luhan neyse de.. Sehun, biliyorsun. Çocuklardan da beter. Aptal çocuk. Evlendikten sonra bile nasıl böyle haylazlıklar yapar?" Kime çekmiş acaba...
"Tüm işlerimiz akşam altı gibi bitecek, sonrası için eklememi istediğiniz birşey var mı?" Kahveyi iki eliyle tutup bana baktı.
"Seninle konuşmak istiyorum?" "Ne?" Ne demek senle konuşmak istiyorum? Biz üç yıldır insan gibi konuşmuyoruz nasıl, şimdi, birdenbire konuşalım?
"Duydun işte.. üç yıldır adam akıllı seninle konuşamıyorum. Sanırım konuşmaya ihityacımız var değil mi? Hem içeriz de ne dersin?" Geri zekalı adam ben asla içemem! Herşeyi hatırlıyorsun ama bunu nasıl unutursun?
"Peki efendim.. Tıplantı saati yaklaşıyor, hızlıca gitmemiz gerek." Aynı anda ayağa kalktığımızda ceketimin kolundaki düğmeden tutmuş yere bakarak gülümsemişti.
"Biraz daha böyle kalalım, hm?" "A.. aniden neden-" Kolumdan çekip sarıldı, saçımı okşarken elini belime attı. "Biraz duralım.. gücüm kalmadı, toplamam gerek." Ellerim uyuşmuşken sadece kokusunu algılayabiliyordum, sadece tatlı parfümsüz kokusu...
İşte gördünüz yani.. bu on yedi yıllık aşkımın en güzel günleri. Asıl bundan sonrasında zorlanacağım...
Sonunda yazdım :)))))))
Seme Baekhyun çok istiyordum, siz sever misiniz?
Umarım hoşunuza gider~
Şu an hala yatıyorum, kalkıp Almanca çalışmam gerek 40 sayfa falan sınavlar da var😃
Ama olsu~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Concervaiton's Love Chanbaek ✔
FanfictionEvli ve çocuklu patronumdan hoşlanmam hiç etik değildi. Ancak bu konuda yalnızca ben zorluk çekmiyordum... ⏩18.4.21 🔚5.8.21 }Angst{