Hoseok, yatağında öylece uzanırken saatin çoktan gece yarısını geçtiğini fark ederek telefonuna eline aldı. Kısa bir süre sonra Yoongi'nin profiline girip günlük olarak kullandığı mesajlar bölümünü açtı.
Uzun süredir her gün ne yaşadığını, neler hissettiğini ve başkalarıyla paylaşamadığı her duygusunu Yoongi'ye anlatıyordu fakat bunları ne Yoongi görüyordu ne de Hoseok ona anlatmaktan vazgeçiyordu.
''İçeri geliyorum, umarım gözlerime zarar verecek bir şey yapmıyorsundur.''
Jimin eliyle gözlerini kapatarak içeri girdiğinde, Hoseok onun bu haline göz devirip yanındaki yastığı Jimin'e fırlattı. Yüzüyle buluşan yastık, Jimin'in dengesini bozsa da hemen geri toparlanıp Hoseok'un yanına oturdu.
''Yine mi şu adama mesaj atıyorsun?''
Jimin'in Hoseok'un yanındaki telefona işaret ederek sorduğu soruya, Hoseok yalnızca omuz silkip telefonunu yastığının altına ittirdi ve yatarak yorganını kafasına kadar çekti.
''Tamam, tamam... Gidiyorum, iyi geceler.''
Hoseok homurdanarak yattığı yerde yan dönerken, kafasının altındaki telefonunun titrediğini hissederek yeniden doğruldu. Kapıdan çıkmak üzere olan Jimin de dikkatini yeniden Hoseok'a yöneltti.
''Telefonum çalıyor.''
Jimin şaşkınca yastığına bakan Hoseok'un bir şey yapmayacağını anladığında, yanına giderek yastığı telefonun üzerinden kaldırıp ekrana baktı. Bir şey söylemeden telefonu eline alıp Hoseok'a uzattığında, Hoseok gözlerini birkaç kez kırpıştırdı.
''Min Yoongi beni mi arıyor?''
Jimin, Hoseok'un sakinliğinin şoktan olduğunu bildiğinden kahkaha atıp gelen görüntülü aramayı kendisi cevapladı fakat görünürde çok da bir şey yoktu. Hoseok'a eliyle susmasını işaret edip yanına oturdu ve onun da görebilmesi için telefonu aralarına uzattı.
''Yine mi şu hesaptan gelen mesajları okuyorsun? Yapman gereken daha önemli şeyler var, biliyorsun.''
Hoseok, yalnızca tavanı ve Yoongi'nin kafasının küçük bir kısmını görebilse de gelen sesleri oldukça net duyabiliyordu ve orada bahsedilen kişinin kendisi olduğunu düşünmek bile kalp atışlarını hızlandırmıştı.
''Onlar beni seviyor Joon ve bana attıkları mesajlar... Bunlar hayatta sahip olduğum en değerli şeyler.''
Jimin, göz ucuyla Hoseok'un hala hayatta olup olmadığını kontrol ederken Hoseok da Jimin'in kendisine baktığını fark edip konuşacaktı ki Jimin hızla ağzını kapattı.
''Hayranlarına fazla zaman harcıyorsun. Kim olduğunu hatırla ve müziğini yap.''
Min Yoongi, bu kez cevap vermemişti fakat Hoseok, onun kafasını iki yana salladığını savrulan saçlarından tahmin ediyordu.
Yoongi bir şey demedi, karşısındaki adam da susmuştu. Sessizce geçen birkaç saniyenin ardından hızlı bir kapı sesi ve Yoongi'nin sesli bir şekilde soluk verdiği duyuldu.
''Bu adam beni öldürecek, keşke-''
Hoseok, koltuğuna iyice gömülüp telefonunu eline alan Yoongi'yle göz göze geldiğinde nefesinin kesildiğini hissetti.
Çok uzaklardan Jimin'in sesini de duyuyordu fakat cevap verecek gücü kendinde bulamıyordu. Yavaş yavaş gözlerinin de kararmasıyla daha fazla dayanamayıp kendisini karanlığa bıraktı.
××