•BİRİNCİ BÖLÜM• En Kalabalıktaki En Yalnızlara
Bugün deniz biraz durgundu. Nisan ayının başlarındaydık. Havalar ısınmış, ağaçlar çiçek açmış, insanlar dışarı akın etmişti. Sahilin her tarafı insan kaynıyordu. Ailesiyle gelenler,sevgilisiyle gelenler,arkadaşlarıyla gelenler vardı. Bazıları ise yalnız gelmişti.
Benim gibi
Kafamı gökyüzüne çevirip bana hiçbir şeyin gökyüzü ve deniz kadar huzur veremeyeceğini düşünüyorum. Çocukluğumdan beri maviye aşık biri olmuştum . Telefonumdan gelen müziği değiştirip huzurla gökyüzünü izlemeye devam ediyorum. Şarkı dinlemek bana ayrı bir huzur veriyor. 'Her yüreğin rahatlamak, huzur bulmak için çekildiği bir köşesi vardır.' demiş Halil Cibran. Ben müzik dinlerken ya gökyüzünü ya da denizi izlerdim. Zaten dünyadan soyutlandığım, huzur bulduğum tek an da buydu ya. Bu huzur ne kadar sürdü bilmiyorum. Hava hafiften kararmış, insanlar yavaş yavaş sahilden gitmeye başlamıştı ama ben kafamı çevirmeye bile tenezzül etmedim.
Geleceklerdi çünkü biliyorum.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum.
Ne kadar saat, kaç dakika, kaç şarkı... Önümden kaç insan geçti mesela ilgilenmiyorum. Sanki gökyüzünde değişik bir şey varmış gibi sadece gökyüzünü izliyorum saatlerce.
Sonra şarkıyı da duymamaya başlıyorum. Kafamı sağa doğru çevirince yine onları görüyorum.Abimi ve annemi
Sizi çok özlemiştim, nerde kaldınız...
Gözleri dolu dolu, yüzlerinde silik bir tebessüm ile bana bakıyorlar. Sonra her zamanki gibi benimde gözlerim doluyor.
"Anne, abi hoşgeldiniz " diyorum. Annemin tebessümü büyüyor. "Hoşbulduk güzel kızım" gözlerime dolan yaşlar yavaş yavaş yanaklarımdan süzülüyor. Onları elimle siliyorum ve bir yandan da abim ve annemle konuşmaya devam ediyorum;"Sizi çok özledim, beni ne zaman yanınıza alıcaksınız, sizin yanınıza gelmek istiyorum artık." yüzlerindeki tebessüm yavaş yavaş soluyor ve yerini hüzünlü bir ifade alıyor. Hemen sonra abim söze giriyor "Biz gerçek değiliz güzelim, burası senin zihnin"Bunu bende biliyorum...
Ama yine de pes etmiyorum. Annesine oyuncak aldırmak için ikna etmeye çalışan çocuk masumluğuyla onları ikna etmeye çalışıyorum
"Hayır, hayır bak gerçek olmasaydınız şuan sizle konuşamazdım "
Yüzleri iyice asılıyor sonra. Sanki beni kırmadan durumu nasıl idare edeceklerini düşünüyorlar. Bu sefer annem giriyor söze"şuan hayal görüyorsun bebeğim gözlerini kapatıp açtığında biz yok olucaz "
Annemin cümlesinden sonra gözlerimi uzun süredir kapatmadığımı farkediyorum. Anneme yanıldığını göstermek için gözlerimi kapatıyorum ve açıyorum. Korkuyla etrafa bakınıyorum ama yoklar.
Uzun yıllardır olduğu gibi...
Kafamı gökyüzüne çevirip, sanki beni duyucaklarmış ve geri geleceklermiş gibi mırıldanıyorum " beni yine bırakıp gittiniz"
Nolur geri gelin artık dayanamıyorum, günden güne kendimi kaybediyorum.
•••
Arkadaşlar öncelikle merhaba 👋
Bu benim ilk hikayem. Onun için biraz fazla heyecanlıyım.
Lütfen bölümle ilgili görüşlerinizi benimle paylaşın ve yıldıza basın 👉👈
Sorunuz olursa da yorumlara yazabilirsiniz ☺
Bir dahaki bölüm ne zaman gelir bilmiyorum ama en kısa zamanda atmaya çalıcam 🤷♀️
Kendinize iyi bakınn 🙋♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLAN UMUTLAR
Short Story'Asıl canavarlar insanlardır ' demişti bir keresinde annem haklıydı . En kalabalıktaki en yalnızlara ithafen🌿