İki gün boyunca canımız çıkana kadar çalıştık ve sanırım ödülünü güzel alacağız. Hayatımızdaki en güzel gece olursa sevinirim olmazsa tüm grubun ağzına ederim, gerçekten ederim çünkü boğazım acımaya başladı artık. Özellikle Zayn'in boğazını düşünemiyorum şu an..her birimizin ilah gibi sesi var ve ben bu çocukların seslerine teker teker aşığım.
Okulun ayarladığı yer okulun spor salonu ve evet genelde klişedir bir sürü ergen tipik olayları olur. Herkes bir o yana bir bu yana koşuştururken mikrofonları ayarlayan Zayn'in yanına gittim. Sonunda onu yalnız bulmuştum.
"Hey Z," başını kaldırmasıyla oh demesi bir oldu "Yine mi sen amınakoyayım? Sorun ne?" elindeki kablolarla uğraşırken bana alttan bir bakış gönderdi, süremin kısıtlı olduğunu anlamıştım. "Bak konu Harry," derin bir nefes alarak kendimi hazırladım "Bir türlü peşimi bırakmıyor, sanki her an benimle ve beni izliyor gibi hissediyorum. Zayn n-nefes alışım ona bağlıymış gibi hissediyorum ve o-o," boğazım düğümlendi, nefes alamıyormuş gibi hissediyorum ve sanki Zayn bunu anlamış gibi beni doğrultu ve nefes almam için komut verdi. "Daha iyi misin minik kirpi?" başımla onayladığımda devam etti "Bak o her zaman seninle anlaştık mı? Ama artık yoluna bakmalısın L, hayatın onunla çevrili değil. Öleli beş sene oluyor Louis," başımı eğmemle birlikte omzumu sıktı.
"Harry'nin senin sürekli üzülmeni isteyeceğini zannetmiyorum, senin yüzünden ruhu ya acı çekiyorsa şu an? Onu da düşün dostum," yumruklarımı sıktım, haklıydı. "Her ne olursa olsun Harry'yi kalbimden atamayacağımı biliyorsun dimi, Z? Ben ona onu sevdiğimi bile söyleyemedim," yanağımdan akan sıcak sıvıyı hissedince ani bir hareketle başımı eğip elimin tersiyle yaşı temizledim ve gülümseyerek Zayn'e tekrardan baktım "Her neyse, çalışmamız gerek bugün büyük gün. Belki Danielle ile ayrılırız burdan," dedim zoraki sırıtmaya çalışarak. Zayn hemen sırıtmaya başlamıştı "Senin için en iyisi olur bebeğim," başımı sallayarak yerdeki koliyi aldım ve spor salonundan çıktım. Sürekli anılar zihnime hücum ediyordu ve hepsi onun hakkındaydı. Zamanla yüzünü unutmaya başlamıştım ve ardından sesini ama her zaman onun kokusunu hatırlatan şeyler karşıma çıkıyordu ve yine ona dalıyordum. Çocukluk aşkım ilk başta benden uzaklaştı sonraysa öldü. Zayn'in de dediği gibi ölümünün üstünden beş sene geçmişti, neden hala atlatamadım? Harry Edward Styles.. her güzel ve her kötü anım ona ait. Benim minik Edward'ım. Küçükken edindiğim bir alışkanlığım vardı, Harry'nin yeşil gözlerini bana hatırlattığı için sürekli yeşil elma yerdim. O zamandan bu zamana kadar devam eden bir alışkanlık bu, asla son bulmayacakmış gibi.
Ona olan sevgim yüzyıllarca yaşayan bir ağaç gibi.. yaprakları solar ve dökülür ama ardından tekrar güçlü bir şekilde yeşerip etrafa hayat saçar.
"Harreh," bana bakmasıyla gülümsedim "büyüdüğünde eğer birlikte olamazsak beni unutmazsın dimi?" minicik eliyle omzuna vurdu. "Hayır, şapşal! Seni unutabileceğimi nerden çıkardın?! Beynim seni unutsa bile kalbim unutmaz," dedi bana bakmayı sürdürüp elini kalbinin üstüne koyarak. Bende elimi kalbimin üstüne koydum "Bende futbolcu sözü veriyorum!" dedim gülerek, Harry kaşlarını çatmıştı. "Her şeye futbolu dahil etmesene! İleride senin yüzünden futbolcu olacağım, Loueh," ses tonu beni güldürmüştü. Yaptığım kağıttan gemi bitince ona uzattım "O zaman bu da eğer uzaklaşırsak yanına geleceğim gemi olsun," harry elimdeki kağıttan gemiyi aldı ve yere çömeldi "Bence bu ikimizin gemisi olmalı Louis çünkü biz ayrılmayacağımız için gemiye ihtiyaç duymayacağız. O yüzden şimdi minik gemimiz geziye çıksın, bize güzel yerleri gezdirsin," kağıttan gemiyi önümüzdeki gölete bıraktı. "Bence bu gemiyle tüm dünyayı gezebiliriz, Edward," yere oturunca yanına oturdum ve rüzgarın gemiyi nasıl uzaklaştığını izledim. "Bir sürü güzel anımız olur ve bir sürü yemek yemiş oluruz..ve ben sana kek yaparım gemimizde," annesiyle yeni kek yapmayı öğrenmişti ve sürekli bana sana kek yapacağım deyip duruyordu. Harry ısrarcı olunca çok tatlı oluyordu.. "Neden olmasın minik Harreh! Sonra bende teşekkür olarak seniiiiii öperimmm!" yanağını öpmemle birlikte dudaklarının arasından ufak bir kıkırdama döküldü. "Beni her zaman öpeceksen her zaman kek yaparım bende. Hemde çikolatalı," serçe parmağımı ona uzattım "O halde sen kek yapıyorsun ve bende seni sürekli öpüyorum, anlaştık mı?" gülümseyerek başını salladı ve serçe parmaklarımızı birleştirdi "Anlaştık Loueh," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect Now || L.S.
Fanfiction"Tüm bu karanlığın arasında yolumu aydınlatıyorsun, Louis."