Merhaba sevgili okuyucu. Bu kitap bir hayran kurgu kitabıdır. Ship sevgili olayları yoktur. Belki ileriki bölümlerde olur. İlk bölümü okumadan önce kitap hakkında bilgilerin olduğu bölümü okursan sevinirim. İyi okumalar :)
Merhaba size kendimden biraz bahsetmiştim ama adımı söylemeyi unutmuşum ben Ningning. 2075 yılı çok karanlık bir yıldı. İnsanlar gölgesiz topluluğu tarafından öldürülüyordu. Annem ve babamda bu yüzden aşırı çalışıyor. Bazen eve gelmiyordu. Ama bakıcım vardı. Annem ve babam çok güveniyordu bu kadına. Gerçekten iyi biriydi. Annem ne yapıyorsa aynısını yapıyordu.
Bkc: Ning tatlım benim dışarı çıkmam gerek sen sakın çıkma tamam mı? Birde annenin kuralını hatırlıyorsun değilmi Haber programı izlemek yok.
Ng: Tabiki çıkmam meyak etme.
Bkc: Sana güveniyorum.
Gülümsedi beni öptü. Ve çıktı. Çıkaar çıkmaz TECK i aldım (bir robot bilgisayar gibi çalışıyor ama konuşuyorda)
Ng: TECK açıl.
T: Evet efendim
Ng: Bana Korede sabah adlı programı aç.
T: YÜkleniyor yüzde beş Yüzde seksen Yüklendi.
Ng: Afeyim.
Açmış izliyordum ki içimi burkan bir şey gördüm. TECK den gelen ses şuydu.
T: Bir son dakika gelişmesiyle karşınızdayız sevgili izleyiciler. Şehrimizdeki hastaneler bombalandı. A, B, D ve E hastanesinde pek bir zarar yokken C hastanesi tamamen çökmüş durumda. Hastanede sağ kalan kimsenin olmadığı belirlendi.
Elimdeki oyuncak isteğim dışında yere düşmüştü. Duymamla gözümdeki yaşların yer çekimine kendini bırakması bir olmuştu. Bağırıp çağıramıyordum. Sadece ağlamak geliyordu elimden. Birden kendimi çok yorgun hissediyordum. Oysa sadece 5 yaşında bir çocuktum. Ama duyduğum şeyler 5 yaşnda bir çocuğun duyması gerekenler değidi. İçeri onun girdiğini gördüm bakıcımın.
Bkc: Bak Ning en sevdiğinden ald-
Benim ağladığımı görünce lafını yarıda kesti ve beni kucağına aldı bana o kadar sıkı sarılıyordu ki bir an annem sandım onu.
Bkc: Zor biliyorum ama hepsi geçecek. Ben seni asla bırakmayacağım.
Ng: Beni asla bıyakma. Ben çok koykuyoyum.
Bkc: Ben burdayken sana kimse birşey yapamaz.
Ona sıkıca sarıldım. Ama kulağımın dibinde patlayan bir bomba vardı sanki.
Ng: Bayan Yong.
Kafamı omuzundan kaldırıp yüzüne baktım. O zaman uyuduğunu sanmıştım.
Ng: Uyudun mu?
Bir adam beni onun elinden aldı.
Adm: Merhaba küçük kız. Bizimle geleceksinziz.
Ng: Bıyak beni.
Elini ısırdım.
Adm:Ç Sana şimdilik birşey yapmayacağım. Ama herşeyi unuttuktan sonra çok iyi bir gölgesiz olacaksın.
Konuşmuyordum. Kocaman bir binaya gittik. Bir sürü çocuk vardı. Bir sürü.
Adm: Merhaba sevgili çocuklar şehirdeki son çocuğuda buraya getirdiğimize göre artık işleme başlayabiliriz.
Bana yanlışıkla söylediği şey hafıza silme.
Adm: Ailelerini geri isteyenler lütfen kutunun içine elinizdeki eşyaları bırakın.
Herkes kalkıp oraya birşey bırakmıştı adam kıyafetlerimiz dışında herşeyi istemişti. Bende sadece bir toka vardı. Annemin tokası. Bugün sabah tokaları değişmiştik. Onun tokasını çok beğenmiştim. Tokayı kollarımı kaplayan kumaşın içine attım.
Adm: Hey sen çocuk! Sen niye atmadın.
Ng: Bende bişey yok.
Adm: Tamam ama eğer birşey varsa ve atmazsan annen gelmez baban gelmez.
Ng: Lütfen gelsinley. Elimde hiçbiyşey yok.
Ellerimi kaldırıp gösterdim.
Adm: Gelecekler merak etme.
Onların öldüğünü ve ölmüş insanların geri gelemeyeceğini biliyordum. Bizi bir odaya bıraktılar.
Adm: Sana birşey vereceğim bununla odayı istediğin gibi tasarlayabilirsin tamam mı babasının canı.
anlamıştım baba demem gerektiğini.
Ng: Tamam baba.
Adm: Aferim sana çak bakalım.
Eline vurdum ve beni odaya kilitlediğini duydum.
Elimdeki şey bir kaleme benziyordu. Kapağını açmak için biraz çektim. Ama bu şey elimde uzadı. Ve parlayan birşey çıktı. Lui 0.75.89 sürümüe hoşgeldiniz yazıyordu. Evet ailem bana okuma yazma öğretti. AÇ tuşuna bastım ve odanın hologramı çıktı. hologramdaki duvara tıkladım. Ve siyah rengi seçtim. Biraz evimize benzetmiştim. Tek eksiğim 1 bakıcı 1 anne bir baba ve mutlu bir çocuk. Birde fazlam vardı kararsız ve kızgın bir çocuk. Yaklaşık 2 Hafta onlar çağırmadan odamdan çıkmadım. Kapımı biri çalıyordu.Kapıyı açtığımda her zaman karşılaştığım o adam değilde bir kız vardı.
Kız: Mee-me-merhaba içeri gelebilir miyim.
Ben kafamı salladım ve içeri geçmesini işaret ettim.
Kız: Şe-şey ben Karina. Sa-sa sana birşey soracağım. ailelerimize ne oldu biliyor musun?
Kapıyı açıp kapımızın yakınında biri var mı diye kontrol ettim. Kimse yoktu.
Ng: Merhaba Ben Ningning. Ama bana Ning demen yeterli. Sen neler hatıylıyoysun bakalım?
Kr: Ben herşeyi hatırlıyorum. Sen birşey hatırlamıyor musun.
Ng: Sanıyım faykında değilsin ama heykes bir adama baba diyoy.
Kr: Yani onlar mı birşeyler unuttu.
Ng: Evet.
Kr: Şey sen kaç yaşındasın?
Ng: Beş sen?
Kr: Sekiz
Ng Biyaz oyun oynayalım mı? Çok sıkıldım.
Kr: Olur.
Kendimi bir nebzede olsa güvende hissediyordum. Karinayı çok sevmiştim. Artık her gün birbirimizin odasına gidip geliyorduk. Bazen aynı odada kalıyorduk. O benim ablam olmuştu. Luilerimizde daha 10 yaş olduğumuz için birbirimizi arayamıyorduk ama anlaşmanın bir yolunu bulmuştuk. Bir oyunda sadece emojiler var hepsine bir kelime veya harf verdik. Gölgesizler ekibinde dövüş sanat yazılım silah kullanma gibi dersler var bunlarada bütün yaşlar karma olarak sınıflandırma sistemi olduğu için Karinaylada aynı sınıftaydık. Hergün bize birşeyler izletiyorlar yaptırıyorlardı. Odalarımızda yiyorduk yemeklerimizi. Yemek çiplerini alıyor odaya getiriyorduk. BU çipleri makinaya takınca yemek oluşuyordu. İlk geldiğim günün üzerinde 350 gün geçti yani benim doğumgünümdü.Karina o gün bir pasta çipi çalmış ah Karina İyiki tanışmışım senle. O gün müzik açıp odamda dans edip pasta yemiştik. ve iki kişi kapıya gelip bizde katılabilir miyiz demişlerdi. O gün onları kabul etmedik. ama daha sonra öğrendiğime göre Minjeong ve Giselle yani Giselle adını bilmiyor çünkü o dediklerini yapıp herşeyi unutmuş...
Evet ilk bölüm bu kadar eğer 5 oy gelirse atarım yeni bölüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REVOLUTİON/AESPA
Fanfiction2019-2025 Arasında bir virüs çıkageldi ancak ömrü pek uzun sürmedi. İnsanlar bunu dünyanın başına gelen en kötü şey olarak hafızlarına kazıdı. 2075 yılında yani ben 5 yaşındayken teknoloji aşırı gelişmişti. İnsanlar teknoloji yüzünden başımıza birşe...