Bu lanet aşk, senin yüzünden canım yansa bile vazgeçemiyorum

155 21 60
                                    

Taehyung uyanalı 2 saat olmuştu.  İlk iki gün onu uyutmuşları. Şuan da doktor muayene edeceği için odaya kimseyi almamışlardı. Diğerleri hem mutlu hem endişeliydi. Küçük grupları ve birbirlerine olan bağ ve sevgileri onları güçlü tutuyordu.

Jin  not defterini saklamış kimsenin görmemesini sağlamıştı. Şu anlık kimsenin görmemesi daha iyi bir durumdu. 

odadan çıkan doktorla birlikte hepsi doktorun yanında bitti. Doktor elindeki dosyaya bir şeyler yazdıktan sonra yanındaki hemşireye verip gönderdi. Çocuklar endişeyle ve mutlu bir haber vermesi için doktora bakıyordu.

" Öncelikle bay kim'in durumu iyi. Biraz ağrıları olacak ama bunlarda çok normal. Ama küçük bir sorun var" herkes  'sorun' kelimesini duyunca endişelendi. Çünkü ailelerinden birine sorun gelsin istemiyorlardı 

"Ne sorunu doktor bey?" sonunda namjoon merakla konuşunca doktor ona döndü

" Geçici bir hafıza kaybı yaşıyor. Son birkaç ay ne yaşamışsa parça parça hatırlıyor. Hatırlatmak görevi burada size düşüyor beyler. Son birkaç ay içinde ne olduysa ona tekrar yaşatabilir veya anlatabilirsiniz. Yavaş yavaş bazı şeyleri hatırlayacak ama üzgünüm ki bazı anıları tamamen kayboldu. "

" nasıl bazı anıları kayboldu? " jimin'in sorusuyla doktor ona döndü.

"Bazı küçük ve kısa süreli anıları unuttu tamamen. Beyin zaten ileriki yaşlarda bu tür küçük anıları ona unutturur. Yaşlandıkça unutulur bu tür anılar zaten. Ama o şuan kaybetti o anılarını.  Eğer o anılar içinde önemli olanlar varsa ona yardımcı olmanızı tavsiye ederim. Şimdilik bu kadar beyler, görebilirsiniz onu ancak onu yormamak şartıyla. Ve lütfen kısa süreli olsun dinlenmeye ihtiyacı var. Bugün olan değerleri güzel gösterirse 1 hafta içinde hastaneden taburcu olabilir. İyi günler" doktor konuşması bitince arkasına dönüp gitti. 

" yani tae şuan kısa süreli anılarını hatırlamıyor mu? " jungkook'un sorusuyla namjoon kafasını salladı.

"beni dinleyin beyler. Taehyung iyi tamam mı? Şuan hasta ve halsiz olabilir ama iyi ve hayatta. Eğer o anılarını unuttuysa biz de hatırlatırız. Gülümseyin de hep birlikte onu görmeye gidelim. Sakın onun yanında yüzünüzü düşürmeyin" namjoon'un motive edici konuşmasıyla herkes kendini toparlamış ve odaya girmişlerdi. 

Odaya ilk jimin girmiş ve hemen taehyungun yanına koşmuştu. "Taehyung-ah iyisin, bu çok iyi" neşeli çıkan sesiyle şakımış ve taehyungu gülümsetmişti. "Sakin ol jimin ben iyiyim bak bir şeyim yok" ellerini iki yana açarak kocaman gülümsemişti. Diğer üyeler de odaya girmiş hepsi bir tarafta duruyordu. jin kapının hemen önünde taehyunga hafif dolu gözleri ile bakıyor ve bu pişmanlığını arttırıyordu. 

Karşısında solgun yüzüyle, yorgun bakan gözleriyle gülümsemeye çalışan çocuğa baktıkça içi yanıyordu.  Miniği acı çekmişti, hala da acısı vardı ama çaktırmamak için iyiymiş gibi gülümsüyor ve anlatıları dinliyordu. 

"Bizi çok korkuttun velet, bir daha sakın bizden bir şeyleri saklama" yoongi'nin azarlarını işiten taehyung somurtmuş ve oflamıştı. Onun bu şirin haline jin gülümsedi.

 " Yoongi azarlama taehyungu. Hadi çocuklar doktor onun dinlenmesi gerektiğini söylemişti bırakalım da uyusun" jinin sesiyle herkes ona dönmüştü. Ama jin sadece taehyunga bakıyordu. O konuşunca taehyung ona dönmüş ve parlayan gözlerle bakmıştı. Diğerleri onu onaylamış ve geçmiş olsun dilekleriyle odadan çıkmıştı. Jin de tam çıkacakken ardından gelen sesle durdu.

"Hyung!"  arkasına dönüp taeye baktı.  Taehyung hala ona parıltılı gözlerle bakıyordu ve yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. 

"teşekkür ederim"  ne için teşekkür ettiğini anlamasa da jin kafasını sallayıp çıktı odadan.  Diğerlerinin yanına gidip oturdu.

I Can't Let Go Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin