Ben Luhandan önce kalkmış üstümü değiştirmiştim, daha sonra uyuyan bedenin yanına gelip vanilya kokulu saçlarını kokladım çok yavaş ve nazikçe saçlarını okşadım. Luhan aniden gözlerini açtı, ben de şaşkınlıkla onu izledim. "Günaydın Sehunnie~" dedi gülümseyerek. Saçlarını okşadım yavaşça. "Luhan... Sana bir şey demem gerek... Bugün benimle baloncuklu çay içmeye gelir misin?" diye sordum.
Luhan içten bir şekilde gülümsedi.
"Tabii Hunnie, kahvaltıdan sonra gidelim şuan kurt gibi açım ama önce lavaboya gidiyorum sen de kahvaltılıkları çıkarır mısın?" diye sordu. "Tabii... Çıkarayım" dedim ve aşağı indim, buzdolabını açtım ve altına bir tepsi alıp bütün kahvaltılıkları üstüne koydum. Masaya bıraktım ve mutfağa dönüp tabak, çatal ve bıçak aldım. Onları da masaya bıraktım ve kahvaltılıkların kapağını açıp dizmeye başladım. O sırada Luhan aşağı inmişti. Luhan da tabakları önümden alıp yavaşça karşılıklı olarak koydu. Çatalları ve bıçakları da yerleştirdi.
Masaya oturduğumuz zaman kahvaltı ederken Luhan birden bana baktı ve durdu. "Bir sorun mu var Hun? Gergin görünüyorsun?" diye sordu. "İyiyim Han, sadece yorgunumdur herhalde endişelenme iyiyim ben" dedim. "Benim için değerlisin Hun, senin için endişe ediyorum" dedi. "Etmene gerek yok bence, iyiyim" dedim.
Kahvaltı sonrası masayı toplayıp yukarı çıktık, Luhan hızla üstünü çıkarınca birden neye uğradığımı şaşırdım. "Sanırım turuncu kazağımı giyeceğim Sehunnie" dedi sevinçle turuncu kazağı tutarken. "Bence de turuncu... Şey, güzel?" diyebildim. Luhan, içimi ısıtan bir kahkaha attı. "Neden tuhaf davranıyorsun Hun?" dedi gülümseyerek.
"Sana diyeceğim şeyden sonra beni bırakmandan korkuyorum biraz."
Luhan'ın gülümsemesi durdu. "Kötü bir şey değil değil mi? Sehun korkutma beni."
"Benim için iyi olumlu bir şey hatta çok iyi hissediyorum, ama senin için bilmiyorum."
*
Kafeye gelip oturunca derin nefes aldım. "Evet Sehun, nedir seni bu kadar çok geren? Ve benim hakkımda?" diye sordu.
Luhanın masanın üstünde duran ellerine baktım.
"Luhan ben... Sana gül gönderen kişi benim, seni çok seviyorum ama özür dilerim gerçeği söylemedim korktum. Luhan ben kimsesizim seni de, yani ailemi kaybedersem hiç bir şeyim kalmayacak. Bana karşı düşüncen değişebilir Luhan, ama lütfen beni senden mağdur etme. Gerçekten dayanamam."
Gözlerim dolmuştu, sevdiğim adamı kaybetmek istemiyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor ve gözlerimle Luhan'ın her hareketini izliyordum.
Luhan birden sağ eliyle sol elimi tuttu ve sol eliyle gözyaşlarımı sildi yüzünde gülümseme ile.
"Önemli değil Sehun, seni asla bırakmayacağım ne olursa olsun bunu aklından bile geçirme tamam mı? Seni seviyorum sen değerlisin benim için. İyi ki varsın Oh Sehun."
"Sen de, sen de iyi ki varsın Xia Luhan."
.
.Evet ani olmuşsa özür dilerim ama cidden artık bu kurguya nasıl devam edeceğimi bilemez oldum bu kurguyu bugüne kadar severek takip eden herkese teşekkürler ve özür dilerim ama cidden kurgu boka sarsın istemiyorum saçma sapan haller almasından korkuyorum bu yüzden hepinizden özür dilerim çok çok istenirse küçük bir özel bölüm atarım sizi kırmak istemiyorum çünkü, onun dışında hepinize teşekkür ederim perilerim! İyi geceler!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Roses ℘ HunHan Texting (Tamamlandı)
Fanfiction❝Beyaz güllerin anlamını biliyor musun, Luhan?❞ ⚘Yayımlanma; 12.05.2020 17:26 ⚘