13$

1.4K 125 77
                                    

UYARI!

bölüm başında birazcık öpüşme var öyle detaylı bir şey değil ama yine de ben haber vereyim okumak istemeyen olur, oruçlu olan olur vs.
yeniden yazıdan çok ahım şahım bir şey beklemeyelim tşkkrlr.

eveettt millet buyrunuz yeni bölüm
👇👇👇

umarım beğenirsiniz.oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın öptümm


iyi okumalaar 🤸💚



●●●















Donghyuck Mark'ın kucağında olan bacaklarını daha rahat bir pozisyona getirip telefonuna bakarken konuştu.

"Mark gıdıklanıyorum oynama." dedi.

Mark ise onu duymamış bir şekilde kucağındaki bacaklar üzerinde bir elini gezdiriyor diğer eliyle de telefonunu tutuyordu.

Neredeyse yarım saattir kanepe de oturmuş telefonlarıyla oynuyorlardı.Komik bir video bulduklarında birbirlerine gösterip gülüyorlardı. İkisi de bu durumdan şikayetçi değildi.

Mark elini biraz daha yukarı çıkartıp okşayınca Donghyuck ayağını kaldırarak Mark'ın bacağına vurdu.

"Ah Hyuck bacağım acıdı."

"Huylanıyorum dedim ne diye yukarı çıkıyorsun." dedi Donghyuck yanaklarını şişirerek.

"Ne yapabilirim sen uzattın bacaklarını? Ayrıca hoşuma gidiyor devam et demiştin." dedi Mark ve güldü. Donghyuck ise gözlerini devirip uzandığı yerde daha çok yayıldı ve renkli çoraplarının bulunduğu ayaklarını sallayarak Mark'ı sarstı.

Mark hareket eden ayakları durdurmaya çalıştı ama başaramayınca bacaklarından yuttuğu gibi Donghyuck'u kendine çekti ve omuzlarından tutarak dik bir konuma getirdi.

"Mark! Dur! Oyuna girecektim tam!" dedi Donghyuck ve çekilmenin etkisiyle elinden düşmek üzere olan telefonu sıkıca kavradı. Mark Donghyuck'u biraz daha kendine çekerek bacaklarını belinin iki yanına koydu. Donghyuck neredeyse kucağında oturuyordu.

"Hak ettin bunu." dedi elini Donghyuck'un beline yerleştirirken. Donghyuck sinirli bir ifadeyle Mark'ın suratına bakmaya devam ediyordu. Elindeki telefonu koltuğa koydu ve ellerini Mark'ın suratına çıkarttı.

"Hmm hak ettim demek.Peki başka ne hak ediyorum Hyungie" dedi ve suratını Mark'ın yüzüne yaklaştırdı.

Mark'ın bakışları Donghyuck'un dudakları ve gözleri arasında giderken konuştu.

"Donghyuck...ne yapıyorsun?"

"Bilmem ne yapıyorum Mark hyung?" dedi ve burunlarını birbirine değdirdi. Mark Donghyuck'un belindeki ellerini daha sıkılaştırıp onu kendisine çekti.

Donghyuck Mark'ın yanaklarında ellerini gezdiriyordu. Mark'a biraz daha yaklaştı. Mark biraz eğilerek neredeyse dudakları arasındaki mesafeyi sıfıra indirmişti ki Donghyuck kıkırdayarak kendini geri çekti.

"Hyung böyle şeyler yapmamalısın." Ellerini Mark'ın yanaklarından saçlarına çıkartmış oynuyordu.Mark yeniden yaklaşıp öpmeye çalışınca daha da geri çekildi.

"Donghyuck geri çekilme!" dedi Mark bıkmış bir tonda ve yeniden yaklaştı.Donghyuck kendini bir kez daha çekince belini sıkıca kavrayarak Donghyuck'u koltuğa yatırdı.

"Hyung ne yapıyorsun? Kalsana üzerimden.Dur dur gıdıklanıyorum!"

"Geri çekilme dedim değil mi sana?" dedi Mark bir yandan da Donghyuck'un yanaklarını öpüyordu.Donghyuck kahkahalarının arasında konuştu.

the password |markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin