1

378 2 0
                                    

Kurguyu olduğu gibi, bütün bölümleriyle yazmayacağım için bölümler eksik ve alıntı şeklinde de olabilir. Yani 2. bölümden 15. bölüme atlayabilir, bir sırası olmayacak. Baştan belirtmek istedim. İyi okumalar <3

.

.

"Minhyuk dükkanı devretmiş." dedi Jimin. Adımlarımız dövme yaptırdığımız dükkana doğru giderken, ellerini serseri bir şekilde ceplerine koymuş ve gözlerini devirmişti. "Yani, piercingi sana bir başkası yapacak. Bunu yapmak ister misin? İstersen başka bir yer bulabiliriz?"

Omuz silktim. Üzerimdeki deri pantolonun kırışıklıklarına bakmış ve siyah kot ceketin kanatlarını çekiştirmiştim. Kim olduğu önemli değildi. Aklımda, yeni açılacak olan alışveriş merkezinin planları dolanıp duruyordu. Zihnim yorgundu ama yaptırmak istiyordum. Bir başka mekan aramak için fazla da bitiktim.

Bu nedenle, "Sorun yok." dedim. "Sadece bir göbek piercingi sonuçta. Ayrıca yeni gelenlerin de Minhyuk kadar titiz olduğunu tahmin ediyorum."

"Sen bilirsin."

Jimin, alt dudağını büzüp, benim gibi omuz silktiğinde, cam duvarlı dükkanın önüne gelmiştik. Kapıyı tanıdık çan sesiyle açtı ve ben de kapıyı tutarak arkasından girdim.

Gece saat sekiz civarlarıydı. Hava hafif serindi ve çoktan ortalık kararmıştı. Deri koltukların üzerinde bir kaç kişi oturmuş, dövme kataloglarına bakarken görmüş ve yeniden Jimin'e dönmüştüm.

"Vay be. Bu saatte hala müşteri var ha?"

Jimin, onaylayarak başını salladı. "Degil mi? Şüphelerimi geri alıyorum. Belki de yeniler işinde daha iyidir."

İkimiz de birlikte boştaki koltuklara oturduğumuzda, kapılardan birinden bir kız ve oğlan çıkmış ve kız ellerindeki siyah plastik eldivenleri çıkartıp, çöpe atmıştı. Çocukla samimi bir şekilde konuştuktan sonra, sırtını patpatlamış ardından genç çocuk kasaya doğru ilerlemişti. Kaşına piercing yaptırdığı belliydi. Yeni olduğu için, çevresi kıpkırmızıydı.

Ardından kız bizi fark edip gülümsemiş ve yanımıza gelip "Merhaba." demişti. Jimin ile el sıkışıp, benimle de aynı şekilde tokalaştıktan sonra, "Ben Hyejung. Sizin için ne yapabiliriz beyler?" diye ekledi.

"Ah," dedim. "Göbek piercingi ve bir de..." Jimin'i gösterdim. "Kaş piercingi vardı."

"Anladım." dedi kız gülümseyerek. "Fakat benim başım oldukça dolu." Kaşları ile arkasında koltukta oturan kişileri gösterdi. "Sizinle Taehyung ilgilenir büyük ihtimalle. Gerçi Yoongi'nin işi çabuk biterse, işiniz sadece on beş dakika sürer."

"Anlaşıldı." dedi Jimin başıyla onaylayarak. Kız yanımızdan bir başka müşteri ile giderken, yeniden koltuklara oturmuştuk.

"Tatlı." dedi Jimin kızın arkasından. "Küçücük ama vücudundaki dövmeleri gördün mü?" diyerek bana döndü.

"Sadece cüsse olarak küçük Jimin. Yirmi yaşını aşmıştır o." dedim dergilere şöyle bir bakarken. O ise "Haklısın." demiş ve mekanın neon ışıkları yüzüne vururken, geriye yaslanmıştı.

Dediğim gibi, listedeki bi çok keşkenin üzeri çiziliydi. Aşk istediğimiz için bunu barlarda ya da kulüplerde aramadık.

Lakin kapıdan çıkan kişiyle gözlerimiz kesiştiği an, aşkı bir dövmecide bulacağımı kesinlike bilmiyordum.

Sadece aşk da değildi onunla aramdaki bu his. Adını koyamamıştım onunla birlikte yaşadığım tüm bu şeylerin. O zamanlar bunu bilseydim, daha erken ona koşmak için tüm bu plan ve programlardan vazgeçerdim.

Kapıdan ilk çıktığında dikkatimi çeken şey, üzerinde dirseklerine kadar sıyrılmış siyah gömlek ve esmer tenini süsleyen bolca dövmeydi. Geniş omuzluydu ve kalçalarını saran dar siyah pantolon, bağcıklı botları ile birleşiyordu.

Ardından bize doğru döndü.

Güzel eli, bandanalı, uzun gri saçlarından geçti sert bir hareketle. Keskin kaşlarının birindeki piercing, büyük gözlerine sert bir hava katıyordu. Basık değil, yüksek bir burnu vardı. Dudakları iri ve kıpkırmızıydı. Tıpkı Adem ile Havva'nın Tanrı ile arasını bozan o elma gibi.

Düşmemiştim. Düşmek çok hafif kalıyordu. Çarpılmak ya da surata tokat yemek daha doğruydu böylesine bir güzellik karşısında. Sanki ne eklersen ekle, ne çıkartırsan çıkart, güzelliği daha da artacak ama asla azalmayacaktı.

Şarap gibi bir adamdı. İfadesi yorgunluk sebebiyle gölgeliydi ve tehlikeli duruyordu.

"Buyrun?" dedi ben ne olduğunu anlayamadan yanımızda biterken. Büyük ihtimalle ağzım açık, dişlerim görünür bir biçimde, hipnoz olmuş gibi ona bakıyordum ve bu utanç verici olsa da, o an için umurumda dahi değildi. Beni çarmıha gerseler bile ona bakmaktan kendimi geri çekemezdim.

"Şey..." dedim yutkunurken. Alışveriş merkezi planlarından tutun da, adım bile zihnimi terk etmişti o an. O ise sadece bana bakıyordu söyleyeceğim şeyi öğrenmek adına.

"Biz piercing yaptıracaktık." dedi Jimin olayı ele alarak. "Bana kaş piercingi olacak, arkadaşa da göb-"

"Hayır!" dedim birden nereden geldiğini anlayamadığım bir cesaretle. "Y-yani..." ikisinin de bakışları üzerimde dolanıyordu.

"Fikrimi degiştirdim." dedim daha kısık bir sesle. "Başka bir piercing istiyorum."

"Ne istiyorsun?" dedi Jimin anlamamış bir şekilde. Durumum tam anlamıyla rezaletti ve ortam aşırı tuhaflaşıyordu. Sesimi çıkartamadım.

"Pekala." dedi esmer derin ses tonuyla. Dudakları aralandığı o anı bile kaçırmadı gözlerim. Uyuşuk bir konuşma stili vardı ve bu nedense bana aşırı ateşli gelmişti.

"İstersen..." dedi devam ederek. "İlk seni alalım ve bana içeride nerene piercing istediğini göster?"

~

~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Burning Desire | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin